Bilişim Sistemine Girme Suçuna ilişkin Emsal Yargıtay Kararları

Bilişim Sistemine Girme - Kayseri Bilişim Avukatı - Zülküf Arslan Hukuk Bürosu 0352 222 1661

Bilişim Sistemine Girme - Yargıtay Kararları

Alanında yetkin Kayseri Bilişim Avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, güncel mevzuat ve Yargıtay kararları çerçevesinde savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek bilişim suçları ile ilgili uyuşmazlık ve dava süreçlerinde taraflara avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır.

Yargılama sırasında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almaları faydalı olacaktır.

Bilişim sistemine girme suçu ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için Kayseri Bilişim Avukatı kadromuzun hazırladığı makalemizi inceleyebilirsiniz. Kayseri bilişim avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.

Bilişim Sistemine Girme Suçu ile ilgili Örnek Yargıtay Kararları

Bilişim Sistemine Girme Suçu

“Bilişim sistemine girmek”, bir bilişim sisteminde bulunan verilerin bir kısmına veya tamamına, fiziken ya da uzaktan başka bir cihaz yoluyla erişilmesidir. Erişimi gerçekleştirmek için gevşek güvenlik önlemlerinden faydalanılabileceği gibi, var olan güvenlik önlemlerindeki boşluklar da kullanılabilir. Ağ üzerinden virüsler (komik resimler, kutlama kartları veya ses ve görüntü dosyaları gibi ekler halinde), truva atı (trojan horse), macro virüsü, solucanlar gibi kullanılarak veya sistemin açık kapıları zorlanarak giriş yapılabilir. Bilgisayar veri ve sistemlerine yapılan izinsiz giriş, aynı zamanda, “bilgisayara tecavüz”, “kod kırma” ya da “bilgisayar korsanlığı” olarak da tanımlanmaktadır. Suçun, başkasına ait bilgisayarın açılarak içindeki verilerin görülmesi biçiminde olabileceği gibi bir ağ aracılığıyla bilişim sisteminde oturum açılması yoluyla da işlenebilir. Girmede, iletişimin kablolu veya kablosuz olması ile mesafenin yakın ve uzak olması arasında da fark yoktur. Bir bilişim sistemine e-posta veya dosya gönderilmesi durumunda, bilişim sistemine girme söz konusu olmayıp yalnızca veri gönderildiğinden bu durum girme kapsamında düşünülemez. Mağdurun kişisel bilgisayarına ait işletim sistemine (Windows, Linux vs.), bir başka internet kullanıcısının, mağdurun rızası olmaksızın girmesi de suç oluşturacaktır.

E-posta adresi kullanıcısının erişiminin engellendiğine ilişkin şikayeti üzerine öncelikle erişimi engellenen adresin ve sanığa ait olduğu iddia olunan e-mail adresinin sanığa ve şikayetçiye ait olup olmadığı saptanmalı, bu husus ilgili internet sağlayıcısından sorularak adreslerin oluşturulma tarihi, kim tarafından oluşturulduğu ve IP (İnternet Protokolü) numarası sorulmalıdır. Microsoft Corporation’den de erişimin engellediği iddia olunan tarih/tarihler ve takip eden günlerde şikayetçinin e-mail adresine giriş yapıp yapmadığı, erişim sağlanmışsa IP bilgileri, bu tarihler itibariyle e-mail adresine ait şifrenin değiştirilip değiştirilmediği, değiştirilmiş ise ne zaman ve hangi IP numarası ile yapıldığı araştırılmalıdır. IP adresi kayıt bilgilerinden, ilgili Telekom Müdürlüklerinden, sisteme giriş yapan veya başarısız olan IP numaraları kullanıcılarının adres ve telefon bilgileri istenmeli, aynı şekilde sanığa ait olduğu iddia olunan e-mail adresini kullanan IP numaraları saptanıp adres ve telefon bilgileri de istenmelidir.

Erişimin sağlanamaması halinde, giriş yapmak isteyenler arasında şikayetçinin de bulunup bulunmadığının IP numarasından tespit edilerek iddianın doğruluğu belirlenmelidir.

Şikayetçi ve sanığın bilgisayarlarına el konulup hard diskleri incelenerek bilgisayarlar arasında bağlantı ve veri akışı olup olmadığı saptanıp ele geçirilen adresten bir başka adrese yazı veya görüntü gönderilmiş ise, bu olaya ilişkin bilgi sahipleri ile ele geçirilen adres kullanılarak ulaşılan adres sahipleri varsa tanık olarak dinlenmelidir.

Somut olayda; sanığın, katılanın kullandığı “…@hotmail.com” e-posta adresi ile irtibatlı olan Facebook adresine bilgisi ve rızası olmaksızın değiştirerek erişilmez kıldığından bahisle açılan davada, yapılan soruşturma ve kovuşturma yetersiz olup olaya ilişkin deliller toplanmadan mahkumiyet hükmü kurulmuştur. Sanığın suçlamayı kabul etmediği gibi hattına başkalarının girmiş olabileceği savunmasına ilişkin olmak üzere internet hattını sanık dışında başkalarının da kullanıp kullanmadığı ve kendisine ait olduğu belirtilen e-mail adresinin sanığa aidiyeti hususunda dosyada bir bilgiye rastlanmamıştır. Katılanın 27.05.2011 tarihinden itibaren e-mail adresine giremediğini belirttiğinin anlaşılması karşısında, anılan tarihten şikayet tarihine kadar olan dönemde, bu adresin faal olup olmadığı, katılan tarafından kendi adresine erişim sağlanıp sağlanmadığı tespit edilmemiştir. Sanık tarafından 22.05.2011 tarihinden sonra giriş yapılıp yapılmadığı, adrese ait şifrenin değiştirilip değiştirilmediği, şifre değiştirilmişse hangi tarihte ve hangi IP numarası ile erişim sağlanarak şifrenin değiştirildiği ilgili internet sağlayıcısından sorulmadan hüküm kurulmuştur.

Bu itibarla; yukarıda açıklanan yöntem izlenerek eksiklikler yerine getirilip sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilip gerektiğinde bilirkişiden de görüş alınarak sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, katılanın beyanına itibar edilerek ve eksik araştırmaya dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması,

SONUÇ: Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Esas: 2014/19342 Karar: 2015/2322 Tarih: 03.02.2015)

Bilişim Sistemine Girme Suçu

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiin delil bulunmadığına, soruşturmanın eksik yapıldığına, suçun sabit olmadığına ilişen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;

Ancak:

Dolandırıcılık suçu; hileli davranışlarla bir kişinin aldatılıp onun veya bir başkasının zararına, failin kendisine veya bir başkasına yarar sağlaması suretiyle oluşur. Suçun maddi unsurunu oluşturan hareketlerin, gerçek bir kişiye yöneltilmiş olması, onun kandırılarak çıkar sağlanması gerekir. Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunda ise, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağını veren manyetik sistemler araç olarak kullanılıp gerçek kişiler aldatılarak çıkar sağlanmaktadır. Bankaların etkin işlevi bulunan çek, hesap cüzdanı, dekont gibi maddi varlıklarının kullanılması halinde ise, banka vasıta kılınarak dolandırıcılık suçu oluşacaktır.

Gerçek bir kişiyle karşı karşıya gelmeden, yüz yüze veya telefon, bilgisayar, bilgi geçer gibi bir başka vasıta kullanılarak görüşmeden, konuşmadan, kişilere yönelik hileli davranışlarla aldatılmadan sadece bilişim sistemi kullanılarak doğrudan doğruya çıkar sağlanması halinde “bilişim sistemine girerek haksız çıkar sağlama suçu” gerçekleşecektir.

Somut olayda ise; sanığın, katılanın G… Bankası 1. Levent Şubesi’nde bulunan hesabına internet bankacılığı yoluyla girip hesaptaki paradan 3.200.00 TL’yi G… Bankası Osmanbey Şubesi’ndeki kendi hesabına internet yoluyla havale ettikten sonra parayı çekerek haksız menfaat sağladığı iddia ve dosya içeriğine uygun kabul edilmesi karşısında; gerçek kişiye yönelen hile oluşturacak nitelikte bir hareketin bulunmaması ve tamamen bilişim sistemi içinde gerçekleştirilmesi nedeniyle dolandırıcılık suçunun unsurlarının bulunmadığı, “veri”nin taşınabilir bir mal olarak kabul edilmesinin olanaklı olmaması nedeniyle hırsızlık suçunun unsurlarının da gerçekleşmediği eylemin, suç tarihinde yürürlükte bulunan (mülga) 765 sayılı TCK’nın 525/b (5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 244/4. maddesine uygun “bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suretiyle haksız çıkar sağlama”) maddesinde öngörülen bilişim suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek bilişim sistemlerinin aracı olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,

Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 07.10.2009 gününde oyçokluğuyla karar verildi. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi – Esas: 2009/1616 Karar: 2009/11328 Tarih: 07.10.2009)

Bilişim Sistemine Girme Suçuna Teşebbüs

Katılana ait Facebook hesabına erişim sağlayarak bu hesabın şifresini değiştirmek suretiyle bu hesaba erişimini engellediğinden bahisle açılan davada, sanığın “aleyhimde yazılar paylaştığını duyunca bende Facebook hesabına e-posta adresini bildiğim için gizli sorusunu tahmin ederek hesabına erişim yapmaya çalıştım ancak başarılı olmadım,” şeklindeki savunması, Facebook’un mesajla bildirimi üzerine durumu fark eden katılanın Facebook hesabını kullanamaması üzerine kurtarmak için güvenlik sorusunu cevaplayıp şifreyi değiştirip hesabını kurtardığını beyan etmesi, bilirkişi raporu içeriğinden, her ne kadar katılanın hesabına erişimi bir süre engellenmiş ise de henüz şifreyi tespit edemediğinden hesaba giremediği, katılanın müdahalesi sonucu girişiminin sonuçlanamaması ve bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme, değiştirme veya erişilmez kılma, sisteme veri yerleştirme, var olan verileri başka bir yere gönderme eylemlerinin gerçekleşmediğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin bilişim sistemine girmeye teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmayacağının karar yerinde tartışılmaması bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2017/6655).

Bilişim Sistemine Girme Fiilinin Yer Sağlayıcı Aracılığıyla İspatı

Sanık ile şikayetçinin bir dönem duygusal beraberlik yaşadıkları, ayrıldıktan sonra şikayetçinin kullanmış olduğu posta adresine habersiz olarak şifresini kırarak girdiği, bazı fotoğraflarını söz konusu hesaptan aldığından bahisle açılan davada, sanığın “…. kullanıcılar en az 270 günde bir oturum açmak zorundadırlar ve bu oturum belirtilen bu zamanda açılmaz ise mail hesapları kalıcı olarak şirket tarafından iptal edilir. Şikayetçi de bu Amerikan şirketinin kurallarına uymamış ve hesabını kalıcı olarak kaybetmiştir. Ben 01.04.2013 tarihinde bu hesabı yasal yoldan/sıfırdan/şifre kırmadan ve bilakis yeni şifre belirleyerek oluşturdum ve daha sonra şikayetçinin ricası üzerine benim olan bu hesabı kendisine kendi rızam ile teslim ettim” şeklindeki savunması karşısında, suç tarihinden önceki dönemde, bu adresin faal olup olmadığı, ve suç tarihinde önce ve sonraki tarihlerde şikayetçi tarafından kendi adresine erişim sağlanıp sağlanmadığı ilgili yer sağlayıcısından sorulup, sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilip gerektiğinde bilirkişiden de görüş alınarak sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırmaya dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2017/5663).

Facebook ve E-mail Bilişim Sistemine Girme Suçunda İspat

Şikayetçiye ait ……@hotmail.com internet adresine ve Facebook hesabına sanık tarafından şifrelerinin kırılması yoluyla girilerek kullanılamaz hale getirildiği iddiasıyla açılan davada, sanığın E-Mail-Facebook hesaplarına giriş yapıldığının tespit edildiği belirlenmiş ancak girişin engellediği iddia edilmişse de, buna ilişkin bir tespite rastlanmadığı ve ayrıca şikayetçinin mahkeme huzurunda verdiği “Olay tarihinde Facebook hesabıma erişim sağlayamadım. Şifremin kırılarak girildiğini tespit ettim. Bununla ilgili olarak her ne kadar sanığın IP numarası üzerinden bağlantı yapıldığı tespit edilmiş ise de T…. benim nişanlımdır, yakında da evleneceğiz, bu eylemi T……‘ın gerçekleştirdiğini düşünmüyorum. Bunu yapması için bir neden yoktur, benim şifrelerim zaten T….’da vardı. Benim hesabıma bu şekilde her zaman girebilirdi. Onun IP numarasından bağlantı yapılması bu nedenle normaldir. Şikayetimden vazgeçiyorum.” şeklindeki ifadesi karşısında; sanığın, şikayetçinin rızası dışında giriş yaptığına ilişkin delil bulunmadığından, beraati yerine yetersiz gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/24705).

Kişisel Web Sitesi Bilişim Sistemine Girme Suçunun İspatı

Sanığın kullandığı bilgisayar üzerinde usulünce imaj alma işlemi yapılarak sonucunda çıkan veri bütünlük (hash) değerlerinin tespit edilmemiş bulunması, IP numarasının kullanılan bilgisayarı göstermeyip internetle olan bağlantıyı göstermesi, sanığın bilgisayarlarında yapılan incelemede, bu bilgisayar kütüğünden m…-k12.com adresine bağlantı yapıldığının tespit olunamaması “hack” programına rastlanmasının şikayetçiye ait siteye müdahale edildiğini göstermeyeceği, kesin delil bulunmadan varsayımlarla hüküm kurulamayacağı cihetle tebliğnamedeki beraat kararının bozulması düşüncesine katılınmamıştır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2013/25428).

Cep Telefonları Yoluyla Bilişim Sistemine Girme Suçu

Bilgisayarın çalışmasını düzenleyen tüm programlara işletim sistemi denilmekte olup işletim sistemlerinin sadece bilgisayarlarda değil cep telefonlarında, tablet PC’Ierde de kullanılması mümkündür. İşletim sistemleri Windows, Android, Linux gibi isimler almaktadır.

Bir bilgisayarın işleyişi ve özellikle de verimliliği, işletim sistemi ile ilgilidir. İşletim sisteminin ana görevi, bilgisayarın çalışması için gerekli komutları vermek ve işlevleri sağlamaktır. Donanım ile yazılım arasındaki bağlantıyı sağlayan işletim sistemi çalışmadığı takdirde bilgisayarın kullanılması, program yüklenmesi olanaksızdır.

Somut olayda; katılanın cep telefonundan çekilmediği halde sanığın; “Sen Hacer’i değil, parayı seviyorsun…, kızım seninle görüşmez, bırak kızımın peşini, dolanma peşinde, seni uyarıyorum, Hacer’in seninle işi olmaz, bir daha bir araya gelmeniz ben hayattayken imkansız…” şeklindeki mesajı oluşturduğu ve telefonuna geldiği iddiasıyla boşanma dava dosyasında delil olarak ibraz ettiğinden bahisle açılan davada, sanık suçlamayı kabul etmemiş, bilirkişi raporunda ise iletişim detaylarında suça konu mesajlaşmaya dair kayıt bulunmadığı, ancak cep telefonlarına özel yazılımlar yüklenerek veya internet vasıtasıyla mesaj oluşturulabileceği belirtilerek mesaj çekilen ve mesaj alan cep telefonlarının incelenip, iletişim kayıtlarıyla karşılaştırılması gerektiğinin bildirilmesi karşısında, cep telefonlarında mobil işletim sistemleri bulunduğu ve program yüklenebilmesinin mümkün olduğu gözetilerek, taraflara ait cep telefonları alınıp uzman bilirkişi tarafından incelenip, iletişim kayıtları ile karşılaştırılmak suretiyle program yükleme veya internetten gönderme şeklinde suça konu mesaj gönderilip gönderilmediğinin araştırılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, cep telefonlarının “bilişim sistemine girme ve orada kalma” suçunun konusunu oluşturmayacağından bahisle, eksik incelemeye dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2015/14023).

Bilişim Sistemine Girme, Şantaj ve Özel Hayatın Gizliliğini İhlal

Sanığın katılanın telefon hafıza kartını bir şekilde ele geçirip Facebook şifrelerini de kırarak bu hesabı kullanmaya başlayıp elde ettiği fotoğrafları Facebook’tan yaymaya başlayacağını söyleyerek kendisiyle görüşmeye devam etmesi için kendine ait telefondan katılana ait telefona gönderdiği “elimde görüntülerin var, bunları yayınlayacağım”, “Face’teki resimleri beğenmediysen değiştireyim mesela oteldeki faturayı ya da seni s… görüntüleri koyayım”, “Nazilli’deyim gel görüşelim yoksa orayı başınıza yıkarım haber bekliyorum”, “benim sana yaptığım masrafı yollamazsan 29 Nisan gecesi A.. Otelde kaldığımızı belgeleyen faturayı bütün Nazilli’ye, eşine, ailesine yollarım, kesinlikle haber bekliyorum en geç yarına” gibi mesajların içerikleri ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın şantaj suçu, bilişim sistemine girme suçu ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını işlediği anlaşılmakla, TCK’nın uyarınca tüm suçlar açısından ayrı ayrı cezalandırılması gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle beraat hükümleri kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2015/24755).

Bilişim Sistemine Girme Suçunun İspatı

“Bilişim sistemine girmek”, bir bilişim sisteminde bulunan verilerin bir kısmına veya tamamına, fiziken ya da uzaktan başka bir cihaz yoluyla erişilmesidir. Erişimi gerçekleştirmek için gevşek güvenlik önlemlerinden faydalanılabileceği gibi, var olan güvenlik önlemlerindeki boşluklar da kullanılabilir. Ağ üzerinden virüsler (komik resimler, kutlama kartları veya ses ve görüntü dosyaları gibi ekler halinde), truva atı (trojan horse), macro virüsü, solucanlar gibi kullanılarak veya sistemin açık kapıları zorlanarak giriş yapılabilir. Bilgisayar veri ve sistemlerine yapılan izinsiz giriş, aynı zamanda, “bilgisayara tecavüz”, “kod kırma” ya da “bilgisayar korsanlığı” olarak da tanımlanmaktadır. Suçun, başkasına ait bilgisayarın açılarak içindeki verilerin görülmesi biçiminde olabileceği gibi bir ağ aracılığıyla bilişim sisteminde oturum açılması yoluyla da işlenebilir. Girmede, iletişimin kablolu veya kablosuz olması ile mesafenin yakın ve uzak olması arasında da fark yoktur. Bir bilişim sistemine e-posta veya dosya gönderilmesi durumunda, bilişim sistemine girme söz konusu olmayıp yalnızca veri gönderildiğinden bu durum girme kapsamında düşünülemez. Mağdurun kişisel bilgisayarına ait işletim sistemine (Windows, Linux vs.), bir başka internet kullanıcısının, mağdurun rızası olmaksızın girmesi de suç oluşturacaktır.

E-posta adresi kullanıcısının erişiminin engellendiğine ilişkin şikayeti üzerine öncelikle erişimi engellenen adresin ve sanığa ait olduğu iddia olunan e-mail adresinin sanığa ve şikayetçiye ait olup olmadığı saptanmalı, bu husus ilgili internet sağlayıcısından sorularak adreslerin oluşturulma tarihi, kim tarafından oluşturulduğu ve IP (İnternet Protokolü) numarası sorulmalıdır. Microsoft Corporation’den de erişimin engellediği iddia olunan tarih/tarihler ve takip eden günlerde şikayetçinin e-mail adresine giriş yapıp yapmadığı, erişim sağlanmışsa IP bilgileri, bu tarihler itibariyle e-mail adresine ait şifrenin değiştirilip değiştirilmediği, değiştirilmiş ise ne zaman ve hangi IP numarası ile yapıldığı araştırılmalıdır. IP adresi kayıt bilgilerinden, ilgili Telekom Müdürlüklerinden, sisteme giriş yapan veya başarısız olan IP numaraları kullanıcılarının adres ve telefon bilgileri istenmeli, aynı şekilde sanığa ait olduğu iddia olunan e-mail adresini kullanan IP numaraları saptanıp adres ve telefon bilgileri de istenmelidir.

Erişimin sağlanamaması halinde, giriş yapmak isteyenler arasında şikayetçinin de bulunup bulunmadığının IP numarasından tespit edilerek iddianın doğruluğu belirlenmelidir. Şikayetçi ve sanığın bilgisayarlarına el konulup hard diskleri incelenerek bilgisayarlar arasında bağlantı ve veri akışı olup olmadığı saptanıp ele geçirilen adresten bir başka adrese yazı veya görüntü gönderilmiş ise, bu olaya ilişkin bilgi sahipleri ile ele geçirilen adres kullanılarak ulaşılan adres sahipleri varsa tanık olarak dinlenmelidir.

Somut olayda; sanığın, katılanın kullandığı “…@hotmail.com” e-posta adresi ile irtibatlı olan Facebook adresine bilgisi ve rızası olmaksızın değiştirerek erişilmez kıldığından bahisle açılan davada, yapılan soruşturma ve kovuşturma yetersiz olup olaya ilişkin deliller toplanmadan mahkumiyet hükmü kurulmuştur. Sanığın suçlamayı kabul etmediği gibi hattına başkalarının girmiş olabileceği savunmasına ilişkin olmak üzere internet hattını sanık dışında başkalarının da kullanıp kullanmadığı ve kendisine ait olduğu belirtilen e-mail adresinin sanığa aidiyeti hususunda dosyada bir bilgiye rastlanmamıştır. Katılanın 27.05.2011 tarihinden itibaren e-mail adresine giremediğini belirttiğinin anlaşılması karşısında, anılan tarihten şikayet tarihine kadar olan dönemde, bu adresin faal olup olmadığı, katılan tarafından kendi adresine erişim sağlanıp sağlanmadığı tespit edilmemiştir. Sanık tarafından 22.05.2011 tarihinden sonra giriş yapılıp yapılmadığı, adrese ait şifrenin değiştirilip değiştirilmediği, şifre değiştirilmişse hangi tarihte ve hangi IP numarası ile erişim sağlanarak şifrenin değiştirildiği ilgili internet sağlayıcısından sorulmadan hüküm kurulmuştur. Bu itibarla; yukarıda açıklanan yöntem izlenerek eksiklikler yerine getirilip sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilip gerektiğinde bilirkişiden de görüş alınarak sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, katılanın beyanına itibar edilerek ve eksik araştırmaya dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/2322).

Bilişim Sistemine Girme Suçunda Kullanıcının Tespiti

Bilişim sistemine hukuka aykırı girme suçu nedeniyle sanık hakkında verilen beraat kararı şikayetçi/katılan tarafından temyiz edilmiştir. Sanığın kollukta alınan savunmasında, katılana internet üzerinden ve cep telefonundan mesajlar çekerek parasını istediğini, 09.02.2009 tarihinde savcılık makamında zapta geçirilen mesajları kendisinin gönderdiğini ve suça konu telefon hattını kendisinin kullandığını ikrar etmesi karşısında; sanığın katılanın hesabından dava konusu olan katılanın arkadaşlarına hitaben çekilen mesajları kendisinin çekip çekmediği hususu açıkça sorularak gerekirse IP numarasından kullanıcı bilgisayarın tespit edilmesi, dosyanın bilişim suçlarından anlayan bilgisayar mühendisine tevdi edilmesi ve bilirkişi raporunun alınması ve sonucuna göre sanığın tüm suçları yönünden hukuki durumunun dosyadaki bütün bilgilerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı biçimde hükümler kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar No:2017/18243).

Bilişim Sistemine Girme Suçu

Sanık … müdafiinin süre tutum dilekçesi verdikten sonra, 15.08.2013 tarihli temyizden vazgeçme talebinin içerir dilekçe sunduğu anlaşılmakla, katılan vekilinin temyiz istemine hasredilerek yapılan incelemede,

Katılanın kendisi tarafından kullanılan iki farklı elektronik posta adreslerinin bilgisi dışında erişim sağlanarak şifrelerinin değiştirildiğini, elektronik postalarda bulunan özel konuşmaların yayınlandığını, kendine ait hesaplardan üçüncü kişilerle yazışmalar yapıldığını belirterek suç duyurusunda bulunması üzerine yapılan soruşturma sonrasında, sanık …‘in yetkilisi ve temsilcisi olduğu turizm şirketine ait IP numarası ile, sanık …‘ın temsilcisi olduğu bilgisayar ve yazılım şirketine ait IP numaraları ile erişim sağlandığının tespit edildiği olayda,

1-) Sanık …‘in, savunmasında bahse konu iddialara dair daha önce yargılanarak hakkında beraat kararı verildiğini belirttiği, dosya içerisinde bulunan, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … esas numaralı dosyasına ait evraklar ile UYAP ortamından bu dosyada yapılan incelemede, sanık … hakkında, katılan … tarafından kullanılan mail adresine erişim yapılarak izinsiz olarak girildiği iddiasıyla sanık hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 243/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … esas ve karar sayılı ilamıyla sanık hakkında verilen beraat kararının, Yargıtay 8.Ceza Dairesinin 10.04.2014 tarihli ilamıyla, müştekinin temyiz isteminin reddine karar verildiği, iş bu dava dosyasının katılanı ve sanığı … ile, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … esas ve karar sayılı dosyasının katılan ve sanıkları ile her iki dava dosyasına konu eylemlerin aynı olması dikkate alınarak, sanık … yönünden açılan kamu davalarının reddine karar verilip verilmeyeceğinin karar yerinde tartışılmaması,

2-) Dosya kapsamından, katılana ait mail adreslerine, sanıklara ait şirketler tarafından kullanılan IP adreslerinin erişim sağladığının sabit olduğu, bunun yanında bilgisayar ve yazılım şirketinin sorumlusu olan sanık …‘ın savunmalarında, … IP numaralı sunucularına suç tarihinde … numaralı IP ile sürekli atak yapıldığını belirttiği, diğer sanık …‘in de atılı suçu işlemediğini beyan ettiği, suçların 2009 tarihinde işlenmesi sebebiyle sanıklara ait bilgisayarlarda yapılması gerekli olan ama yapılmayan incelemelerin, aradan geçen zaman itibariyle şimdi yapılması halinde bir delile ulaşılması mümkün görülmemekte ise de; dosyanın kül halinde bilişim alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek, 24.12.2009 günü saat 23.00 ile 25.12.2009 günü saat 09.00 tarihleri arasında, katılana ait mail adreslerine sanıklar dışında başka IP adreslerinin ulaşıp ulaşmadığı, sanıklara ait IP numaraları vasıtasıyla, başka IP numaraları ile uzaktan atak yapılarak katılana ait mail adreslerine erişilip erişilemeyeceği konularında, katılanın iddiası ve sanıkların savunmaları dikkate alınarak ayrıntılı bilirkişi raporu alınması, ayrıca katılanın şikayet dilekçesinde bahse konu mail adreslerindeki kayıtların internet ortamında yayınlanmış olduğunu ve başka postalara kendisi adına mail adresi göndermiş olduğu iddiası da gözetilerek, bu kayıtların hangi internet sitelerinde yayınlandığı, bu yayınlara dair çıktıların bulunup bulunmadığı, kendisine ait mail adresinden üçüncü kişilere gönderildiği belirtilen mail çıktılarının bulunup bulunmadığı, üçüncü kişilerin kimlik bilgileri tespit edilerek, gerektiği takdirde tanık sıfatıyla dinlenmesi sağlandıktan sonra sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması

SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 20.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Esas: 2015/7248 Karar: 2016/6819 Tarih: 20.04.2016)

Kayseri Bilişim Avukatı - Hukuki Yardım

Alanında yetkin Kayseri Bilişim Avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, güncel mevzuat ve Yargıtay kararları çerçevesinde savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek bilişim suçları ile ilgili uyuşmazlık ve dava süreçlerinde taraflara avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır.

Yargılama sırasında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almaları faydalı olacaktır.

Bilişim suçu ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için Kayseri Bilişim Avukatı kadromuzun hazırladığı makale ve kararları inceleyebilirsiniz. Kayseri bilişim avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.