Muvazaa Tespitine İtiraz Davası, İşçilik Alacağı Davasında Bekletici Mesele Yapılabilir mi?

Muvazaa Tespitine İtiraz Davası, İşçilik Alacağı Davasında Bekletici Mesele Yapılabilir mi? - Kayseri İş Hukuku Avukatı - Kayseri İşçi Avukatı - Zülküf Arslan Hukuk Bürosu 0352 222 1661

Muvazaa Tespitine İtiraz Davası, İşçilik Alacağı Davasında Bekletici Mesele Yapılabilir mi?

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

Esas No: 2018/487 Karar No: 2019/1008 Karar Tarihi: 08.10.2019

Mahkemesi: İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 4. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.04.2016 tarihli ve 2014/117 E., 2016/154 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 01.11.2016 tarihli ve 2016/23132 E., 2016/19021 K. sayılı kararı ile;

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; davalı Belediyenin Zabıta Müdürlüğü’nün görev alanında bulunan geri hizmetlerin yürütülmesi ve emek yoğun işlerin görülmesi maksadıyla hizmet alımı yoluna gittiğini, davadışı Kent Yol A.Ş.’nin teknik ve idari şartnameler gereğince ihaleye çıkılan hizmetleri üstlendiğini, Belediye Kanunu ve yönetmelikte zabıta hizmetlerinin belediyenin asli hizmetlerinden olduğunun belirtildiğini, davalı belediyenin hizmet aldığı işçiler üzerinde yönetim hakkını doğrudan kullandığını, çalışma saatleri ve hafta izinlerini bizzat belirlediğini, sözde alt işveren Kent Yol A.Ş.’nin zabıta işleriyle ilgili bir organizasyonunun olmadığını, yaptığı tüm işin bordrolama olduğunu, davacının ve arkadaşlarının fiilen zabıta memurluğu görevini yaptığını ancak Belediyenin muvazaalı işlemi nedeniyle maaşlarının düşük olduğunu ve sendikal haklardan yararlanmalarının mümkün olmadığını ileri sürerek; fazla mesai ücreti, maaş farkı, TİS’ten doğan sendikal haklar ve ayrımcılık tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:

Davalı vekili; davacının Belediye personeli olmadığını, aralarında hizmet akdi bulunmadığını, Zabıta destek personeli hizmet alımı ihalesi sebebiyle Kent Yol A.Ş.’de istihdam edildiğini, Devlet Memurları Kanununa göre değil Statü Hukuku olan İş Hukukuna tabi olduğunu, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, Belediye Kanunun 14. Maddesinde ”Zabıta hizmetlerini yapar ve yaptırır”, 51.maddesinde ”Zabıta hizmetlerinin kesintisiz olarak yürütülür” ifadesinin bulunduğunu, bu yasal dayanaklar çerçevesinde …’nda Zabıta Müdürlüğü’nün görev alanında bulunan geri hizmetlerinin yürütülmesi ve emek yoğun işlerinin hizmet alımı yoluyla gördürülmesi konusunda destek personele ihtiyaç duyulduğunu, bu kapsamda zabıta destek alım ihalesi yapıldığını, hizmet alımının muvazaalı olduğuna dair davacı iddiasının ve diğer iddiaların doğru olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.

E) Gerekçe:

Davacının, davadışı Kent Yol A.Ş. ile yaptığı hizmet sözleşmesi gereğince, davalı … Belediyesi’nde çalıştığı tartışmasızdır. Buna karşılık davalı … ile dava dışı Kent Yol A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının kadrolu Zabıta Memurlarının yararlandığı sendikal haklar dahil tüm haklardan yararlanmasının mümkün olup, olmadığı ve ayrımcılık tazminatına hak kazanıp kazanmadığı ihtilaflıdır.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu’nun 07.07.2014 tarih ve 4687 sayılı inceleme raporunda; asıl işveren davalı … ile dava dışı alt işverenler (…de dahil olmak üzere) arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olduğunun belirtildiği ve davalı … ile dava dışı alt işverenlerce söz konusu rapordaki muvazaa tespitine ilişkin saptamaların geçersizliğine hükmedilmesi için İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinde dava açıldığı anlaşılmaktadır.

İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesi’nde açılan davanın bekletici mesele yapılarak verilen kararın kesinleşmesinden sonra dosyadaki diğer bilgi ve belgeler ile bir değerlendirmeye tabi tutulduktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır…”

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı (mülga) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla değişikliği öncesi hâliyle 438. maddesinin 2. fıkrası hükmü gereğince direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından davalı vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.

Davacı vekili, müvekkilinin zabıta memuru sıfatıyla asıl işveren olan davalı Belediyenin işçisi olmasına rağmen alt işveren işçisi olarak gösterildiğini, asıl-alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, muvazaanın ve müvekkilin asıl işveren işçisi olduğunun tespiti ile işe giriş tarihinden itibaren ödenmeyen fark alacaklarının, sendikal haklarının ve ayrımcılık tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davacının müvekkilinin personeli olmadığını, müvekkili Belediye ile davacı arasında iş sözleşmesi bulunmadığını, zabıta destek personeli olarak hizmet alım ihalesi ile Kent Yol A.Ş.’de istihdam edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, dinlenen tanıkların, davacı ve arkadaşlarının fiilen zabıta memuru olarak görev yaptıklarını, tüm emir ve talimatları Belediyenin kadrolu çalışanı olan amirlerinden aldıklarını ifade ettikleri, Belediye Kanunu’nun 14. maddesinde zabıta hizmetlerinin Belediyenin asli işi olduğunun belirtildiği, madde metninde yer alan ”yapar ve yaptırır” ifadesinin 51. madde ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda “yaptırır” ifadesinden anlaşılması gerekenin, destek hizmetleri ve emek yoğun işler olduğu, bizzat zabıta görevinin yaptırılmasına imkân veren bir düzenleme olarak yorumlanmasının mümkün olmadığı, bu durumda 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin 6. ve 7. fıkraları kapsamında davalı … ile dava dışı Kent Yol A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin geçerli bir asıl-alt işveren ilişkisi bulunmadığı, dolayısıyla davacı ve arkadaşlarının başlangıçtan beri davalı Belediyenin işçisi olduğu, sendika üyesi olan davacının muvazaa sebebiyle sendikal haklardan yararlanabileceği, ayrıca ayrımcılık tazminatına da hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.

Mahkemece, önceki gerekçelerle ve İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinde görülmekte olan davada verilecek kararın hiçbir şekilde eldeki davada verilecek kararı etkilemesinin mümkün olmadığı, davanın reddedilmesi durumunda Belediyenin hizmet alımının muvazaalı olduğunun kabul edilmiş olacağı, mahkemenin kanaatinin de bu yönde olduğu, davanın kabul edilecek olmasının hizmet alımının muvazaalı olmadığı anlamına geleceğinden mahkemece verilecek kararı etkileyeceği düşünülebilse de, bunun doğru olmadığı, müfettiş raporuna karşı açılan davada yapılacak olan inceleme ve değerlendirme ile verilecek olan kararın, hizmet alımı işlemine karşı genel bir bakış açısının sonucu olacağı, dosyada yapılan değerlendirmenin ise bireysel olduğu, genel bir bakış açısıyla işlemin muvazaalı olmadığı sonucuna varılmasının bireysel olarak davacının yaptığı görev açısından baştan beri asıl işverenin işçisi sayılmasını gerektirecek şekilde muvazaalı bir iş sözleşmesi ile çalıştırıldığının kabul edilmesine engel olmadığı, bu değerlendirmenin ancak bireysel anlamda dava açan işçinin taraf olduğu dosyada yapılması mümkün olan bir değerlendirme olduğu, işçinin taraf olmadığı bir davada muvazaanın varlığına ya da yokluğuna dair verilecek olan karar işçiyi bağlamayacağından açtığı davada bekletici mesele yapılmasının da mümkün olmadığı, aksi durumda davacı işçinin alacağına ulaşma süresinin uzayacağı, bu durumda adil yargılanma hakkının ihlâl edilmiş olacağı, İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinde müfettiş raporuna karşı açılan davada farklı iş kolları bulunmakla birlikte, mahkemece yapılan işin yardımcı iş mi yoksa asıl iş veya asıl işin bir parçası mı olduğu hususlarında değerlendirme yapılması gerekeceğinden bazı iş kolları açısından hizmet alımının muvazaalı olduğu, bazıları yönünden ise muvazaalı olmadığı sonucunu doğurabileceği, davacı yönünden değerlendirme yapıldığında, dosyada toplanan delillerin zabıta destek hizmeti alım işleminde yapılan hizmet alımının muvazaalı olduğunu kabul etmeye yeterli olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararını davalı vekili temyiz etmiştir.

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olayda, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu’nun 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı inceleme raporu uyarınca asıl işveren davalı … ile dava dışı alt işverenler arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespitine yönelik İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinde açılan davanın eldeki dava yönünden bekletici mesele yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Dosya içeriğindeki bir kısım belgeler ile UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) üzerinden yapılan araştırma sonucunda, Özel Dairece bekletici mesele yapılması gerektiği belirtilen ve İstanbul 24. İş Mahkemesinde görülen muvazaa tespitine itiraz davasında nihai olarak, davacılar Kent Yol A.Ş. ve … arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olduğu tespit edildiğinden davanın reddine, davacı … ile Atlas İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olmadığının tespiti nedeniyle davanın kabulüne dair verilen kararın, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.03.2018 tarihli ve 2018/2254 E., 2018/5324 K. sayılı kararı ile onandığı anlaşılmıştır.

Aynı dosya üzerinden, davacılar Kent Yol A.Ş. ve … vekilleri tarafından yapılan maddi hata başvurusuna ilişkin olarak ise Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 05.07.2018 tarihli ve 2018/5924 E., 2018/14813 K. sayılı kararı ile temyiz incelemesi sonucunda verilen kararda maddi hata saptanamadığı, maddi hataya dayandığı ileri sürülen hususların hukuki takdire ilişkin olduğu, İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesi gereğince iş mahkemelerinin kararları ile ilgili Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme istenemeyeceği belirtilerek, davacılar … ve Kent Yol A.Ş. vekillerinin dilekçelerinin reddine karar vermiş, İstanbul 24. İş Mahkemesince 14.01.2019 tarihinde, kararın 15.03.2018 tarihi itibariyle kesinleştiğine ilişkin kesinleşme şerhi verilmiştir.

Açıklanan bu durum itibariyle, İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinde görülen muvazaa tespitine itiraz davasının bekletici mesele yapılmasına ihtiyaç kalmamıştır.

O hâlde, muvazaa tespitine itiraz davasının bekletici mesele yapılmasına gerek kalmadığından, sonucu itibariyle direnme kararı yerinde olup, açıklanan bu değişik gerekçeye göre onanmalıdır.

Ne var ki, esasa yönelik temyiz incelemesi yapılmadığından dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan bu değişik gerekçeye göre direnme uygun bulunduğundan; davalı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.10.2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

Kayseri İş Hukuku Avukatı

İş sözleşmesi hazırlanması ve sözleşmenin feshi gibi iş hukuku davası ve uyuşmazlıklarda taleplerin etkili bir biçimde ileri sürülmesi ve hak kaybına uğramamak için iş hukuku alanında deneyimli bir avukattan hukuki destek alınması faydalı olacaktır.  Kayseri iş hukuku avukatı kadromuz, iş hukuku alanında 15 yılı aşan deneyimi ile güncel mevzuat ve Yargıtay kararları çerçevesinde; ihbar tazminatı davası, kıdem tazminatı davası, işe iade davası, fazla mesai alacağı ve benzer davaların açılması ve takibi, mobbing ve kötü niyet tazminatlarına ilişkin davaların açılması ve takibi, fazla mesai ücretleri ve yıllık ücretli izinlerin kullandırılması, hesaplanması ve tahsili davaları açılması ve takibi konuları başta olmak üzere -bunlarla sınırlı olmamak üzere- iş hukuku ile ilgili her türlü konuda müvekkillerine avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.

Kayseri iş hukuku avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.