İşe İade Davasında Avukatın Önemi
İşe iade davası süreçlerinde Zülküf Arslan Hukuk Büromuz 15 yılı aşkın deneyimi ve alanında uzman iş hukuku avukatı kadrosu ile gerek işveren vekili gerekse haklarını alamamış işçi vekili olarak müvekkillerimizin haklarını savunmakta ve onlara avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Fesih bildiriminde sebep gösterilmediğini veya gösterilen sebebin haklı olmadığını iddia eden işçinin İş Kanunu gereğince tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesinde işe iade davası açması gerekir.
Kanuni düzenlemeye göre, bir aylık hak düşürücü sürenin hesaplanmasında esas alınması gereken tarih, fesih tarihi değil, feshin bildirildiği tarihtir. Bu süre, hak düşürücü süre olduğundan mahkemece re’sen dikkate alınır.
İşverenin fesih ile birlikte ihbar, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ücreti gibi işçinin her türlü yasal hakkını ödemiş olması, işçinin işe iade davası açmasına engel teşkil etmez. Ancak işçinin işe iade davası açabilmesi için, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışması ve sigorta kayıtlarına göre o işyerinde en az 6 aylık kıdeminin bulunması ve o işletmenin bütününde en az otuz işçi çalışması gerekir.
İşe İade Davası Şartları
İşçinin işe iade talebinde bulunması yeterlidir. Feshin geçersizliğine bağlı olan tazminat ve boşta geçen süre ücret alacağı tespit niteliğinde olduğundan bunların kaç aylık ücret tutarında olacağı belirlenecek ayrıca tazminat miktarı ve tahsile ilişkin hüküm kurulmayacaktır.
Tebligat Kanunu’na göre vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Buna göre kesinleşmiş işe iade kararı, dava avukat ile takip edilmiş ise; on günlük süre ancak avukata yapılan tebligat ile başlar. On günlük süre içerisinde işçi işe başlama iradesini işverene bizzat iletebileceği gibi vasıtalı yollarla (noter veya iadeli taahhütlü mektup aracılığıyla veya avukatı aracılığıyla) da işverene ulaştırabilir.
İşe İade Süreci Nasıl İşler?
Kesinleşmiş işe iade kararından sonra on iş günü içerisinde yeniden işe başlatılma talebiyle işverene başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmayan işveren, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında iş güvencesi tazminatı ödemek zorundadır.
Kesinleşmiş işe iade kararı üzerine işverene başvuran işçi, muaccel hale gelen boşta geçen süre için 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının alacak olarak belirlenmesi ve miktar olarak hüküm altına alınması gerekçesiyle ikinci bir dava açarak ödenmesi gereken haklarını hesap bilirkişisine hesaplattırmalı ve eda niteliğinde hüküm kurulmalıdır. Bu durumda ayrıca, değer dikkate alınarak nispi karar harcı ve vekâlet ücretine karar verilmelidir.
İşe iade davası açılmasından sonra, işverenin dava sonuçlanmadan işçiyi tekrar işe alması halinde dava konusuz kalacaktır. Yargıtay kararlarına göre; işçinin, boşta geçen süre için ücrete hak kazanması, ancak feshin geçersizliğine karar verilmesi ve işçinin süresinde işe iade için işverene başvurması şartlarına bağlıdır. Davanın konusuz kalması durumunda ise feshin geçersizliğine ve işe iade kararı verilemeyeceğinden mahkeme işçinin çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücrete karar veremez.
İş akdinin feshinden doğan kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmemiş ücret gibi işçilik alacakları, işe iade talebi ile birlikte talep edilemez. Feshin geçersizliği ile işe iade talep edilirken diğer taraftan geçersiz olduğu ileri sürülen feshin sonucuna bağlı olan tazminatlar istenemez.
İşe İade Talebi ile Kıdem ve İhbar Tazminatı Birlikte İstenemez
Yargıtay kararlarına göre; işe iade talebi ile kıdem ve ihbar tazminatı gibi doğuşu iş akdinin sona ermesine bağlı işçilik haklarının birlikte talep edildiği davalarda öncelikle davaların ayrılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Bu durumda, işe iade davası sonucu kesinleşinceye kadar, kıdem-ihbar tazminatı talepli davada bekletici mesele yapılacaktır. İşe iade davasını kazandığı halde işe başlatılmayan işçi kıdem ve ihbar tazminatı için dava açması halinde Kanuni düzenleme gereği hizmet süresine 4 (dört) ay eklenecektir.
Haksız fesih gerekçesiyle işe iade talebinde bulunan işçinin, boşta geçen süre içerisinde yeni bir iş bulması, feshin geçersizliğini ve işe iadeyi etkileyen bir unsur değildir. İşe iade davası açan işçinin dava sonuçlanana kadar çalışmaması gerektiği düşünülemez; zira çalışma hakkı, Anayasal ve temel bir haktır. Kanunda da işçinin çalıştığı sürenin boşta geçen süreden mahsup edileceğine dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu nedenle işe iade davasını kazanan işçiye bu süreçte çalışmış olsa dahi 4 aya kadar olan ücreti kesintisiz olarak ödenmelidir.
İşe iade hakkı ile kıdem ve ihbar tazminatı, iş sözleşmesinin niteliğine göre değişmektedir. Şartları mevcutsa kıdem tazminatı hem belirli süreli hem de belirsiz süreli iş sözleşmeleri bakımından talep edilebilir. İhbar tazminatı ve işe iade hakkı ise belirsiz süreli sözleşmeler bakımından şartları varsa mümkün iken, belirli süreli iş sözleşmeleri bakımından talebi mümkün değildir.
İş Hukuku davası ve uyuşmazlıklarda taleplerin etkili bir biçimde ileri sürülmesi ve hak kaybına uğramamak için iş hukuku alanında deneyimli bir avukattan hukuki destek alınması faydalı olacaktır.
Kayseri iş hukuku avukatı kadromuz, iş hukuku alanında 15 yılı aşan deneyimi ile güncel mevzuat ve Yargıtay kararları çerçevesinde; ihbar tazminatı davası, kıdem tazminatı davası, işe iade davası ve benzer davaların açılması ve takibi, mobbing ve kötü niyet tazminatlarına ilişkin davaların açılması ve takibi, fazla mesai ücretleri ve yıllık ücretli izinlerin kullandırılması, hesaplanması ve tahsili davaları açılması ve takibi konuları başta olmak üzere -bunlarla sınırlı olmamak üzere- iş hukuku ile ilgili her türlü konuda müvekkillerine avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.
Kayseri iş hukuku avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.