375 sayılı KHK Kapsamında Kadrolu İşçinin Kamu Görevinden Çıkarılması- Görevli Mahkeme

375 sayılı KHK Kapsamında Kadrolu İşçinin Kamu Görevinden Çıkarılması İşlemini İptal Davasında Görevli Mahkeme - Kayseri İdare Hukuku Avukatı - Kayseri Avukat Zülküf Arslan Hukuk Bürosu 0352 222 1661

375 sayılı KHK Kapsamında Kadrolu İşçinin Kamu Görevinden Çıkarılması: İptal Davasında Görevli Mahkeme

Belediye Başkanlıklarında çalışan belediye personeli ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan sürekli, daimi ve kadrolu işçilerin kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin 375 sayılı KHK kapsamında İçişleri Bakanlığı kararıyla tesis edilen işlemin iptali istemiyle idare mahkemesinde mi yoksa İş Kanunu hükümlerine göre iş mahkemelerinde mi dava açılacağı hususu merak edilmektedir.

Kamu görevinden çıkarma kararlarına dayanak teşkil eden 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname‘nin Geçici 35. Maddesinde yer alan düzenlemeye göre;

”B) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen; …

8) Mahalli idareler personeli, valinin başkanlığında toplanan ve vali tarafından belirlenen kurulun teklifi üzerine İçişleri Bakanının onayıyla kamu görevinden çıkarılır.

9) 657 sayılı Kanuna ve diğer mevzuata tabi her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dâhil) istihdam edilen personel, ilgili kurum veya kuruluşun en üst yöneticisi başkanlığında bağlı, ilgili veya ilişkili olunan bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ilgili bakan onayıyla kamu görevinden çıkarılır.

Bu maddenin (A) fıkrasında belirtilenlerin işlemleri ise söz konusu fıkradaki usule göre yapılır.”

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptali için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Belediye Başkanlıklarında çalışan belediye personeli ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan sürekli, daimi ve kadrolu işçilerin kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin 375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında İçişleri Bakanlığı kararıyla tesis edilen işlemin; kamu gücüne dayalı ve tek taraflı tesis edilmiş bir idari işlem olması nedeniyle kadrolu işçinin kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılacak iptal davasının görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu kabul edilmektedir.

Kadrolu İşçinin Kamu Görevinden Çıkarılması – Emsal Danıştay Kararları

Danıştay 5. Daire

Esas No: 2021/11857 Karar No: 2022/1657 Karar Tarihi: 30.03.2022

DANIŞTAY KARARI

İstemin Konusu: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Yargılama Süreci

Dava konusu istem: … Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde kadrolu (sürekli/daimi) işçi olarak görev yapan davacının, 375 sayılı KHK geçici 35. madde uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin İçişleri Bakanlığının … tarih ve … sayılı işleminin iptali ile iş akdinin askıya alındığı 14/02/2018 tarihinden itibaren yoksun kaldığı tüm özlük haklarının iadesine ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararında; 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında davalı idare ile imzalamış olduğu iş sözleşmesi ile özel hukuk hükümlerine tabi olarak görev yapan davacının, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin, İş Kanunu’na ve imzalanan iş akdine göre değerlendirilmesinin İş Mahkemelerinin görev alanında bulunduğundan, açılan bu davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerlerinin (İş Mahkemesinin) görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının istinaf başvurusunda bulunması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Temyiz Edenin iddiaları: Davacı tarafından; kamu görevinden çıkarılmasına dair işlemin bir idari işlem olduğu, uyuşmazlığın İş Mahkemelerinde görüm ve çözümünün mümkün olmadığı, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin yargı denetiminin idari yargı yerince yapılması gerektiği, benzer nitelikte davalarda İdare Mahkemelerince uyuşmazlığın esası hakkında karar verildiği, davanın görev yönünden reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

Karşı Tarafın Savunması: Davalı idare İçişleri Bakanlığı tarafından; Davanın görev yönünden reddine karar verilmesinin hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

Davalı idare Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkiminin Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile davanın görev yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İnceleme ve Gerekçe

Maddi Olay:

… Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde kadrolu (sürekli/daimi) işçi olarak görev yapan davacı, 375 sayılı KHK geçici 35. madde uyarınca İçişleri Bakanlığının … tarih ve … sayılı işlemiyle kamu görevinden çıkarılmıştır.

Bunun üzerine, anılan işlemin iptali ile iş akdinin askıya alındığı 14/02/2018 tarihinden itibaren yoksun kaldığı tüm özlük haklarının iadesine ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.

İlgili Mevzuat

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun 2. maddesinde, idari dava türleri olarak; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptali için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların sayıldığı ve idari yargının, idari eylem ve işlemlerin hukuki denetimini yapmakla görevli olduğu kurala bağlanmıştır.

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname‘nin geçici 35. maddesinin B fıkrasında yer alan düzenlemeye göre;

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen;

8) Mahalli idareler personeli, valinin başkanlığında toplanan ve vali tarafından belirlenen kurulun teklifi üzerine İçişleri Bakanının onayıyla kamu görevinden çıkarılır.

Hukuki Değerlendirme

Görev uyuşmazlığının çözümünde tarafların hukuki statüsünün yanında dava konusu edilen işlemin niteliği de önem arz etmektedir. Kamu tüzel kişileri ile gerçek kişiler arasındaki ilişki özel hukuktaki eşitler arası ilişkiden farklıdır. Kimi zaman kamu tüzel kişisi ile gerçek kişi arasında tamamen özel hukuk kurallarına göre bir ilişki tesisi mümkün ise de çoğunlukla kamu otoritesinin üstün yetkiyle donatıldığı, tek taraflı irade beyanı ile karşı tarafın hukuki durumunda değişiklik yapabildiği bir hukuki ilişki söz konusudur. İdare; İdare hukuku alanında, kamu gücüne dayalı olarak re’sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlerle, hukuk alanında yeni bir durum oluşturulmakla işleme idari işlem kimliği kazandırmakta ve kural olarak bu işlemler özel yasal düzenlemeler dışında idari yargı denetimine tabi bulunmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde kadrolu (sürekli/daimi) işçi olarak görev yapan davacının, 375 sayılı KHK geçici 35. madde uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin İçişleri Bakanlığının … tarih ve … sayılı işleminin iptali ile iş akdinin askıya alındığı 14/02/2018 tarihinden itibaren yoksun kaldığı tüm özlük haklarının iadesine ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Her ne kadar ilk derece mahkemesince; 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında davalı idare ile imzalamış olduğu iş sözleşmesi ile özel hukuk hükümlerine tabi olarak görev yapan davacının, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin, İş Kanunu’na ve imzalanan iş akdine göre değerlendirilmesinin İş Mahkemelerinin görev alanında bulunduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ise de; uyuşmazlık konusu olayda davacının, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 35. maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarıldığı, iş akdinden ya da İş Kanunu’ndan doğan bir hak talep edilmediği, kamu görevinden çıkarılması nedeninin İş Kanunu’nda sayılan fesih nedenlerinden biri olmadığı görülmektedir.

Bu durumda, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığında İş Kanunu hükümlerine göre çalışan davacı hakkında İçişleri Bakanlığı kararıyla tesis edilen kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin; kamu gücüne dayalı ve tek taraflı tesis edilmiş, davacının menfaatini etkileyen ve bu yönüyle sonuç doğuran bir idari işlem olduğu ve anılan işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu sonucuna varılmaktadır.

Bu itibarla, davanın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın çözümünün adli yargı mercilerinin görevinde olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Danıştay 5. Daire

Esas No: 2021/11856 Karar No: 2022/1656 Karar Tarihi: 30.03.2022

DANIŞTAY KARARI

İstemin Konusu: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Yargılama Süreci

Dava konusu istem: … Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde kadrolu (sürekli/daimi) işçi olarak görev yapan davacının, 375 sayılı KHK geçici 35. madde uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin İçişleri Bakanlığının … tarih ve … sayılı işleminin iptali ile iş akdinin askıya alındığı 14/02/2018 tarihinden itibaren yoksun kaldığı tüm özlük haklarının iadesine ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararında; davacının 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında davalı Büyükşehir Belediyesi bünyesinde işçi statüsünde görev yaptığı, iş sözleşmelerinin tek taraflı iradeye dayanmayan karşılıklı taahhütler içeren bir sözleşme türü olduğu, davanın esasına girilmesi halinde iş akdinin, iş akdinin atıf yaptığı mevzuat ve toplu iş sözleşmesi hükümleri kapsamında incelenmesi gerektiği, bu nedenle kamu görevinden çıkarılmak suretiyle iş akdinin sona erdirilmesine dair işleme yönelik yapılacak incelemenin İş Mahkemelerinin görev alanında bulunduğu anlaşıldığından, açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerlerinin (İş Mahkemesinin) görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının istinaf başvurusunda bulunması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Temyiz Edenin İddiaları: Davacı tarafından; kamu görevinden çıkarılmasına dair işlemin bir idari işlem olduğu, İş Kanunu’ndan kaynaklanan bir işlem olmadığı, uyuşmazlığın İş Mahkemelerinde görüm ve çözümünün mümkün olmadığı, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin yargı denetiminin idari yargı yerince yapılması gerektiği, benzer nitelikte davalarda İdare Mahkemelerince uyuşmazlığın esası hakkında karar verildiği, davanın görev yönünden reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

Karşı Tarafın Savunması: Davalı idare … Bakanlığı tarafından; Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Davalı idare … Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkiminin Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile davanın görev yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İnceleme ve Gerekçe

Maddi Olay

… Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde kadrolu (sürekli/daimi) işçi olarak görev yapan davacı, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname‘nin geçici 35. maddesi uyarınca İçişleri Bakanlığının … tarih ve … sayılı işlemiyle kamu görevinden çıkarılmıştır.

Bunun üzerine, anılan işlemin iptali ile iş akdinin askıya alındığı 14/02/2018 tarihinden itibaren yoksun kaldığı tüm özlük haklarının iadesine ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.

İlgili Mevzuat

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun 2. maddesinde, idari dava türleri olarak; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptali için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların sayıldığı ve idari yargının, idari eylem ve işlemlerin hukuki denetimini yapmakla görevli olduğu kurala bağlanmıştır.

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname‘nin geçici 35. maddesinin (B) fıkrasında yer alan düzenlemeye göre;

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen; …

8) Mahalli idareler personeli, valinin başkanlığında toplanan ve vali tarafından belirlenen kurulun teklifi üzerine İçişleri Bakanının onayıyla kamu görevinden çıkarılır.

Hukuki Değerlendirme

Görev uyuşmazlığının çözümünde tarafların hukuki statüsünün yanında dava konusu edilen işlemin niteliği de önem arz etmektedir. Kamu tüzel kişileri ile gerçek kişiler arasındaki ilişki özel hukuktaki eşitler arası ilişkiden farklıdır. Kimi zaman kamu tüzel kişisi ile gerçek kişi arasında tamamen özel hukuk kurallarına göre bir ilişki tesisi mümkün ise de çoğunlukla kamu otoritesinin üstün yetkiyle donatıldığı, tek taraflı irade beyanı ile karşı tarafın hukuki durumunda değişiklik yapabildiği bir hukuki ilişki söz konusudur. İdare; İdare hukuku alanında, kamu gücüne dayalı olarak re’sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlerle, hukuk alanında yeni bir durum oluşturulmakla işleme idari işlem kimliği kazandırmakta ve kural olarak bu işlemler özel yasal düzenlemeler dışında idari yargı denetimine tabi bulunmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; … Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde kadrolu (sürekli/daimi) işçi olarak görev yapan davacının, 375 sayılı KHK geçici 35. madde uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin İçişleri Bakanlığının … tarih ve … sayılı işleminin iptali ile iş akdinin askıya alındığı 14/02/2018 tarihinden itibaren yoksun kaldığı tüm özlük haklarının iadesine ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Her ne kadar ilk derece mahkemesince; davacının 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında davalı Büyükşehir Belediyesi bünyesinde işçi statüsünde görev yaptığı, davanın esasına girilmesi halinde iş akdinin, iş akdinin atıf yaptığı mevzuat ve toplu iş sözleşmesi hükümleri kapsamında incelenmesi gerektiği dikkate alındığında bakılan davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı (İş Mahkemesi) olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ise de; uyuşmazlık konusu olayda davacının, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 35. maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarıldığı, iş akdinden ya da İş Kanunu’ndan doğan bir hak talep edilmediği, kamu görevinden çıkarılması nedeninin İş Kanunu’nda sayılan fesih nedenlerinden biri olmadığı görülmektedir.

Bu durumda, … Büyükşehir Belediye Başkanlığında İş Kanunu hükümlerine göre çalışan davacı hakkında İçişleri Bakanlığı kararıyla tesis edilen kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin; kamu gücüne dayalı ve tek taraflı tesis edilmiş, davacının menfaatini etkileyen ve bu yönüyle sonuç doğuran bir idari işlem olduğu ve anılan işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu sonucuna varılmaktadır.

Bu itibarla, davanın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın çözümünün adli yargı mercilerinin görevinde olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Danıştay 5. Daire

Esas No: 2022/3078 Karar No: 2022/1444 Karar Tarihi: 23.03.2022

DANIŞTAY KARARI

İstemin Konusu: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Yargılama Süreci

Dava konusu istem: Davacı tarafından, … İl Sağlık Müdürlüğü Şehzadeler 1 No’lu Acil Sağlık Hizmetleri biriminde sürekli işçi(ambulans şoförü) olarak görev yapmaktayken, 375 sayılı KHK Geçici 35. maddenin (B) fıkrasının 9. bendi uyarınca Sağlık Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı Oluru ile kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun ‘Görev’ başlıklı 5. Maddesinde, iş mahkemelerinin 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Deniz İş Kanunu‘na tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’na veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işlere bakacağına ilişkin düzenlemeye yer verildiği, bakılan uyuşmazlığın, sürekli işçi olan davacının görevden çıkarılmasına ilişkin işlemden kaynaklandığı ve yukarıda değinilen mevzuat hükümleri uyarınca görüm ve çözümünün adli yargının görev alanında olduğu sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının istinaf başvurusunda bulunması üzerine …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Temyiz Edenlerin İddiaları:

1- Davacı vekili tarafından, dava konusu iş akdinin feshi işleminin İş Kanunu’ndan kaynaklanan bir işlem olmadığı, 667 sayılı KHK hükümlerine istinaden, idarenin tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis edilen idari nitelikte bir işlem olması dolayısıyla görevli yargı kolunun idari yargı olduğu belirtilerek usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

2- Davalı İdare tarafından; dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin idari yargı yeri olduğu belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

Danıştay Tetkik Hâkiminin Düşüncesi: Uyuşmazlık konusu olayda davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname‘nin geçici 35. maddesi uyarınca kamu gücüne dayalı ve tek taraflı tesis edilen bir işlem ile sonlandırıldığından ve davacı tarafından İş Kanunu’ndan ya da iş akdinden doğan bir hak talep edilmediğinden işbu davanın idari yargı yerince çözülmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, davanın görev yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İnceleme ve Gerekçe

Maddi Olay:

… İl Sağlık Müdürlüğü Şehzadeler 1 No’lu Acil Sağlık Hizmetleri biriminde sürekli işçi(ambulans şoförü) olarak görev yapan davacının, 375 sayılı KHK geçici 35. maddenin (B) fıkrasının 9. bendi uyarınca Sağlık Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı Oluru ile kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlem 06/03/2020 tarihinde bildirilmiştir.

Bunun üzerine, anılan kararın iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İlgili Mevzuat

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun 2. maddesinde, idari dava türleri olarak; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptali için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların sayıldığı ve idari yargının, idari eylem ve işlemlerin hukuki denetimini yapmakla görevli olduğu kurala bağlanmıştır.

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname‘nin Geçici 35. Maddesinde yer alan düzenlemeye göre;

”B) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen; …

9) 657 sayılı Kanuna ve diğer mevzuata tabi her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dâhil) istihdam edilen personel, ilgili kurum veya kuruluşun en üst yöneticisi başkanlığında bağlı, ilgili veya ilişkili olunan bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ilgili bakan onayıyla kamu görevinden çıkarılır.

Bu maddenin (A) fıkrasında belirtilenlerin işlemleri ise söz konusu fıkradaki usule göre yapılır.”

Hukuki Değerlendirme

Görev uyuşmazlığının çözümünde tarafların hukuki statüsünün yanında dava konusu edilen işlemin niteliği de önem arz etmektedir. Kamu tüzel kişileri ile gerçek kişiler arasındaki ilişki özel hukuktaki eşitler arası ilişkiden farklıdır. Kimi zaman kamu tüzel kişisi ile gerçek kişi arasında tamamen özel hukuk kurallarına göre bir ilişki tesisi mümkün ise de çoğunlukla kamu otoritesinin üstün yetkiyle donatıldığı, tek taraflı irade beyanı ile karşı tarafın hukuki durumunda değişiklik yapabildiği bir hukuki ilişki söz konusudur. İdare; İdare hukuku alanında, kamu gücüne dayalı olarak re’sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlerle, hukuk alanında yeni bir durum oluşturulmakla işleme idari işlem kimliği kazandırmakta ve kural olarak bu işlemler özel yasal düzenlemeler dışında idari yargı denetimine tabi bulunmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından … İl Sağlık Müdürlüğü Şehzadeler 1 Nolu Acil Sağlık Hizmetleri biriminde sürekli işçi olarak görev yapmaktayken, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname‘nin Geçici 35. maddesinin (B) fıkrasının 9. bendi uyarınca Sağlık Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı Oluru ile kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, kamu tüzel kişiliğini haiz Sağlık Bakanlığında İş Kanunu hükümlerine göre çalışan davacı hakkında tesis edilen 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 35. maddesinin (B) fıkrası uyarınca tesis edilen işlemin; kamu gücüne dayalı ve tek taraflı tesis edilmiş, davacının menfaatini etkileyen ve bu yönüyle sonuç doğuran bir idari işlem olduğu ve anılan işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün idari yargıya ait olduğu açıktır.

Her ne kadar ilk derece mahkemesince; davacının çalışma şekli itibariyle tabi olduğu hükümler sebebiyle 4857 sayılı İş Kanunu‘na tabi sözleşmeli personel olarak görev yaptığı, dava konusu uyuşmazlığın niteliği de dikkate alındığında bakılan davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ise de; uyuşmazlık konusu olayda davacının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 35. maddesinin (B) fıkrası uyarınca kamu görevinden çıkarıldığı ve iş akdinden ya da İş Kanunu’ndan doğan bir hak talep edilmediği, dava konusu işlemin İş Kanunu’nda sayılan fesih nedenlerinden biri olmadığı görülmektedir.

Bu itibarla, davanın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın çözümünün adli yargı mercilerinin görevinde olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Danıştay 5. Daire

Esas No: 2022/3556 Karar No: 2022/1443 Karar Tarihi: 23.03.2022

DANIŞTAY KARARI

İstemin Konusu: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Yargılama Süreci

Dava konusu istem: Davacı tarafından, Soma Devlet Hastanesinde sürekli işçi olarak görev yapmaktayken, 375 sayılı KHK Geçici 35. maddenin (B) fıkrasının 9. bendi uyarınca Sağlık Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı Oluru ile kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun ‘Görev’ başlıklı 5. Maddesinde, iş mahkemelerinin 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Deniz İş Kanunu‘na tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işlere bakacağına ilişkin düzenlemeye yer verildiği, bakılan uyuşmazlığın, sürekli işçi olan davacının görevden çıkarılmasına ilişkin işlemden kaynaklandığı ve yukarıda değinilen mevzuat hükümleri uyarınca görüm ve çözümünün adli yargının görev alanında olduğu sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının istinaf başvurusunda bulunması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Temyiz Edenlerin İddiaları:

1- Davacı vekili tarafından, dava konusu iş akdinin feshi işleminin İş Kanunu’ndan kaynaklanan bir işlem olmadığı, 667 sayılı KHK hükümlerine istinaden, idarenin tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis edilen idari nitelikte bir işlem olması dolayısıyla görevli yargı kolunun idari yargı olduğu belirtilerek usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

2-Davalı İdare tarafından; dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin idari yargı yeri olduğu belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

Danıştay Tetkik Hâkiminin Düşüncesi: Uyuşmazlık konusu olayda davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname‘nin geçici 35. maddesi uyarınca kamu gücüne dayalı ve tek taraflı tesis edilen bir işlem ile sonlandırıldığından ve davacı tarafından İş Kanunu’ndan ya da iş akdinden doğan bir hak talep edilmediğinden işbu davanın idari yargı yerince çözülmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, davanın görev yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İnceleme ve Gerekçe

Maddi Olay:

Soma Devlet Hastanesinde sürekli işçi olarak görev yapan davacının, 375 sayılı KHK’nın geçici 35. maddesinin (B) fıkrasının 9. bendi uyarınca Sağlık Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı Oluru ile kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlem 08/04/2019 tarihinde bildirilmiştir.

Bunun üzerine, anılan kararın iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İlgili Mevzuat

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun 2. maddesinde, idari dava türleri olarak; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptali için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların sayıldığı ve idari yargının, idari eylem ve işlemlerin hukuki denetimini yapmakla görevli olduğu kurala bağlanmıştır.

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname‘nin Geçici 35. maddesinde yer alan hükme göre;

”…B) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen;…

9) 657 sayılı Kanuna ve diğer mevzuata tabi her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dâhil) istihdam edilen personel, ilgili kurum veya kuruluşun en üst yöneticisi başkanlığında bağlı, ilgili veya ilişkili olunan bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ilgili bakan onayıyla kamu görevinden çıkarılır.

Bu maddenin (A) fıkrasında belirtilenlerin işlemleri ise söz konusu fıkradaki usule göre yapılır.”

Hukuki Değerlendirme

Görev uyuşmazlığının çözümünde tarafların hukuki statüsünün yanında dava konusu edilen işlemin niteliği de önem arz etmektedir. Kamu tüzel kişileri ile gerçek kişiler arasındaki ilişki özel hukuktaki eşitler arası ilişkiden farklıdır. Kimi zaman kamu tüzel kişisi ile gerçek kişi arasında tamamen özel hukuk kurallarına göre bir ilişki tesisi mümkün ise de çoğunlukla kamu otoritesinin üstün yetkiyle donatıldığı, tek taraflı irade beyanı ile karşı tarafın hukuki durumunda değişiklik yapabildiği bir hukuki ilişki söz konusudur. İdare; İdare hukuku alanında, kamu gücüne dayalı olarak re’sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlerle, hukuk alanında yeni bir durum oluşturulmakla işleme idari işlem kimliği kazandırmakta ve kural olarak bu işlemler özel yasal düzenlemeler dışında idari yargı denetimine tabi bulunmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından … Devlet Hastanesinde sürekli işçi olarak görev yapmaktayken, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname‘ye eklenen Geçici 35. maddenin (B) fıkrasının 9. bendi uyarınca Sağlık Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı Oluru ile kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, kamu tüzel kişiliğini haiz Sağlık Bakanlığında İş Kanunu hükümlerine göre çalışan davacı hakkında tesis edilen 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 35. maddesinin (B) fıkrası uyarınca tesis edilen işlemin; kamu gücüne dayalı ve tek taraflı tesis edilmiş, davacının menfaatini etkileyen ve bu yönüyle sonuç doğuran bir idari işlem olduğu ve anılan işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün idari yargıya ait olduğu açıktır.

Her ne kadar ilk derece mahkemesince; davacının çalışma şekli itibariyle tabi olduğu hükümler sebebiyle 4857 sayılı İş Kanunu‘na tabi sözleşmeli personel olarak görev yaptığı, dava konusu uyuşmazlığın niteliği de dikkate alındığında bakılan davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ise de; uyuşmazlık konusu olayda davacının 375 sayılı KHK‘nın Geçici 35. maddesinin (B) fıkrası uyarınca kamu görevinden çıkarıldığı ve iş akdinden ya da İş Kanunu’ndan doğan bir hak talep edilmediği, dava konusu işlemin İş Kanunu’nda sayılan fesih nedenlerinden biri olmadığı görülmektedir.

Bu itibarla, davanın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın çözümünün adli yargı mercilerinin görevinde olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Dava sürecinde herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Danıştay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almaları faydalı olacaktır.

İdare hukuku alanında yetkin avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; 375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden çıkarma, rütbenin alınması, görevden uzaklaştırma veya açığa alma işlemlerine karşı açılacak iptal davasında savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek taraflara avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Hukuk Büromuz, ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde taraflara hukuki yardım sunmaktadır.

İdare hukuku alanında uzman bir avukat arıyorsanız; avukat kadromuzdan dava süreciniz, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.