Avukat ve Noter Olarak Çalışanların Yaşlılık Aylığından Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesilmesi

Avukat ve Noter Olarak Çalışanların Yaşlılık Aylığından Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesilmesi - Kayseri İş Hukuku Avukatı - Kayseri İşçi Avukatı - Zülküf Arslan Hukuk Bürosu 0352 222 1661

Avukat ve Noter Olarak Çalışmayı Sürdürenlerin Yaşlılık Aylığından Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesilmesi

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

Esas No: 2015/3253 Karar No: 2019/940 Karar Tarihi: 24.09.2019

Mahkemesi: İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 21. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 09.07.2014 tarihli ve 2014/121 E., 2014/520 K. sayılı karar davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 25.11.2014 tarihli ve 2014/22391 E., 2014/24814 K. sayılı kararı ile:

“…Dava, yaşlılık aylığından yapılan sosyal güvenlik destek primi kesintilerinin iptali ile yapılan kesintilerin reeskont faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davanın yasal dayanağı olan, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 63/B-2. maddesinde; “Bu kanuna göre, yaşlılık aylığı almakta iken serbest Avukat ve Noter olarak çalışmalarını sürdürenlerin, sosyal yardım zammı dahil, aldıkları aylıklarından % l5 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir” hükmü ile 506 sayılı Kanuna tabi olarak yaşlılık aylığı almakta iken serbest avukat ve noter olarak çalışmalarını sürdürenlerin 4447 sayılı Kanunun 63/a maddesi gereğince 1.10.1999 tarihinden itibaren % 15 oranında sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerektiği öngörülmüştür.

Eldeki somut olayda; 1997 yılında yaşlılık aylığı bağlanan davacının, 1999-04.05.2006 döneminde serbest avukat, 04.05.2006-21.01.2013 döneminde ise, bir şirkette sigortalı olarak çalıştığı, davalı Kurumun 01/10/1999-01/10/2008 dönemine ilişkin sosyal güvenlik destek primi 6.479,37 TL.sı alacağını, yaşlılık aylığından kesmeye başladığı; davacının, 21/01/2013 tarihinden itibaren yeniden serbest avukat olarak çalıştığı, mahkemece verilen yetkisizlik kararının, Dairemizin 14.01.2014 gün ve 23807-273 sayılı kararı ile bozulduğu, bozma ilamına uyulmak suretiyle temyize konu kararın verildiği anlaşılmaktadır.

Belirtilen yasal düzenleme karşında, yaşlılık aylığı almakta iken serbest avukat olarak çalışmalarını sürdürenlerin, sosyal yardım zammı dahil, almakta oldukları aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmesi gerektiği, davacının, şirkette sigortalı olarak çalıştığı dönem bakımından, sosyal güvenlik destek primi borcunun bulunmadığı, sosyal güvenlik destek primi ile sorumlu olunan dönemin, 01.10.1999-04.05.2006 tarihleri arasında serbest avukat olarak çalışılan dönemle sınırlı olması gerektiği, şirket işyerinde çalışılan dönem bakımından mükerrer sosyal güvenlik destek primi ödemesine meydan verilmeksizin, buna göre hesaplama yapılması gereği gözetilerek, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…”

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, sosyal güvenlik destek primi kesilmesine dair Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.

Davacı vekili; müvekkilinin 1997 yılında emekli olup 04.05.2006 tarihine kadar herhangi bir işverene bağlı olmaksızın serbest avukat olarak çalıştığını, 04.05.2006 tarihinde… Holding A.Ş.’de çalışmaya başladığını, 21.01.2013 tarihinde ilgili şirketten ayrılarak avukatlık mesleğini devam ettirdiğini, Kurumun 07.05.2013 tarihli yazısında 01.10.1999-01.10.2008 tarihleri arasında davacının yaşlılık aylığından kesilmesi gereken %15 sosyal güvenlik destek priminin tahsil edilmediğini ve aylığından kesinti yapılacağının bildirildiğini, müvekkilinin çalışma hayatı boyunca Kuruma yanıltıcı bilgi vermediğini, görevini yerine getirmeyen davalı Kurumun gecikme cezasıyla birlikte maaşından destek primi kesmesinin hukuka uygun olmadığını, destek priminden sorumlu olunup olunmadığını takip etme ve tahsil etme görevinin Kuruma ait olduğunu, ayrıca 04.05.2006-01.10.2008 tarihleri arasında çalıştığı şirketin Kuruma herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek Kurum işlemin iptali ile davanın açıldığı tarihe kadar yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … vekili; davacının yaşlılık aylığından kesinti yapılmasına ilişkin işlemin Ankara İş Mahkemelerinin yargı çevresinde bulunması nedeniyle davaya bakmaya yetkili mahkemenin Ankara İş Mahkemeleri olduğunu belirterek yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiş, davanın esası bakımından ise Kurum işleminde hata bulunmadığını belirterek reddinin gerektiğini savunmuştur.

Yerel Mahkemece dava konusu uyuşmazlığa bakmakla yetkili mahkemenin Ankara İş Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle verilen yetkisizlik kararı davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yetkisizlik kararının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Yerel Mahkemece; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının yaşlılık aylığından kesinti yapılmaya başlandığı tarih itibariyle aradan uzun bir sürenin geçtiği ve davacının dilekçesi üzerine Kurumun 07.05.2013 tarihli yazısında “01.10.1999-01.10.2008” tarihleri arasındaki maaşından sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılacağının bildirilmesinin hukuka uygun olmadığı, Kurum tarafından kesinti yapılacağı belirtilen dönem için borcun olması durumunda davacıya ödemesi için herhangi bir sürenin de verilmediği, bu durumda gecikme cezası veya gecikme zammının da istenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı … vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.

Yerel mahkemece; önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından 01.10.1999-04.05.2006 tarihleri arasında serbest avukat olarak çalışan davacıdan Kurumun 2013 yılı itibariyle (gecikme zammı ile birlikte) sosyal güvenlik destek primini tahsil etmesinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce, Özel Daire bozma kararının “….davacının, şirkette sigortalı olarak çalıştığı dönem bakımından, sosyal güvenlik destek primi borcunun bulunmadığı, sosyal güvenlik destek primi ile sorumlu olunan dönemin, 01.10.1999-04.05.2006 tarihleri arasında serbest avukat olarak çalışılan dönemle sınırlı olması gerektiği, şirket işyerinde çalışılan dönem bakımından mükerrer sosyal güvenlik destek primi ödenmesine meydan verilmeksizin, buna göre hesaplama yapılması gereği gözetilerek, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…” kısmındaki “davanın reddine” ifadesinin maddi hata sonucu yazıldığı sonucuna varılarak “davanın reddine” ifadesinin bozma kararından çıkarılmasına ve maddi hatanın bu şekilde düzeltilmesine karar verilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.

08.09.1999 tarihli ve 23810 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 4447 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu‘nun 63. maddesinin (B) fıkrasının birinci bendinden sonra gelmek üzere eklenen bent içeriğinde, “Bu Kanuna göre yaşlılık aylığı almakta iken serbest avukat veya noter olarak çalışmalarını sürdürenlerin, sosyal yardımı zammı dahil, almakta oldukları aylıklarından %15 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir” düzenlenmesine yer verilmiş olup, düzenlemenin tarihi olarak belirlenen 01.10.1999 tarihinden itibaren bu konumdaki tüm sigortalılar yönünden uygulanma gereği öngörülmüştür. Anılan madde ile getirilen hüküm kamu düzenine ilişkin buyurucu bir nitelik taşımaktadır. Kanunda yaşlılık aylığı almakta iken serbest avukat olarak çalışmasını sürdürenlerden sosyal güvenlik destek primi kesilmeyeceğine dair ayrık bir hüküm bulunmamaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, Anayasa Mahkemesi 23.02.2001 tarihli ve 1999/42 E., 2001/41 K. sayılı kararı ile bu maddenin Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiş ve Kurumun uygulamasını yasaya uygun bularak iptal talebini reddetmiştir.

Bu nedenlerle, Kurumun, yaşlılık aylığı almakta iken serbest avukat olarak çalışmasını sürdüren davacının almakta olduğu yaşlılık aylığından 01.10.1999 ile 04.05.2006 tarihleri arasında %15 oranında sosyal güvenlik destek primi kesmesi usul ve yasaya uygundur.

Ancak somut olay bakımından Kurumun 01.10.1999-04.05.2006 tarihleri arasında sosyal güvenlik destek primlerinin iadesini talep ederken gecikme zammı ile birlikte tahsilini isteyip istemediği dosyadaki mevcut belgelerden anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, davacının sadece 01.10.1999-04.05.2006 tarihleri arasındaki dönemden sorumlu olduğu ve mükerrer prim ödemesinin mümkün olmadığı hususu dikkate alınarak, Kurum tarafından 01.10.1999-04.05.2006 tarihleri arasında tahakkuk edilen sosyal güvenlik destek primi sorularak, gecikme zammının talep edilen prim miktarlarının içerisinde olup olmadığı açıklığa kavuşturulup, Kurumun davacı adına hangi dönemler için borç çıkarıp, çıkarılan borcun asıl alacak, gecikme zammı ya da faize ilişkin olup olmadığının şüpheye mahal vermeyecek şekilde ortaya konularak ve yukarıda belirtilen tüm hususlar dikkate alınarak karar verilmesi gereklidir.

Diğer taraftan, her ne kadar gerekçeli karar başlığında dava tarihi 04.06.2013 yerine 13.02.2015 olarak gösterilmiş ise de bu yanlışlık mahallinde düzeltilebilir bir hata olarak kabul edildiğinden ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.

Hâl böyle olunca direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan genişletilmiş gerekçe ve nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.

Sonuç: 1- Özel Daire bozma kararının “…davacının, şirkette sigortalı olarak çalıştığı dönem bakımından, sosyal güvenlik destek primi borcunun bulunmadığı, sosyal güvenlik destek primi ile sorumlu olunan dönemin, 01.10.1999-04.05.2006 tarihleri arasında serbest avukat olarak çalışılan dönemle sınırlı olması gerektiği, şirket işyerinde çalışılan dönem bakımından mükerrer sosyal güvenlik destek primi ödenmesine meydan verilmeksizin, buna göre hesaplama yapılması gereği gözetilerek, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…” kısmındaki “davanın reddine” ifadesinin maddi hata sonucu yazıldığı sonucuna varılarak bozma kararından çıkarılmasına ve maddi hatanın bu şekilde düzeltilmesine oybirliğiyle;

2- Davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan genişletilmiş gerekçe ve Özel Daire bozma kararında açıklanan nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu‘nun Geçici 3’üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429’uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.09.2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

İş hukuku ve sosyal güvenlik hukukuna ilişkin dava ve uyuşmazlıklarda taleplerin etkili bir biçimde ileri sürülmesi ve hak kaybına uğramamak için iş hukuku alanında deneyimli bir avukattan hukuki destek alınması faydalı olacaktır.  Kayseri iş hukuku avukatı kadromuz, iş hukuku ve sosyal güvenlik hukuku alanında 15 yılı aşan deneyimi ile güncel mevzuat ve Yargıtay kararları çerçevesinde; ihbar tazminatı davası, kıdem tazminatı davası, işe iade davası, fazla mesai alacağı, ilave tediye alacağı ve benzer davaların açılması ve takibi, mobbing ve kötü niyet tazminatlarına ilişkin davaların açılması ve takibi, fazla mesai ücretleri ve yıllık ücretli izinlerin kullandırılması, hesaplanması ve tahsili davaları açılması ve takibi konuları başta olmak üzere -bunlarla sınırlı olmamak üzere- iş hukuku ve sosyal güvenlik hukuku ile ilgili her türlü konuda müvekkillerine avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.

Kayseri iş hukuku avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; iş hukuku ve sosyal güvenlik hukukuna ilişkin detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.