Yapılandırma Kanunundan Yararlanabilmek için Açılmış Davalardan Vazgeçmek Şart mıdır?
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/10-258 Karar No: 2020/68 Karar Tarihi: 04.02.2020
Özet: Somut olay değerlendirildiğinde, yargılama aşamasında davacı tarafça 6552 sayılı Kanundan yararlanmak amacıyla Kuruma başvuru yapılacağına ya da yapıldığına veyahut da süresinde Kuruma başvuru yapıldığından bahisle açılmış olan eldeki davadan vazgeçildiğine ilişkin herhangi bir talebin bulunmadığı açıktır. Bu nedenle mahkemece 6552 sayılı Kanun uyarınca davacı tarafın alacakların yeniden yapılandırılması olanağından yararlanıp yararlanmadığının araştırılmasına gerek yoktur.
(506 S. K. m. 121)
1. Taraflar arasındaki ödeme emrinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Samsun 1. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü.
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili 03.03.2009 tarihli dava dilekçesinde; dava dışı … Doğuş Mob. Mefr. Teks. Tur. İnş. San. Paz. Ltd. Şti.’nin borcundan dolayı davalı Kurum tarafından düzenlenen 2000/462 nolu ödeme emrini müvekkilinin 26.02.2009 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne müraacatı ile tebellüğ ettiğini, müvekkilinin Sofular Mah. Uğur Cad. No:14/3 Merzifon adresinde ikamet ettiğinden bu adres dışında gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu, müvekkilinin dava dışı şirketteki hissesinin %5 olup sorumluluğunun 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesi gereğince sermaye hissesi ile sınırlı olduğu hâlde borcun tamamından sorumluymuş gibi ödeme emri düzenlendiğini, müvekkilinin emekli maaşının haczedilmesinin de yasal olmadığını ileri sürerek müvekkiline gönderilen tüm tebligatların usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri ve haciz bildirisinin müvekkiline 25.02.2009 tarihinde tebliğ edildiğinin tespitine, Kurumun 11.02.2009 tarihli ve 2425541 sayı 747 konulu işleminin iptali ile emekli maaş üzerindeki haczin kaldırılmasına ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı … vekili 25.03.2009 tarihli cevap dilekçesinde; davacıya ödeme emrinin 28.06.2000 tarihinde tebliğ edildiğini ve davacının 03.07.2000 tarihinde mal bildirim belgesini imzaladığını, mal bildirim belgesinde ödeme emrinin 28.06.2000 tarihinde tebliğ edildiğinin davacının kendi imzası ile beyan edildiğini, davacının ödeme emrinin usulsüz olduğu iddiasının yerinde olmadığını, davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının şirket ortağı değil şirket müdürü olduğundan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu‘nun 80. maddesinin 11. fıkrası ve 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesi gereğince müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, 506 sayılı Kanun’un 121. maddesi (5510 sayılı Kanun’un m. 93) gereğince emekli maaşının haczedilmesinin yasal olduğunu, 6183 sayılı Kanun gereğince yapılan takiplerde emekli maaşının kısmen haczedilebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. Samsun 1. İş Mahkemesinin 07.03.2014 tarihli ve 2009/109 E., 2014/170 K. sayılı kararı ile; davaya konu 2000/462 sayılı icra takibinde … Doğuş Mob. Mefr. Teks. Tur. İnş. San. Paz. Ltd. Şti. aleyhine 04.02.2000 tarihinde düzenlenen 1999 yılı 6 ve 12. aylar arasındaki prim, ek prim ve gecikme zamlarına ilişkin ödeme emrinin şirket müdürü … adına çıkartıldığı ve 31.03.2000 tarihinde bizzat … imzasına tebliğ edilip takibin kesinleştiği, …’ın şirket müdürlüğünden 02.12.1999 tarihinde ayrıldığı, yerine 10 yıl için dava dışı Mehmet Kara’nın müdür olarak seçildiği ve bu hususun Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığı, bu durumda şirketin 02.12.1999 tarihine kadar olan prim borçlarından davacı şahsi mal varlığı ile sorumlu ise de bu tarihten sonra doğan borçlardan ancak sermayesi ile sorumlu olduğu, bilirkişi raporlarında da bu hususun bildirildiği, davacının sorumlu olduğu primlerin 1999 yılının 6, 7, 8, 9, 10 ve 11. ayları olduğu, yine şirketteki hissesi ile sorumlu olduğu primlerin ise 1999 yılının 12. ayı ve 2000 yılının 1 ile 5. ayları arası olduğu, bu dönemde zamanaşımının 5 yıl olduğu, ödeme emrinin davacının kardeşine 21.06.2000 tarihinde tebliğ edildiği, davacının da 04.07.2000 tarihli mal bildirim başlıklı evrak ile ödeme emrinin 28.06.2000 tarihinde tebellüğ ettiğini beyan ettiği, dolayısıyla 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davacıya tebliğ edildiği, buna göre de emekli maaşı üzerindeki haczin kaldırılması talebinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının emekli maaşı üzerindeki haczin kaldırılması ve tebliğ tarihinin 25.09.2009 tarihi olarak tespit edilmesi taleplerinin reddine, davaya konu prim borçlarının olduğu 1999 yılı, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11. aylarda prim borcu olan şirketin müdürü olması sebebiyle prim borçlarından ve gecikme zamlarından işveren şirket ile birlikte tamamından sorumlu olması gerektiğinin, şirket müdürlüğü sıfatının sona erdiği 02.12.1999 tarihinden sonra doğan borçlardan ise şirketteki sermaye hissesi oranında sorumlu olması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. İlk derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 10. Hukuk Dairesince 28.10.2014 tarihli ve 2014/11963 E., 2014/20914 K. sayılı kararı ile;
“… Davaya konu uyuşmazlık, 6552 sayılı Kanun kapsamında yapılandırmaya Tabi Kurum alacağına ilişkindir.
11.09.2014 tarihli ve 29116 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngörülen istisnaları haricinde aynı tarih itibariyle yürürlüğe giren İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 6552 sayılı Kanunun 81. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 60. maddesinin 1, 2, 3, 9 ve 19. fıkralarında;
“(1) 2014 yılı Nisan ve önceki aylara ilişkin olup bu maddenin yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan;
a) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan, sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,
b) Bu maddeye göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkânı ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi,
c) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı,
ç) 30/04/2014 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup bu maddenin yayımlandığı tarihten önce Kurumca resen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edildiği hâlde bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan; özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespitler sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi,
d) Bu Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı olanların genel sağlık sigortası primi,
e) Sosyal güvenlik kanunlarına göre emeklilik veya yaşlılık aylığı almakta iken 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerlerinde çalışmaları nedeniyle aylıkları kesilmesi gerekenlere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ödeme dönemine kadar yersiz olarak ödendiği tespit edilen aylıklara ilişkin borç, asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu maddenin yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferî alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2) 30/04/2014 tarihine kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının %50’si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu maddenin yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde idari para cezası asıllarının kalan %50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferî alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3) Bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların;
a) Bu maddenin yayımlandığı tarihi izleyen ay başından itibaren; birinci fıkranın (d) bendinde belirtilen borçlular yedi ay içinde, diğer bentlerde belirtilen borçlular ise üç ay içinde Kuruma başvuruda bulunmaları,
b) İlk taksiti bu maddenin yayımlandığı tarihi izleyen ay başından itibaren; birinci fıkranın (d) bendinde belirtilen borçlular sekiz ay içinde, diğer bentlerde belirtilenler ise dört ay içinde, diğer taksitlerini ise ikişer aylık dönemler hâlinde azami on sekiz eşit taksitte ödemeleri, gerekir.
(9) Bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
(19) Bakanlar Kurulu, bu maddede öngörülen başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini, bu maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen borçlular yönünden altı aya kadar, diğer borçlular yönünden ise bir aya kadar uzatmaya yetkilidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yapılandırma hükümlerinden yararlanabilmek için açıklanan yasal düzenlemede belirtilen genel sağlık sigortası primi haricindeki alacaklar bakımından 31.12.2014, genel sağlık sigortası primi alacakları yönünden ise 30.04.2015 tarihine kadar Kuruma başvuruda bulunulması gerekmektedir.
Ayrıca, anılan maddenin 9. fıkrası hükmüne göre de, yapılandırma hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan ve karar tarihinden sonra yürürlüğe giren yasal düzenleme gereği, davaya konu borcun yapılandırma kapsamında bulunduğu gözetilmeli, bu çerçevede 6552 sayılı Kanunun tanıdığı alacakların yeniden yapılandırılması olanağından yararlanılıp yararlanılmadığı incelenmeli, yapılandırma başvuru süresinin bitiş tarihleri ile Geçici 60. maddenin 9. fıkrasının, “Bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.”
hükmü de göz önünde bulundurularak, yapılacak değerlendirmeye göre bir karar verilmelidir.
Bu hukuki olgu çerçevesinde, yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir…”
gerekçesi ile sair hususlar incelenmeksizin karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Samsun 1. İş Mahkemesinin 25.03.2015 tarihli ve 2014/1041 E., 2015/298 K. sayılı kararı ile; davacının (6552 sayılı Kanun) bu maddeden ve bu olanaktan yararlanmasının davasından vazgeçmesi koşuluna bağlandığı, davacının bu haktan yararlanmayı istemesi hâlinde işbu davadan feragat edip yararlanmasının her an mümkün olup bozma ilamına uymanın davacıyı davasını geri almak gibi bir hususa mahkeme eliyle zorlamak sonucunu doğuracağı, oysa hiç kimsenin dava açmaya veya davasını geri almaya mahkemece zorlanamayacağının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24. maddesinin 2. fıkrasında belirtildiği, ayrıca aynı Kanun’un 26. maddesinin 1. fıkrasının taleple bağlılık ilkesini düzenlediği, 6552 sayılı Kanun’un sosyal güvenliği ilgilendiren hususları barındıran maddeleri itibariyle doğru olan bu hükmün ödeme emrine itiraz mahiyetinde olan ve sosyal güvenliği ilgilendiren boyutu olmayan iş bu dava da uygulanamayacağı, ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun gereğince tarafların temyiz konusu yapmadığı bir hususun davanın içeriğinin kamusal vasıf taşımaması hâlinde Yüksek Yargıtay tarafından resen göz önüne alınamayacağı gerekçeleriyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda 6552 sayılı Kanun uyarınca davacının alacakların yeniden yapılandırılması olanağından yararlanıp yararlanmadığının araştırılmasına gerek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. 11.09.2014 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun’un 81. maddesi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na eklenen geçici 60. maddesinin 1 ve 2. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre;
“(1) 2014 yılı Nisan ve önceki aylara ilişkin olup bu maddenin yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan;
a) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan, sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,
b) Bu maddeye göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkânı ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi,
c) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı,
ç) 30/04/2014 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup bu maddenin yayımlandığı tarihten önce Kurumca resen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edildiği hâlde bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan; özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespitler sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi,
d) Bu Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı olanların genel sağlık sigortası primi,
e) Sosyal güvenlik kanunlarına göre emeklilik veya yaşlılık aylığı almakta iken 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerlerinde çalışmaları nedeniyle aylıkları kesilmesi gerekenlere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ödeme dönemine kadar yersiz olarak ödendiği tespit edilen aylıklara ilişkin borç asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu maddenin yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferî alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2) 30/04/2014 tarihine kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının %50’si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu maddenin yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde idari para cezası asıllarının kalan %50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferî alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.”
13. 6552 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na eklenen geçici 60. maddenin 1. fıkrasında tek tek hangi alacakların Kanun kapsamında olduğu belirtilmiş ve bu alacaklara Kanunda gösterilen süre ve şekilde ödenmesi şartı ile uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferî alacakların tamamının tahsilinden vazgeçileceği belirtilmiştir. Maddenin 2. fıkrasında maddede belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde idari para cezası asıllarının kalan %50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferî alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği düzenlenmiştir.
14. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 60. maddesi ile Sosyal Güvenlik Kurumunun alacaklarının yapılandırılması yoluna gidilmiş, bu düzenleme ile Kurumun alacaklı olduğu gerçek ve tüzel kişilerin Kuruma olan borçlarını ödemelerinde kolaylık sağlanması amaçlanmıştır. Anılan Kanun’un geçici 60. maddesinin 3. fıkrasında yapılandırmadan yararlanmak isteyen borçluların ne zamana kadar ödeme yapmaları gerektiği belirtilmiştir. İlgili maddede yer alan düzenlemeye göre;
“(3) Bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların;
a) Bu maddenin yayımlandığı tarihi izleyen ay başından itibaren; birinci fıkranın (d) bendinde belirtilen borçlular yedi ay içinde, diğer bentlerde belirtilen borçlular ise üç ay içinde Kuruma başvuruda bulunmaları,
b) İlk taksiti bu maddenin yayımlandığı tarihi izleyen ay başından itibaren; birinci fıkranın (d) bendinde belirtilen borçlular sekiz ay içinde, diğer bentlerde belirtilenler ise dört ay içinde, diğer taksitlerini ise ikişer aylık dönemler hâlinde azami on sekiz eşit taksitte ödemeleri gerekir.”
15. Diğer taraftan 5510 sayılı Kanun’un geçici 60. maddesinin 19. fıkrası ile Bakanlar Kuruluna 3. fıkrada belirtilen süreleri uzatma yetkisi verilmiştir. İlgili fıkraya göre “Bakanlar Kurulu, bu maddede öngörülen başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini, bu maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen borçlular yönünden altı aya kadar, diğer borçlular yönünden ise bir aya kadar uzatmaya yetkilidir.” denilmiştir.
16. Yapılandırma hükümlerinden yararlanabilmek için açıklanan yasal düzenlemede belirtilen genel sağlık sigortası primi haricindeki alacaklar bakımından 31.12.2014 tarihine, genel sağlık sigortası primi alacakları yönünden ise 30.04.2015 tarihine kadar Kuruma başvuruda bulunulması gerekmekte iken, 6552 sayılı Kanun’un 81. maddesinin 19. fıkrası ile verilen yetkiye istinaden 24.11.2014 tarihli ve 2014/7016 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile sürelerin bitiminden itibaren bir ay daha uzatılmasına karar verilmiş, verilen karar 30.11.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
17. Nihayet yapılandırmadan yararlanılabilmesi için 5510 sayılı Kanun’un geçici 60. maddesinin 9. fıkrasında yer alan şartların da yerine getirilmesi gerekmektedir. İlgili fıkrada “Bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
18. Sonuç itibariyle 6552 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na eklenen geçici 60. maddesi uyarınca yapılandırılmadan yararlanılabilmesi için öncelikle Kurum alacağının maddenin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen nedenlerden kaynaklanması gerekmektedir. Yapılandırmadan yararlanmak isteyenler Bakanlar Kurulunun 24.11.2014 tarihli kararıyla uzatılan sürenin sonuna kadar ve Kanunda belirtilen şekilde Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurmalı, ayrıca dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gerekmektedir.
19. Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, yargılama aşamasında davacı tarafça 6552 sayılı Kanundan yararlanmak amacıyla Kuruma başvuru yapılacağına ya da yapıldığına veyahut da süresinde Kuruma başvuru yapıldığından bahisle açılmış olan eldeki davadan vazgeçildiğine ilişkin herhangi bir talebin bulunmadığı açıktır. Bu nedenle mahkemece 6552 sayılı Kanun uyarınca davacı tarafın alacakların yeniden yapılandırılması olanağından yararlanıp yararlanmadığının araştırılmasına gerek yoktur.
20. Hâl böyle olunca, yerel mahkemenin yukarıda açıklanan hususlara değinen direnme kararı yerindedir.
21. Ne var ki, bozma nedenine göre Özel Dairece işin esası incelenmediğinden taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
IV. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle;
Direnme kararı uygun olup taraf vekillerinin işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 10. Hukuk Dairesine Gönderilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 04.02.2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.
Dava sürecinde etkin bir temsil için hukuk alanında deneyimli ve güncel mevzuat ile içtihatlara hakim bir avukattan hukuki destek almanız büyük önem arz etmektedir. Borçlar hukuku ve tazminat hukuku alanında yetkin, maddi ve manevi tazminat davalarında uzman avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek hukuk davalarında sürece katılan taraflara avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermekte ve taraflara hukuki yardım sunmaktadır.
Dava sırasında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almaları faydalı olacaktır.
Kayseri borçlar hukuku avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.