Yargılamanın Yenilenmesi
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu
Yargılamanın İadesi – Madde 374
(1) Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.
Yargılamanın iadesi sebepleri – Madde 375
(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.
Üçüncü kişilerin hükmün iptalini talep etmesi – Madde 376
(1) Davanın taraflarından birisinin alacaklıları veya aleyhine hüküm verilen tarafın yerine geçenler, borçluları veya yerine geçmiş oldukları kimselerin aralarında anlaşarak, kendilerine karşı hile yapmaları nedeniyle hükmün iptalini isteyebilirler.
Süre – Madde 377
(1) Yargılamanın iadesi süresi;
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olduğunun öğrenildiği,
b) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörülen hâllerde, kararın davalıya veya gerçek vekil veya temsilciye tebliğ edildiği; alacaklı veya davalı yerine geçenlerin karardan usulen haberdar olduğu,
c) Yeni belgenin elde edildiği veya hilenin farkına varıldığı,
ç) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (d), (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde, ceza mahkûmiyetine ilişkin hükmün kesinleştiği veya ceza kovuşturmasına başlanamadığı yahut soruşturmanın sonuçsuz kaldığı,
d) Karara esas alınan ilamın bozularak kesin hüküm şeklinde tamamen ortadan kalkmasından haberdar olunduğu,
e) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (i) bendinde yazılı sebepten dolayı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararının tebliğ edildiği,
tarihten itibaren üç ay ve her hâlde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.
(2) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde yazılan sebepten dolayı yargılamanın yenilenmesi süresi ilama ilişkin zamanaşımı süresi kadardır.
İnceleyecek mahkeme ve teminat – Madde 378
(1) Yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçe, kararı veren mahkemece incelenir.
(2) Mahkeme, dayanılan sebebin niteliğine göre yargılamanın iadesi talebinde bulunandan karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılayacak uygun bir miktar teminat göstermesini isteyebilir.
Talebin ön incelemesi – Madde 379
(1) Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra;
a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını,
b) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını,
c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını,
kendiliğinden inceler.
(2) Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder.
Yeniden yargılama veya hükmün iptali – Madde 380
(1) İnceleme sonunda, dayanılan yargılamanın iadesi sebebi sabit görülürse, yeniden yargılama yapılarak ortaya çıkacak duruma göre verilmiş olan karar onanır veya kısmen yahut tamamen değiştirilir. Ancak, davacının açık veya zımni muvafakati olmaksızın vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması yahut 375 inci maddenin birinci fıkrasının (ı) bendine dayalı olarak yargılamanın iadesi dilekçesi kabul olunursa, başka bir inceleme yapılmaksızın hüküm iptal edilir.
(2) Bu husus, iade yoluyla incelenmesi istenen hükmün bütün nüshalarında gösterilir.
İcranın durdurulması – Madde 381
(1) Yargılamanın iadesi davası, hükmün icrasını durdurmaz. Ancak dava veya hükmün niteliğine ve diğer hâllere göre talep üzerine icranın durdurulmasına ihtiyaç duyulursa, yargılamanın iadesi talebinde bulunan kimseden teminat alınmak şartıyla iade talebini inceleyen mahkemece icranın durdurulması kararı verilebilir. Yargılamanın iadesi sebebi bir mahkeme kararına dayanıyorsa bu takdirde teminat istenmez.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
Tapu sicilinin açıklığı – Madde 1020
Tapu sicili herkese açıktır.
İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir.
Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.
Yargılamanın Yenilenmesi: Tapu Sicilindeki Bir Kaydın Yargılama Sırasında Elde Edilemediği İleri Sürülebilir mi
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2019/392 Karar No: 2022/1150 Karar tarihi: 27.09.2022
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda, … Asliye Hukuk Mahkemesince verilen yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne ilişkin karar davacılar (karşı taraf) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı karşı davacılar (karşı taraf) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Yargılamanın yenilenmesini isteyen davalı … vekili talep dilekçesinde; … ilçesi, … Mahallesi 139 ada 33 parsel sayılı taşınmazın hissedarları tarafından müvekkili idare aleyhine açılan davada … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/38 E. 2013/191 K. sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile krokide (A) harfiyle gösterilen kısmın yol olarak terkinine, (B) harfiyle gösterilen kısmın ise müvekkili idare adına tapuya tesciline karar verildiğini, kararın 30.06.2014 tarihinde derecattan geçerek kesinleştiğini, davacılar vekilince mahkeme kararının … İcra Müdürlüğünün 2014/19005 sayılı dosyası ile 737.200TL tutarındaki asıl alacak olan kamulaştırmasız el atma bedelinin tahsili için takibe konulduğunu, yargılama sırasında dava konusu taşınmazla ilgili olarak mahkemenin 20.09.2010 tarihli ve 2010/38 sayılı yazısı ile … Belediye Başkanlığından taşınmazın kamulaştırılıp kamulaştırılmadığının sorulduğunu, ancak gelen cevabi yazıda taşınmazla ilgili herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığının bildirildiğini, kararın kesinleşmesinden sonra … Tapu Müdürlüğünün 24.11.2014 tarihli yazısı ile taşınmazın tapu kayıtları üzerinde bulunan kamulaştırma şerhi ile ilgili herhangi bir işlem dosyası olup olmadığının … Belediye Başkanlığından sorulduğunu, gelen cevabi yazıda taşınmazın daha önce … Belediye Başkanlığınca 13.11.1985 tarihli ve 2100 sayılı encümen kararı ile kamulaştırmaya tabi tutulduğu ve yapılan işlemlere müteakiben taşınmaz bedelinin T.C. … Bankası … Şubesine bloke edildiği, aynı şubenin 10.08.2010 tarihli ve 1847-845 sayılı yazısı ile de 139 ada 33 parsel malikine ödendiğinin bildirildiğini öğrendiklerini, böylelikle mahkeme kararının dayanağının ortadan kalktığını ve kararı tamamen değiştirecek nitelikte bir durumun ortaya çıktığını bildirerek … Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.06.2014 tarihinde kesinleşen 2010/38 E. 2013/191 K. sayılı dosyası yönünden yargılamanın yenilenmesi ile kararın tamamen kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davacılar (karşı taraf) vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerine ait olan … ilçesi … Mahallesi 139 ada 33 parsele ilişkin olarak büyükşehir belediyesi aleyhine kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat davası açtıklarını, yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilerek kararın derecattan da geçmek suretiyle kesinleştiğini, hüküm kesinleştikten sonra aynı taraflar arasında aynı konuda ve aynı sebebe dayanılarak yeni bir dava açılamayacağını, yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin kanunda tahdidi olarak sayıldığını, davalı idare vekilinin yargılamanın yenilenmesi talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde sayılan tahdidi sebeplerin hiçbirine girmediği gibi süresinde de olmadığını, yargılamanın iadesinin talep edilebilmesi için hükmün kesinleşmesinden sonra ele geçirilen ancak yargılama esnasında mevcut olan belgenin hükmü etkileyebilecek nitelikte olması gerektiğini, davalı tarafın yargılamada kendisine üstünlük sağlayacak belgeyi kusuru olmaksızın elde edememiş ve bu nedenle de mahkemeye sunamamış olması gerektiğini, oysa yargılama aşamasında yerel mahkeme tarafından hem … Belediyesine, hem de davalı … Belediyesine müzekkere yazılarak dava konusu taşınmazda kamulaştırma yapılıp yapılmadığının sorulduğunu ve dava konusu taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırılmadığının ispatlandığını, talebin üç aylık süre içinde yapılmadığını bildirerek yargılamanın yenilenmesi talebinin reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. … Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.12.2015 tarihli ve 2015/18 E.- 2015/545 K. sayılı kararı ile; her ne kadar hüküm kesinleşmiş ise de, infaz aşamasında davalı idarenin işlemler için yapmış olduğu başvuru esnasında … Belediye Başkanlığından temin edilen belgelere göre dava konusu olan taşınmazın muris … sağ iken kamulaştırıldığı ve kamulaştırma bedelinin murise 04.06.1986 tarihinde ödendiği sabit olmakla, davacıların davasının yasal hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle yargılamanın iadesi isteminin kabulüne, mahkemenin kesinleşen 2010/38 E., 2013/191 K. sayılı 19.03.2013 tarihli hükmün iptaline, … ili … ilçesi 139 ada 33 parsele ilişkin açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, verilen hükmün iade yoluyla incelenmesi istenilen 19.03.2013 tarihli ve 2010/38 E., 2013/191 K. sayılı hükmün bütün nüshalarında gösterilmesine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar (karşı taraf) vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 25.04.2017 tarihli ve 2016/16301 E. 2017/11715 K. sayılı kararı ile;
”…Talep, yargılamanın iadesi ve hükmün iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece talebin kabulü ile hükmün iptali ve davanın reddine karar verilmiş; karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375 maddesinin (a) bendinde “Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” yargılanmanın yenilenmesi sebebi olarak sayılmıştır.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre, dava konusu taşınmazın 13/11/1985 tarih ve 2100 sayılı davalı … Belediye Başkanlığınca Kamulaştırmaya tabi tutulduğu taşınmazın bedelinin T.C. … Başkanı … Şubesine süresince bloke edildiği ve bedelin kısmen ödendiği, buna dair belgelerinin yeni ele geçirildiğinden bahisle davalı idarece yargılamanın yenilenmesi ve kararın kaldırılması istenmiş ise de; Kamulaştırmayı yapan idare davalı … Belediye Başkanlığı olup, kendinde olan belgeleri elde etmesinin elinde olmayan sebeplerle ele geçirilemeyen belge olarak kabulü mümkün olmadığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinin (a) bendinde yazılı nedenlerle yargılamanın iadesi istenilemeyeceğinden talebin reddi yerine, yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi;
Doğru görülmemiştir…”
gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. … Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.11.2018 tarihli ve 2018/409 E.- 2018/499 K. sayılı kararı ile önceki karardaki gerekçeye ek olarak; yargılama aşamasında … Belediye Başkanlığına kamulaştırma olup olmadığı, var ise belgelerin gönderilmesinin istenilmesine rağmen mahkemece yazılan yazıya kamulaştırma işleminin yapılmadığı yönünde cevap verildiği, davalı … ile dava dışı … Belediye Başkanlığının farklı tüzel kişilik oldukları gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacılar (karşı taraf) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkin eldeki davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375/1-ç bendinde hüküm altına alınan yargılamanın yenilenmesi sebebinin somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Uyuşmazlığın çözümüne geçilmeden önce yargılamanın yenilenmesi kavramının açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
13. Kesin hükme bağlanmış olan bir davaya bakılamayacağına ilişkin kuralın en önemli istisnası yargılamanın yenilenmesi yoludur.
14. Yargılamanın yenilenmesi, bazı ağır yargılama hatalarından ve noksanlarından dolayı, maddi anlamda kesin hükmün sona ermesini ve daha önce kesin hükme bağlanmış olan bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur (Baki, Kuru: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt V, s. 5165).
15. Belirtmek gerekir ki, karar kesinleşmiş olsa dahi bazı yargısal hatalar çok ağır olabilir, toplum vicdanını derin bir şekilde zedeleyebilir ve hukuk düzenine duyulan güveni ortadan kaldırabilir. Bu ağır ve kabulü zor hataların karar kesinleştikten sonra anlaşılması hâlinde dahi, kararı ayakta tutmaya çalışmak, kesinleşmenin amaçladığı hukukî güvenliği zedeleyecek, hukuk barışını bozacak, adalet hissine dokunacaktır. Yargılama sırasında meydana gelen hatalar ve eksiklikler çok ağır ise bu tür kararlara karşı olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın iadesi (veya yargılamanın yenilenmesi ya da iade-i muhakeme) yolu kabul edilmiştir (Muhammet, Özekes: Pekcanıtez Usûl Medeni Usûl Hukuku, Cilt III, İstanbul 2017, s. 2323, 2324).
16. Yargılamanın iadesi sebepleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde (1086 sayılı (mülga) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun md. 445) sınırlı olarak sayılmıştır. Bunun dışındaki bir sebepten dolayı, yargılamanın iadesi yoluna gidilemez. Bir başka anlatımla, maddede sayılan yargılamanın iadesi sebepleri kıyas yolu ile genişletilemez (Kuru, s. 5171).
17. Yargılamanın iadesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 374. maddesinde de belirtildiği üzere kesin olarak verilen veya kesinleşmiş hükümlere karşı istenilebilir.
Bir karar henüz kesinleşmemiş ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde sayılan sebeplerden biri mevcut olsa bile, hüküm kesinleşmeden önce yargılamanın iadesi yoluna gidilemeyecektir.
18. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılamanın iadesi sebepleri” başlıklı 375. maddesinde yer alan düzenlemeye göre;
“(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hakimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmi makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması (Eklenmiş ibare RGT: 31.07.2018 RG No: 30495 Kanun No: 7145/19) veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hallerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.”
Aynı Kanunun 376. maddesinde ise taraflar dışında üçüncü kişilerin hükmün iptalini istemesi durumu düzenlenmiştir.
19. Somut olayda, davacılar tarafından kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat istemiyle açılan yargılamanın yenilenmesine konu davada, mahkemece davanın kabulü ile 737.200TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak miras payları oranında davacılara ödenmesine, dava konusu olan 139 ada 33 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisi … adına olan tapu kaydının iptali ile krokide (A) harfi ile gösterilen kısmın TMK’nın 999. maddesi uyarınca yola terkinine, (B) harfi ile gösterilen kısmın ise davalı idare adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Davalı … vekili tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 07.11.2013 tarihli ve 2013/12621 E., 2013/19099 K. sayılı kararı ile hüküm düzeltilerek onanmış, davalı … vekilinin karar düzeltme istemi Özel Dairenin 30.06.2014 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
20. Eldeki davada ise yargılamanın yenilenmesini isteyen davalı … vekili, karar kesinleştikten sonra tapu müdürlüğü tarafından … Belediye Başkanlığına yazılan müzekkereye verilen cevap ile, taşınmazın 13.11.1985 tarihli ve 2100 sayılı encümen kararı ile kamulaştırmaya tabi tutulduğu ve yapılan işlemlere müteakiben taşınmaz bedelinin T.C. … Bankası … Şubesine bloke edildiğini, aynı şubenin 10.08.2010 tarihli ve 1847-845 sayılı yazısı ile de 139 ada 33 parsel malikine ödendiğinin bildirildiğini öğrendiklerini, böylelikle mahkeme kararının dayanağının ortadan kalktığını ve kararı tamamen değiştirecek nitelikte bir durum ortaya çıktığını bildirerek kesinleşen … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/38 E. 2013/191 K. sayılı kararının yargılamanın iadesi suretiyle kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
21. Öncelikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375/1-ç bendinde yer alan “Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” sebebine ilişkin açıklama yapmakta yarar bulunmaktadır.
22. Yargılama sırasında aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması yargılamanın yenilenmesi sebebidir. Yeni bir belgenin ele geçirilmiş olmasının yargılamanın yenilenmesi sebebi teşkil edebilmesi için, belgenin davanın bakıldığı sırada mevcut olması, hükmü etkileyecek nitelikte olması, belgenin hükmün verilmesinden sonra ele geçirilmesi, belgenin yargılama sırasında bir mücbir sebepten veya lehine hüküm verilen tarafın eyleminden dolayı elde edilememiş olması gerekmektedir (Kuru, s. 5176 vd.). Sadece mevcut belgenin sonradan bulunmuş olması vakıası, başlı başına yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabul edilemez. Mücbir sebepten maksat, tarafın elinde olmayan ve bütün çabalarına rağmen aşamadığı bir engel ile karşı karşıya kaldığını iddia ve ispat etmelidir.
23. Açıklanan bu maddi ve hukukî olgular ışığında uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerekmektedir. Yargılamanın yenilenmesi istemine konu davada, … ili … ilçesi … mahallesi 139 ada 33 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı dosya içerisine alınmış olup, tapu kaydının beyanlar hanesinde “… Belediye Başkanlığının 19.11.1985 tarihli 3412 sayılı yazıları üzerine 2942 sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince istimlak şerhi 20.11.1985 yev. 5286)” ibaresinin bulunduğu görülmüştür.
24. Tapu sicili kurumunun amacı, taşınmaz üzerindeki ayni hakları açıklamak olduğu göz önünde tutulursa, bu sicilin ilgili kişilerin incelemesine açık olması gerektiği kolayca anlaşılır.
25. Nitekim 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Tapu sicilinin açıklığı” başlıklı 1020. maddesinde yer alan düzenlemeye göre;
“Tapu sicili herkese açıktır.
İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir.
Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.”
26. Kamuya açıklık prensibinin sonucu olarak, ilgili her kişi sicili incelemek imkânına sahip olduğu için, bu imkânı kullanan kişi sicildeki kaydı göreceğinden, imkânı kullanmayan kişi ise gerekli özeni sarfetmiş olmayacağından kimse sicilde var olan bir kaydı bilmediği hususunda iyi niyet iddia edemez (Kemal Oğuzman, Özer Seliçi, Saibe Oktay Özdemir, Eşya Hukuku, İstanbul 2017, s. 154 vd.).
27. Bu itibarla dava konusu taşınmazda dava dışı … Belediye Başkanlığı tarafından kamulaştırma işlemi yapıldığı, yargılama sırasında dosyada mevcut olan tapu kaydında kamulaştırma şerhinin bulunduğu anlaşılmış olup, kamuya açıklık prensibi gereği somut olayda aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin bulunmadığı, bu nedenle anılan hususun yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabul edilemeyeceği açıktır. Dolayısıyla somut olay ve dosya kapsamına göre, yukarıda açıklanan değişik gerekçe doğrultusunda mahkemece talebin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
28. Her ne kadar Özel Daire bozma kararında; kamulaştırmayı yapan idarenin davalı … Belediye Başkanlığı olduğu, kendinde olan belgeleri elde etmesinin elinde olmayan sebeplerle ele geçirilemeyen belge olarak kabulünün mümkün olmadığı gerekçesine yer verilmiş ise de, anılan ifadenin dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı anlaşılmıştır.
29. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, davalı … ile dava dışı … Belediye Başkanlığının iki ayrı tüzel kişilik olduğu, davalı … başkanlığının kusurunun bulunmadığı, somut olayda mücbir sebebin bulunduğu, yargılamanın yenilenmesi sebebinin gerçekleştiği, bu nedenle direnme uygun olup, diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
30. Hâl böyle olunca direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerle bozulmasına karar verilmelidir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacılar (karşı taraf) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıdaki değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2022 tarihinde yapılan ikinci görüşmede oy çokluğu ile karar verildi.
Kadastro tespitine itiraz davası, tapu iptali ve tescil davası, önalım davası, kira bedelinin tespiti ve kiracının tahliyesi davaları, ecrimisil davası, kamulaştırma bedelinin tespiti davası ile tenkis davası başta olmak üzere gayrimenkul ve taşınmaz hukuku ile ilgili süreçlerde herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir gayrimenkul avukatından hukuki yardım almaları faydalı olacaktır.
Gayrimenkul hukuku alanında uzman Kayseri gayrimenkul avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; kamulaştırmasız el atma ile ilgili dava sürecinde müvekkillerine avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.
Kayseri gayrimenkul avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.