Elbirliği Mülkiyetinde Paydaştan Ecrimisil Talep Edilebilir mi?
Alanında uzman Kayseri gayrimenkul avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, elbirliği mülkiyetine ilişkin davalar ile ecrimisil davalarında müvekkillerimize avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmetleri vermektedir. Ecrimisil; bir eşyanın, sahibinin rızası bulunmaksızın, onun üzerinde tasarrufta bulunma yetkisine sahip olmayan kötüniyetli 3. kişi tarafından kullanılmasından dolayı oluşan zarara karşılık verilen tazminat olarak nitelenen özel giderim biçimidir. Ecrimisil davası da; malı haksız ve kötü niyetli olarak kullanan ve geri verme yükümlülüğünü de yerine getirmeyen kişilerden haksız işgal tazminatının alınmasını amaçlayan bir dava türüdür.
Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Ecrimisil sanılanın aksine kira alacağı değildir. Kirada, kiracı ile kiraya verenin hukuka uygun olarak karşılıklı irade açıklamaları söz konusu iken; ecrimisilde hukuka uygun bir irade açıklaması yoktur. Kötüniyetli olan 3. kişinin, başkasına ait olduğunu bildiği bir gayrimenkulü, malikin veya zilyedin rızası olmadan sanki kendi malıymış gibi kullanması durumu söz konusudur. Ecrimisil davası ile ilgili daha fazla bilgi almak için 15 yılı aşkın deneyime sahip avukat kadromuz tarafından hazırlanan makalemizi inceleyebilir; dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.
Elbirliği Mülkiyetinde Paydaştan Ecrimisil İstenilip İstenilmeyeceğine İlişkin Emsal Yargıtay Kararları
Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12811 Karar No: 2017/7133 Karar tarihi: 06.12.2017
Mahkemesi: … Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava Türü: Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR
Dava, paydaşlar arası ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan … … ’un paydaşı olduğu … ada … parsel sayılı taşınmazda bulunan evlerin ve dükkanların davalılar tarafından kullanıldığını, payına isabet eden bedelin ödenmediğini ileri sürerek 300TL ecrimisile karar verilmesini istemiş, 16.04.2014 tarihli beyan dilekçesinde talebinin taşınmazda bulunan A ile işaretli, 72 kapı nolu, 3 katlı binadaki 4 daire ve 3 dükkana ilişkin olduğunu ve 13.10.2014 tarihli beyan dilekçesinde ise ecrimisil talebinin 01.10.2008-01.10.2013 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olduğunu belirtmiştir.
Davalılar, davalının dava tarihine kadar herhangi bir talepte bulunmadığını, taşınmazda davacının kullanabileceği alan olduğunu, davalılardan … … … ‘ın 2 yıldan fazla bir süredir dava konusu yerde oturmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile 01.10.2008 ile dava tarihi olan 13.08.2013 tarihleri arasında hesap edilen 45.814,97TL haksız işgal tazminatının, 300,00 TL’lik bölümünden 100,00 TL’sinin davalı …, 100,00TL’sinin davalı … ve 100,00TL’sinin davalı …’tan dava tarihi olan 13.08.2013 tarihinden, 45.514,97TL’lik bölümünden 15.171,65 TL’nin davalı …, 15.171,65TL’nin …, 15.171,65 TL’nin …’tan ıslah tarihi olan 19.03.2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu … ada … parsel sayılı 1023m2 miktarlı tarla nitelik taşınmazın 230/1023 payının mirasbırakan … … adına kayıtlı olduğu, mirasbırakanın 04.01.2004 tarihinde ölümü ile geriye eşi …, kızı …, oğulları … … ile dava dışı dört çocuğunun daha kaldığı, taşınmazda mirasbırakan dışında dava dışı kişilerin de pay sahibi olduğu, alınan 17.11.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda çekişme konusu taşınmaz üzerinde A,B,C ile işaretli üç adet bina, bir depo, beş adet dükkan bulunduğu kayden sabit olup, davacının talebini A ile işaretli 3 katlı binadaki 4 daire ve 3 dükkana ilişkin olduğunu beyan ettiği, mahkemece sadece bu bina yönünden inceleme yapıldığı, taşınmazın tamamı yönünden bir araştırma yapılmadığı açıktır.
Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı).
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçeleri bilimsel verilere ve HMK’nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda ise; mahkemece hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeleri kapsar biçimde araştırma ve inceleme yapılması, yerinde uzman bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılarak kimin nereyi kullandığının belirlenip krokiye yansıtılması, özellikle; davacının payına karşılık taşınmazda kullandığı yer bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması, toplanacak olan delillerin toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu‘nun geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Dava konusu taşınmazların başında yapılacak keşifte; her bir taşınmazın kim tarafından ne şekilde kullanıldığının ayrı ayrı belirlenmesi, davacı tarafından kullanılan veya kullanılabilecek yer olup olmadığının tespit edilmesinden sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerekir.
Elbirliği mülkiyetinde paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3358 Karar No: 2019/4119 Karar tarihi: 15.04.2019
ÖZET: Dava konusu taşınmazlarda iştirak halinde mülkiyet bulunmakta olup; taraflar arasında evvelce görülen davalarda intifadan men koşulunun oluştuğu açıktır. Davacı, taşınmazların tamamının davalılar tarafından kullanıldığını ve kendi payına el atıldığını iddia ederek el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istediğine göre, dava konusu taşınmazların başında yapılacak keşifte; her bir taşınmazın kim tarafından ne şekilde kullanıldığının ayrı ayrı belirlenmesi, davacı tarafından kullanılan veya kullanılabilecek yer olup olmadığının tespit edilmesinden sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken, Yargıtay ve Dairemiz uygulamalarına aykırı olacak şekilde ve müdahale olmadığından bahisle, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
(6100 S. K. Geç. m. 3) (1086 S. K. m. 428, 440) (YHGK. 27.02.2002 T. 2002/3-131 E. 2002/114 K.)
Dava: Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Karar: Davacı vekili, vekil edeninin de 1/9 oranında paylı malik olduğu toplamda 13 adet parsele ilişkin el atmanın önlenmesinin ve geriye doğru 5 yıllık ecrimisilin hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … ile davalı … vekili; davanın reddini savunmuştur.
Davalı …; cevap dilekçesiyle kendisinin dava konusu taşınmazların zirai ürün gelirlerden pay almadığını, diğer davalıların davacıya verdikleri zarar kadar kendisine de zarar vermiş olduklarını olası bir tazminat ödenmesine hüküm tesis edilecek ise bu tazminat ve yargılama giderinin dışında tutulmasını istemiştir.
Diğer davalılar; davaya cevap vermemiş ve duruşmalara da iştirak etmemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; paydaşlar arasındaki el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Açıklanan bu ilke ışığında somut olaya gelince; dava konusu taşınmazlarda iştirak halinde mülkiyet bulunmakta olup; taraflar arasında evvelce görülen davalarda intifadan men koşulunun oluştuğu açıktır. Davacı, taşınmazların tamamının davalılar tarafından kullanıldığını ve kendi payına el atıldığını iddia ederek el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istediğine göre, dava konusu taşınmazların başında yapılacak keşifte; her bir taşınmazın kim tarafından ne şekilde kullanıldığının ayrı ayrı belirlenmesi, davacı tarafından kullanılan veya kullanılabilecek yer olup olmadığının tespit edilmesinden sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken, Yargıtay ve Dairemiz uygulamalarına aykırı olacak şekilde ve müdahale olmadığından bahisle, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu‘nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15/04/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Elbirliği mülkiyeti uyuşmazlıkları ile ecrimisil davalarında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir Kayseri Gayrimenkul Avukatı‘ndan hukuki yardım almaları faydalı olacaktır.
15 yılı aşkın deneyimi ve gayrimenkul hukuku alanında uzman avukat kadrosu ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası ile ilgili dava süreçlerinde müvekkillerine avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.
Elbirliği mülkiyeti davaları ile ecrimisil davası ve uyuşmazlıkları ile ilgili Kayseri gayrimenkul avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.