375 sayılı KHK Geçici 35. Madde Kapsamında Kamu Görevinden Çıkarılma Kararına Karşı İptal Davası Açılması
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 35. maddesi, “terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu” iddia edilen kamu görevlilerinin ihraç edilmesi veya rütbelerinin alınması suretiyle kamu görevinden çıkarılmasına yönelik düzenlemeler içermektedir. Anayasa’nın 129. maddesinde yer alan “Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.” hükmü ile, devlet memurlarının ve kamu görevlilerinin bu kamu hizmetlerini yürütürken Anayasa ve kanunlara sadık kalmasını hedeflenmiştir.
375 sayılı KHK kapsamında kamu personelinin ihraç edilebilmesi için;
Yazılı olarak soruşturma başlatılması,
Bilgi/belge toplamaya yönelik soruşturmacı görevlendirilmesi,
Soruşturmanın gizliliğinin sağlanması,
Savunma hakkı kapsamında kamu görevlisine en az 7 günlük savunma süresi verilmesi,
Onaya sunulan ihraç talebinin somut bilgi, belge ve bulgu ile temellendirilmesi gerekir.
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname‘nin geçici 35. maddesi gereği özellikle FETÖ/PYD terör örgütü ile ilişkisi olduğu iddiasıyla meslekten ihraç edilen kamu görevlileri arasında ceza veya HAGB alanlarla birlikte ceza yargılaması devam eden ya da hakkında KYOK, SYOK ve beraat kararı verilmiş olanlar, hatta hakkında herhangi bir ceza soruşturması bulunmayanlar da mevcuttur. 15 Temmuz 2016 tarihinden sonra ilan olağanüstü hal döneminde ihraç işlemleri Resmi Gazete’de yayımlanan KHK listeleri aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Olağanüstü Hal dönemi sonrasında 375 sayılı KHK (Kanun Hükmünde Kararname)’ye eklenen geçici 35. maddeyle 3yıl süreyle kamu görevinden çıkarma işlemleri için bakanlıklara yetki verilmiş, daha sonra 7333 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle bu süre 1 yıl daha uzatılmıştır. Bu bağlamda Bakanlıklar ve kurumlar tarafından 31/7/2022 tarihine kadar 375 sayılı KHK kapsamında meslekten çıkarma işlemleri gerçekleştirilmiştir.
375 sayılı KHK geçici 35. maddesinde belirtilen milli güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu iddia edilen ve özellikle hakkında ceza yargılaması bulunan kamu görevlileri hakkında ayrıca idari soruşturma açılmaktadır. Bakanlıklar tarafından gerçekleştirilen bu soruşturmalar sonucunda kamu personeli hakkında kamu görevinden çıkarma, rütbenin alınması, görevden uzaklaştırma veya açığa alınma kararları verilmektedir.
İdare hukuku alanında yetkin avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; 375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden çıkarma, rütbenin alınması, görevden uzaklaştırma veya açığa alma kararlarına karşı açılacak iptal davasında savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek taraflara avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Hukuk Büromuz, ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde taraflara hukuki yardım sunmaktadır.
375 sayılı KHK Geçici Madde 35- (Ek: 25/7/2018-7145/26 md.)
A) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun salt çoğunluğunca; Yargıtay daire başkanı ve üyeleri hakkında Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca; Danıştay daire başkanı ve üyeleri hakkında Danıştay Başkanlık Kurulunca; hâkim ve savcılar hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunca, askeri hâkimler hakkında Milli Savunma Bakanının başkanlığında, Milli Savunma Bakanı tarafından birinci sınıf askeri hâkimler arasından seçilecek iki askeri hâkimden oluşan komisyonca ve Sayıştay meslek mensupları hakkında Sayıştay Başkanının başkanlığında, başkan yardımcıları ile Sayıştay Başkanı tarafından belirlenecek bir daire başkanı ve bir üyeden oluşan komisyonca meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilir. Bu kararlar, Resmî Gazetede yayımlanır ve yayımı tarihinde ilgililere tebliğ edilmiş sayılır. Meslekten çıkarma kararlarına karşı ilgili kanunlarda yer alan hükümler uyarınca itiraz edilmesi veya yeniden inceleme talebinde bulunulması üzerine verilen kararlar da Resmî Gazetede yayımlanır ve yayımı tarihinde ilgililere tebliğ edilmiş sayılır. Bu kişiler hakkında alınan kararlar on beş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Görevden uzaklaştırılanlar veya görevlerine son verilenlerin silah ruhsatları ve pasaportları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilir.
Bu fıkranın birinci paragrafı uyarınca görevine son verilenler hakkında bu maddenin (B) fıkrasının ikinci paragrafı hükümleri uygulanır. Ayrıca askeri hâkimlerin askeri rütbeleri, mahkûmiyet kararı aranmaksızın alınır.
B) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen;
1) 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi personel Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
2) 18/3/1986 tarihli ve 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununa tabi personelden Türk Silahlı Kuvvetlerinde istihdam edilenler Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
3) 13/6/2001 tarihli ve 4678 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanuna tabi personelden Türk Silahlı Kuvvetlerinde istihdam edilenler Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
4) 10/3/2011 tarihli ve 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanununa tabi personelden Türk Silahlı Kuvvetlerinde istihdam edilenler Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
5) Milli Savunma Bakanına bağlı personel Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
6) Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü personeli İçişleri Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
7) 11/10/1983 tarihli ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa tabi personel, Yükseköğretim Kurulu Başkanının teklifi üzerine Yükseköğretim Kurulunun kararıyla; yükseköğretim kurumları ile yükseköğretim üst kuruluşlarındaki 657 sayılı Kanuna tabi personel ise yükseköğretim kurumları ile yükseköğretim üst kuruluşlarının en üst yöneticisinin teklifi üzerine, yükseköğretim kurumlarında üniversite yönetim kurulunun, yükseköğretim üst kuruluşlarında ise Yükseköğretim Kurulunun kararıyla kamu görevinden çıkarılır.
8) Mahalli idareler personeli, valinin başkanlığında toplanan ve vali tarafından belirlenen kurulun teklifi üzerine İçişleri Bakanının onayıyla kamu görevinden çıkarılır.
9) 657 sayılı Kanuna ve diğer mevzuata tabi her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dâhil) istihdam edilen personel, ilgili kurum veya kuruluşun en üst yöneticisi başkanlığında bağlı, ilgili veya ilişkili olunan bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ilgili bakan onayıyla kamu görevinden çıkarılır. Bu maddenin (A) fıkrasında belirtilenlerin işlemleri ise söz konusu fıkradaki usule göre yapılır.
10) Bir bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili olmayan diğer kurumlarda her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dâhil) istihdam edilen personel, birim amirinin teklifi üzerine atamaya yetkili amirin onayıyla kamu görevinden çıkarılır.
Bu fıkranın birinci paragrafı uyarınca görevine son verilenler bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemez; görevinden çıkarılanların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Birinci paragraf uyarınca Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünden çıkarılanların, mahkeme kararı aranmaksızın, karar tarihinden geçerli olmak üzere rütbe ve memuriyetleri geri alınır, bu kişiler yeniden kamu görevlerine kabul edilmez ve on beş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Bu paragrafta sayılan görevleri yürütmekle birlikte kamu görevlisi sıfatını taşımayanlar hakkında da bu paragraf hükümleri uygulanır.
Bu fıkraya göre görevlerine son verilenlerin silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamaz.
Bu fıkrada öngörülen usuller uyarınca, terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilerek idari işlem tesis edilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılanların itirazları üzerine yapılacak değerlendirme sonucunda görevlerine iadesine ilişkin işlemler aynı usullerle yapılır. Bu kapsamda görevine iade edilenlere kamu görevinden çıkarıldıkları tarihten göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenir. Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz. Bu personelin görevlerine iadesi, kamu görevinden çıkarıldıkları tarihte bulundukları yöneticilik görevi dışında öğrenim durumları ve kazanılmış hak aylık derecelerine uygun kadro ve pozisyonlara atanmak suretiyle de yerine getirilebilir.
C) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle; haklarında (A) ve (B) fıkraları uyarınca idari işlem tesis edilenler ile aynı gerekçeyle haklarında suç soruşturması veya kovuşturması yürütülenler, işlemi yapan kurum ve kuruluşlarca ilgili pasaport birimine derhâl bildirilir. Bu bildirim üzerine ilgili pasaport birimlerince pasaportlar iptal edilebilir. İlgili pasaport birimine isimleri bildirilen kişilerin eşlerine ait pasaportlar da genel güvenlik açısından mahzurlu görülmesi hâlinde aynı tarihte İçişleri Bakanlığınca iptal edilebilir.
Ç) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı nedeniyle hakkında inceleme ve soruşturma yürütülen kişiler ile bunların eş ve çocuklarına ilişkin olarak yetkili kurul, komisyon ve diğer mercilerce ihtiyaç duyulan, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca müşteri sırrı kapsamında kabul edilenler hariç, telekomünikasyon yoluyla iletişimin tespiti de dâhil olmak üzere her türlü bilgi ve belge, kamu ve özel tüm kurum ve kuruluşlarca vakit geçirilmeksizin verilir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle; kamu kurum ve kuruluşlarının personeline ve bunların eş ve çocuklarına ait olup Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve faaliyet izni kaldırılan Asya Katılım Bankası A.Ş.’de veya bu Bankayla ilgili olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunda, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunda ya da Malî Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığında bulunan her türlü bilgi, bu personelin çalıştığı kurum ve kuruluşlarca talepte bulunulması durumunda gecikmeksizin verilir ve bu işlemlere ilişkin olarak 5411 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan sınırlama uygulanmaz.
D) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle;
1) Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan, 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu hükümlerine göre Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası alan, Devlet memurluğundan çıkarılan, sözleşmeleri feshedilen, müstafi sayılan veya istifa eden subay, sözleşmeli subay, astsubay, sözleşmeli astsubay, Devlet memuru, işçi, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve erler ile 926 sayılı Kanunun geçici 32 nci maddesi kapsamında haklarında işlem tesis edilenlerden,
2) Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığından emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan, ilişiği kesilen, disiplin hükümlerine göre meslekten veya Devlet memurluğundan çıkarılan, sözleşmeleri feshedilen, müstafi sayılan, istifa eden veya çekilmiş sayılan subay, sözleşmeli subay, astsubay, sözleşmeli astsubay, uzman jandarma, Devlet memuru, işçi, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve erlerden,
3) 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun 55 inci maddesinin ondokuzuncu ve yirminci fıkraları ile geçici 27 nci maddesi uyarınca resen emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan veya disiplin hükümlerine göre meslekten veya Devlet memurluğundan çıkarılanlar ile müstafi sayılanlardan,
terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilenlerin rütbeleri ilgili bakanın onayıyla alınır. Bu kişiler görev yaptıkları teşkilata ve kamu görevine yeniden kabul edilmez, doğrudan veya dolaylı görevlendirilemez ve bu kişiler on beş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamaz ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamaz. Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, emekli kimlikleri, gemi adamlığına ilişkin belgeleri, pilot lisansları ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları iptal edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamaz.
E) Bu maddenin (A), (B) ve (D) fıkraları uyarınca haklarında işlem tesis edilenler uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve yüksek mahkeme başkan ve üyeliği, müsteşar, hâkim, savcı, kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamaz ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamaz.
F) Bu maddenin (A), (B) ve (D) fıkraları kapsamındaki görevler yerine getirilirken görevin niteliğinden doğan veya görevle ilgili olmak şartıyla görevin ifası sırasında işlendiği iddia olunan suçlardan dolayı kamu görevlileri hakkında adli ve idari soruşturma ve kovuşturma yapılması ilgisine göre ilgili bakan, Cumhurbaşkanı veya yetkilendireceği Cumhurbaşkanı yardımcısının iznine tabidir.
G) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirildiği için görevden uzaklaştırılanlar veya açığa alınanlar hakkında ilgili mevzuatta yer alan;
a) Soruşturmaya başlama süresi uygulanmaz.
b) Disiplin soruşturması sebebiyle görevden uzaklaştırma süreleri bir yıl olarak uygulanır ve bu süre ilgisine göre ilgili bakan, Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Yükseköğretim Kurulu veya ilgili kurul onayıyla bir yıla kadar uzatılabilir.
c) Adli soruşturma ve kovuşturma sebebiyle görevden uzaklaştırma veya açığa alma işlemlerinde değerlendirme süreleri uygulanmaz.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle haklarında görevden uzaklaştırma veya açığa alınma işlemi tesis edilen ve ilgili mevzuatında yer alan süreleri dolan kamu görevlilerinin durumu, işlemi tesis eden makamca en geç üç ay içinde gözden geçirilir ve yeniden bu fıkra hükümlerine göre karar verilir. Karar verilinceye kadar, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın görevden uzaklaştırma veya açığa alınma tedbirlerinin uygulanmasına devam olunur.
Bu maddenin (A) ve (B) fıkraları uyarınca haklarında işlem tesis edilecek olanlara yedi günden az olmamak üzere ilgili kurum tarafından uygun vasıtalarla savunma hakkı verilir. Verilen süre içinde savunmasını yapmayanlar, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen olağanüstü hal kapsamında terör örgütleri ile irtibatlı veya iltisaklı oldukları iddia edilen polis, asker ve memurlar OHAL KHK’ları ile kamu görevinden çıkarılmışlardır. Bu şekilde kamu görevinden çıkarılanların 685 sayılı KHK ile kurulan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na başvurmaları, OHAL Komisyonu’nun ret kararı vermesi halinde ise İdare Mahkemelerinde iptal davası açmaları öngörülmüştür. OHAL’in kaldırılması ile birlikte, “terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen” kişilerin kamudan ilişiğinin kesilmesi veya rütbelerinin geri alınması amacıyla 375 sayılı KHK geçici 35. maddesinde düzenleme yapılmıştır.
Bu düzenleme ile birlikte, memur ve işçi statüsü dahil olmak üzere tüm kamu personelinin çalıştığı kurumun bağlı olduğu Bakanın oluru ile kamu görevinden çıkarılmasının önü açılmıştır. Bu kapsamda kamu görevinden çıkarılan kişiler bu idari işlem sonucunda tüm rütbelerinden ve görevlerinden mahrum kalmak suretiyle bir daha kamu görevine girememek üzere yetkili amirleri tarafından kamu görevinden çıkarılırlar.
OHAL kaldırılırken 375 sayılı KHK’ye eklenen, 31 Temmuz 2018’de yürürlüğe giren ve 3 yıl geçerli olan Geçici 35. Madde ile “maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen” kamu personeli ilgili olarak “ilgili kurum veya kuruluşun en üst yöneticisi başkanlığında bağlı, ilgili veya ilişkili olunan bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ilgili bakan onayıyla” kamu görevinden çıkarma kararı verilebilmektedir. 375 sayılı KHK geçici 35. maddesinin geçerlilik süresi, 7333 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle 3 yıldan 4 yıla çıkarılarak 31 Temmuz 2022’ye kadar uzatılmıştır.
375 Sayılı KHK Kapsamında Kamu Görevinden Çıkarılanlar;
Bir daha kamu hizmetine giremez ve farklı bir kamu hizmeti yürütemezler.
Doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemez,
Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünden çıkarılanların, mahkeme kararı aranmaksızın, karar tarihinden geçerli olmak üzere rütbe ve memuriyetleri tamamen geri alınır.
Silah ruhsatları, pilotluk lisansı, dalgıçlık belgesi ve gemi adamlığına ilişkin belgeleri iptal edilir,
Oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilir. Lojman haklarını sona erer.
Özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamaz. Silah kullanamazlar.
Adli soruşturma kapsamında yurtdışı çıkış yasağı getirilebilir. Bununla birlikte idari işlem tesis edilenler ile aynı gerekçeyle haklarında suç soruşturması veya kovuşturması yürütülenlerin pasaport birimlerince pasaportları iptal edilebilir. İlgili pasaport birimine isimleri bildirilen kişilerin eşlerine ait pasaportlar da genel güvenlik açısından mahzurlu görülmesi halinde aynı tarihte İçişleri Bakanlığınca iptal edilebilmektedir.
7333 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle 31 Temmuz 2021 tarihi ile 1 yıl daha uzatılan 375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden çıkarılan veya rütbeleri alınan personel 60 gün içinde yürütme durdurma talepli iptal davası açabilmektedir. Bu süre hak düşürücü süre olup, dava öncesinde ve dava sırasında bir avukattan hukuki yardım alınması faydalı olacaktır.
İdare hukuku alanında yetkin avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; 375 sayılı KHK’nın geçici 35. maddesi kapsamında kamu görevinden çıkarma, rütbenin alınması, görevden uzaklaştırma veya açığa alma kararlarına karşı açılacak iptal davasında savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek taraflara avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Hukuk Büromuz, ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde taraflara hukuki yardım sunmaktadır.
375 Sayılı KHK Kapsamında Kamu Görevinden Çıkarmaya İlişkin Soruşturma ve Savunma Talebi
Kamu görevinden çıkarma, 375 sayılı KHK’ya göre polis, asker veya memurların bir daha kamu görevinde istihdam edilemeyecek şekilde kamu görevinden ilişiğinin kesilmesidir. 375 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılanlar bir daha devlette çalışamazlar.
Olağanüstü halin bitmesi ile birlikte, terör örgütleri ile irtibatlı veya iltisaklı oldukları değerlendirilen kamu personeli, 375 sayılı KHK Geçici 35. maddesi kapsamında savunma hakkı tanınarak çalıştıkları kurumun bağlı bulunduğu Bakan Onayı veya atamaya yetkili amirin onayıyla ile kamu görevinden çıkarılabilmektedir.
Kontörlü, Ankesörlü ve Ardışık Aranma: Bu iddia ile kamu görevinden çıkarılan veya rütbesi alınanlar gerek savunma dilekçelerinde gerekse kamu görevinden çıkarılma kararına karşı açılacak iptal davasında aramaların kimler tarafından ve ne zaman yapıldığının, aramanın süresi ve birbiriyle çakışıp çakışmadığının, aramaların içeriğini, arama örgüt aramasıysa bir talimat verilip verilmediğinin, talimat verildiyse ne şekilde uygulandığının tespitini talep edebilirler. Hukuk devletinde sadece kontörlü ve ankesörlü telefonlardan aranmanın kamu görevinden çıkarmaya dayanak oluşturması mümkün değildir.
Bank Asya’ya Para Yatırma: Bu iddiayla kamu görevinden çıkarılan personel, Kamu görevinden çıkarılma kararının iptali davası açarken TMSF’den Bank Asya hesap hareketlerinin dava dosyasına celbini isteyebilir. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarında, olağan bankacılık işlemlerinin örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilemeyeceği vurgulanmaktadır. İptal davası sürecinde Bank Asya’ya para yatırmanın tek başına örgüt üyeliği veya irtibat ve iltisak için yeterli kabul edilemeyeceğine ilişkin güncel Yargıtay kararlarının araştırılması önem arz etmektedir. Bu kapsamda iptal davası açarken idare hukuku alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almasında fayda vardır.
Kurum Kanaati: Kurum kanaati çoğu zaman kamu personelinin çalıştığı kurumdaki amirlerinin görüşlerinden oluşmakta ise de bununla sınırlı değildir. Çalışma arkadaşlarından toplanan bilgilerle birlikte veri inceleme raporlarında yer alan bilgiler de amirlerin kendi kanaatleri olmamasına rağmen kurum kanaati olarak eklenerek ihraç gerekçesi olarak OHAL Komisyonuna ve yetkili idare mahkemelerine sunulmaktadır. Kurum kanaati olarak adlandırılan bilgiler, istihbari mahiyette olup hukuki delil niteliği taşımamaktadır. Bu nedenle başka somut delillerle desteklenmedikçe yapılacak işlemlere bizzat gerekçe teşkil etmez. Olağanüstü hal döneminde OHAL Komisyonu tarafından ret kararlarının gerekçesinde belirtilen kurum kanaatinin, mevzuatta ve yargı kararlarında herhangi bir karşılığı bulunmamaktadır. Bu bağlamda, 375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden çıkarılan personelin, açacağı iptal davasında idare hukuku alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alması faydalı olacaktır.
Çocuğunu Örgüte Müzahir Okula Gönderme: İltisak ve irtibatı gerekçelendirmek için kullanılan bu kriter, hukuka aykırı bir delildir. Nitekim Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 03.12.2018 tarihli ve E: 2018/1958; K: 2018/4762 sayılı kararında sanığın, “Çocuğunu örgüte müzahir okula göndermesinin örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceği” kararını vermiştir. Bu kapsamda, örgüte müzahir okula çocuğunu göndermek iltisak veya irtibat kavramları çerçevesinde değerlendirilemez. 375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden çıkarılan personel, açacağı iptal davasında okulun ikamet adresine yakınlığı, okulun başarı sıralaması, okulun teşvik verilen okullardan olması ve çocuğun okulu burslu kazanması gibi savunmalarda bulunabilir.
Hakkında Ceza Soruşturması veya Davası Bulunması: Kamu personeli hakkında ceza soruşturması veya ceza davası açılması, Masumiyet karinesine aykırı olarak örgütle irtibat veya iltisak için yeterli görülerek kamu görevinden çıkarma kararı verilemez. Anayasa ile güvence altına alınan masumiyet karinesi kapsamında suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kişi masumdur. Kamu personeli hakkında ceza soruşturması bulunması veya ceza davası açılması personelin kamu görevinden çıkarılması için yeterli değildir. Bu bağlamda, 375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden çıkarılan personelin, açacağı iptal davasında idare hukuku alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alması faydalı olacaktır.
İdare hukuku alanında yetkin avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; 375 sayılı KHK’nın geçici 35. maddesi kapsamında kamu görevinden çıkarma, rütbenin alınması, görevden uzaklaştırma veya açığa alma kararlarına karşı açılacak iptal davasında savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek taraflara avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Hukuk Büromuz, ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde taraflara hukuki yardım sunmaktadır.
375 sayılı KHK kapsamında haklarında inceleme ve soruşturma yürütülen kişiler ile bunların eş ve çocuklarına ilişkin olarak yetkili kurul, komisyon ve diğer mercilerin ihtiyaç duyduğu (Bankacılık Kanunu uyarınca müşteri sırrı kapsamında kabul edilenler hariç) telekomünikasyon yoluyla iletişimin tespiti de dahil olmak üzere her türlü bilgi ve belgeye kamu ve özel tüm kurum ve kuruluşlarından isteme ve alma yetkisi vardır.
Ayrıca bu personelin çalıştığı kurum ve kuruluşlarca talepte bulunulması durumunda, kamu kurum ve kuruluşlarının personel ile eş ve çocuklarına ait olup Asya Katılım Bankası A.Ş.’de veya bu Bankayla ilgili olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunda, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunda ya da Malî Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığında bulunan her türlü bilgi, gecikmeksizin verilmesi gerekmektedir.
375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden çıkarma işlemleri için bazı koşulların sağlanmış olması zorunludur. Anılan maddeye göre terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara; üyeliği, mensubiyeti, iltisağı yahut bunlarla irtibatı olduğunun değerlendirilen kamu personelinden yedi gün içinde savunma istenmektedir. Bu bağlamda, 375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden çıkarılan veya rütbesi alınan personel, idare mahkemesinde 60 gün içinde yürütme durdurma istemli iptal davası açabilir. Kamu görevinden çıkarma kararına karşı açılacak iptal davasında Komisyonun ne tür bilgi ve belgeleri incelediği, bu inceleme sonucunda ne tür kanıtlara dayanıldığı, “kanıta” dayalı değerlendirme sonucu üyelik mi, mensubiyet mi, iltisak mı, yoksa irtibat mı tespit edildiği davalı kurumdan talep edilebilir. Açılacak iptal davasında idare hukuku alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alması faydalı olacaktır.
Kamu görevinden çıkarma kararının iptali davası, kamu personelinin en son görev yaptığı yer idare mahkemesinde açılır. İdari davalarda, dava açma sürelerinin kısalığı nedeniyle 375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden çıkarma kararı ile ilgili iptal davasının açılması ve takibinin alanında uzman bir idare hukuku avukatı tarafından yapılmasında fayda vardır. Özellikle 375 sayılı KHK kapsamında açılacak idari davalarda hukuki bir yardım almanız önem arz etmektedir.
İdare hukuku alanında yetkin avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; 375 sayılı KHK’nın geçici 35. maddesi kapsamında kamu görevinden çıkarma, rütbenin alınması, görevden uzaklaştırma veya açığa alma kararlarına karşı açılacak iptal davasında savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek taraflara avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Hukuk Büromuz, ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde taraflara hukuki yardım sunmaktadır.
375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden ihraç edilen personel, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirtilen usul ve esaslara tam bir uyum sağlanmadan ihraç edilmektedir. Şöyle ki; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca kişilerin devlet memurluğundan hangi hallerde çıkarılacağı kanuni bir güvence altına alınmışken, 375 sayılı KHK kapsamında terör örgütü irtibat veya iltisak iddiasının değerlendirme komisyonlarınca kabul edilmesi durumunda “Bakan oluru” yeterli görülmektedir.
Devlet memurluğundan çıkarılma; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. Maddesinin (E) fıkrasında düzenlenmiştir. Kanun’un 125. maddesinde yer alan düzenlemeye göre;
Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
a) İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükün ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,
b) Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek,
c) Siyasi partiye girmek,
d) Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,
e) Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak,
f) Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,
g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,
h) Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,
ı) Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,
j) Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak,
k) 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek.
l) (Ek: 3/10/2016 – KHK-676/75 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7070/61 md.) Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak, bu örgütlere yardım etmek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak, bu örgütlerin propagandasını yapmak.”
375 sayılı KHK Geçici 35. Madde Kapsamında Kamu Görevinden Çıkarma Kararının İptali Davası
Kamu görevinden çıkarma iptal davası, 375 sayılı KHK geçici 35. madde ile ihraç edilenlerin 60 gün içerisinde başvurması gereken bir yoldur. İptal davası, tesis edilen işlemin unsurlarındaki sakatlıklardan yola çıkılarak, bu aykırılıklara dayanarak iptali istenmesi suretiyle İdare Mahkemelerinde yürütülen sürece verilen isimdir. Kamu görevinden çıkarılan memurun açacağı iptal davası İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 33/2. maddesi uyarınca “Kamu görevlilerinin görevlerine son verilmesi, emekli edilmeleri veya görevden uzaklaştırılmaları ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlisinin son görev yaptığı yer idare mahkemesidir.” Bu anlamda örneğin Emniyet Genel Müdürlüğü’nden ilişiği kesilen ve Kayseri’de görev yapan bir polis memuru, kamu görevinden çıkarma kararının iptali davasını Kayseri İdare Mahkemesi’nde açmalıdır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 33/2.maddesine göre memurun son görev yaptığı yer idare mahkemesinde açılacak iptal davasında husumet ilgili Bakanlığa yöneltilmelidir.
375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında Bakan onayı veya atamaya yetkili amirin onayıyla kamu görevinden çıkarılan memur ve personeller, Bakanın veya yetkili amirin bu işlemine karşı itiraz yoluna başvuramazlar. 60 günlük dava açma süresi içerisinde kamu görevinden çıkarılma kararına karşı idari dava açılmalıdır. İdare hukuku alanında yetkin avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; 375 sayılı KHK’nın geçici 35. maddesi kapsamında kamu görevinden çıkarma ve rütbenin alınması kararlarına karşı açılacak iptal davasında savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek taraflara avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Hukuk Büromuz, ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde taraflara hukuki yardım sunmaktadır.
375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden çıkarılma kararının iptaline ilişkin idare mahkemesine iptal davası açılırken yürütmenin durdurulması da talep edilebilir.
375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden çıkarma kararına ilişkin iptal davası açılırken 60 günlük dava açma süresine dikkat edilmelidir. 60 günlük hak düşürücü sürenin geçirilmesi durumunda dava usulden reddedilecektir. İptal davası açılmasına ilişkin 60 günlük hak düşürücü sürenin geçirilmesi, aynı zamanda Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapma hakkının da düşmesine neden olacaktır. Bu nedenle dava öncesinde ve dava sırasında idare hukuku alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alınması faydalı olacaktır.
375 sayılı KHK geçici 35. maddesinin son fıkrasında, maddenin (A) ve (B) fıkraları uyarınca haklarında işlem tesis edilecek olanlara “savunma hakkı” verilmesi düzenlenmiştir. Nitekim savunma hakkı tanınmadan kamu personelinin kamu görevinden çıkarılması veya rütbesinin alınmasının Anayasa’nın 129. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen “memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez” hükmüne aykırı olduğu tartışmasızdır.
Sonuç olarak 375 sayılı KHK’nın geçici 35. maddesi, idareye şüphe, kurum kanaati ve varsayıma dayalı olarak kamu personelini kamu görevinden çıkarma yetkisi vermesi ve göstermelik bir savunma hakkı tanımış olması nedeniyle genel kabul görmüş evrensel ve temel hukuk ilkelerine ve Anayasamıza aykırı olduğu konusu tartışmaya açıktır. Bu sebeple de hakkında somut olarak bir delil bulunmayan kamu görevlilerinin Değerlendirme Komisyonları tarafından uygun görülerek kamu görevinden çıkarılmaları hukuka aykırılık nedeni ile iptal davası konusu edilebilmektedir.
375 sayılı KHK’nın geçici 35. maddesi; sadece dar anlamda ceza hukukunun değil, hukukun tüm alanlarında geçerli evrensel ve temel prensipler olan masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı, suç ve cezaların kanuniliği ve ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkeleri ile kamu personeline ve görevlilerine Anayasa ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu başta olmak üzere kanunlarla sağlanan ve tanınan güvencelerin ihlaline zemin hazırlamaktadır.
375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kurum kanaati ve somut delile dayanmayan değerlendirmeye dayalı olarak idareye kamu personelini kamu görevinden çıkarma veya rütbesini geri alma imkanı sağlanması, Anayasayla güvence altına alınan kişi haklarının ve en temel hukuk kurallarının ihlaline neden olabilmektedir. İdare hukuku alanında yetkin avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; 375 sayılı KHK’nın geçici 35. maddesi kapsamında kamu görevinden çıkarma ve rütbenin alınması kararlarına karşı açılacak iptal davasında savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek taraflara avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Hukuk Büromuz, ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde taraflara hukuki yardım sunmaktadır.
375 Sayılı KHK Geçici 35. Madde Kapsamında Görevden Uzaklaştırma ve Açığa Alma
375 sayılı KHK’nın Geçici 35. maddesinin (G) fıkrasında terör örgütü irtibatı olduğu değerlendirilen, ihraç edilmeyen ancak görevden uzaklaştırma veya açığa alma işlemiyle karşı karşıya kalan kamu görevlileri nezdinde uygulanacak soruşturma esasları hüküm altına alınmıştır. Kam görevlilerinin tabi olduğu Devlet Memurları Kanunu’ndan ayrı olarak bu kişiler hakkında soruşturmaya başlama süresinin uygulanamayacağı vurgulanmıştır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda düzenlenen memurluktan çıkarma usullerinin 375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamındaki ihraçlarda uygulanmaması gibi görevden uzaklaştırma veya açığa almaya ilişkin disiplin soruşturmasında uygulanacak usuller de 375 sayılı KHK ile farklılaştırılmıştır.
Geçici Madde 35- (Ek: 25/7/2018-7145/26 md.)
G) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirildiği için görevden uzaklaştırılanlar veya açığa alınanlar hakkında ilgili mevzuatta yer alan;
a) Soruşturmaya başlama süresi uygulanmaz.
b) Disiplin soruşturması sebebiyle görevden uzaklaştırma süreleri bir yıl olarak uygulanır ve bu süre ilgisine göre ilgili bakan, Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Yükseköğretim Kurulu veya ilgili kurul onayıyla bir yıla kadar uzatılabilir.
c) Adli soruşturma ve kovuşturma sebebiyle görevden uzaklaştırma veya açığa alma işlemlerinde değerlendirme süreleri uygulanmaz.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle haklarında görevden uzaklaştırma veya açığa alınma işlemi tesis edilen ve ilgili mevzuatında yer alan süreleri dolan kamu görevlilerinin durumu, işlemi tesis eden makamca en geç üç ay içinde gözden geçirilir ve yeniden bu fıkra hükümlerine göre karar verilir. Karar verilinceye kadar, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın görevden uzaklaştırma veya açığa alınma tedbirlerinin uygulanmasına devam olunur.
375 sayılı KHK geçici 35.madde G fıkrası uyarınca terör örgütü irtibat ve iltisakı olanlar hakkında disiplin soruşturması sebebiyle uygulanan görevden uzaklaştırma sürelerinin bir yıl olarak uygulanacağı ve ilgili yüksek makamların onayıyla bir yıla kadar uzatılabileceği; adli veya idari soruşturma nedeniyle uzaklaştırılanlar hakkında ise bu değerlendirme sürelerinin dikkate alınmayacağı ve uygulanmayacağı belirtilmiştir.
İdare hukuku alanında yetkin avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; 375 sayılı KHK’nın geçici 35. maddesi kapsamında kamu görevinden çıkarma, rütbenin alınması, görevden uzaklaştırma veya açığa alma işlemlerine karşı açılacak iptal davasında savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek taraflara avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Hukuk Büromuz, ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde taraflara hukuki yardım sunmaktadır.
Dava sürecinde herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Danıştay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almaları faydalı olacaktır.
İdare hukuku alanında yetkin avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; 375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden çıkarma, rütbenin alınması, görevden uzaklaştırma veya açığa alma işlemlerine karşı açılacak iptal davasında savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek taraflara avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Hukuk Büromuz, ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde taraflara hukuki yardım sunmaktadır.
İdare hukuku alanında uzman bir avukat arıyorsanız; avukat kadromuzdan dava süreciniz, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.