İş Sözleşmesinde Kararlaştırılmaması Halinde Aylık Ücretin Tespiti
4857 sayılı İş Kanunu
Ücret ve ücretin ödenmesi – Madde 32
Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.
Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak, yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödeme yapılabilir. Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler.
İşçinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesaplarına yatırılmak suretiyle ödenmesine ilişkin diğer usûl ve esaslar anılan bakanlıklarca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Emre muharrer senetle (bono ile), kuponla veya yurtta geçerli parayı temsil ettiği iddia olunan bir senetle veya diğer herhangi bir şekilde ücret ödemesi yapılamaz.
Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir.
İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur.
Meyhane ve benzeri eğlence yerleri ve perakende mal satan dükkan ve mağazalarda, buralarda çalışanlar hariç, ücret ödemesi yapılamaz.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu
İşverenin borçları: Ücret ödeme borcu
Ücret: Genel olarak – Madde 401
İşveren, işçiye sözleşmede veya toplu iş sözleşmesinde belirlenen; sözleşmede hüküm bulunmayan hâllerde ise, asgari ücretten az olmamak üzere emsal ücreti ödemekle yükümlüdür.
İş Sözleşmesinde Kararlaştırılmaması Halinde Aylık Ücretin Tespiti Amacıyla Emsal Ücret Araştırması Yapılması
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2022/9-105 Karar No: 2022/1751 Karar tarihi: 15.12.2022
Özet: Dosyada bulunan bordrolar incelendiğinde değişen miktarlarda ücret tahakkuku yapıldığı, 2013 yılı Kasım ayında 2015 yılı Ocak ayından bile daha yüksek ücretle bordro düzenlendiği görülmüş, tanık beyanlarının da davacının ücretini belirleme noktasında yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, mahkemece emsal ücret araştırması yapılması isabetlidir. Ne var ki; mahkemece sadece … Ticaret Odasına müzekkere yazılmış, davacının usta olarak çalıştığının bildirilmesi ile yetinilmiş, görev unvanı ayrıntılı şekilde açıklanmamıştır. Yine bildirilen hizmet süresi ile kabul edilen hizmet süresi arasında da farklılık olduğu görülmüştür. O hâlde yapılan emsal ücret araştırması yetersiz olup, aylık ücretin tespiti için bozma kararında belirtildiği şekilde emsal ücret araştırması yapılmalıdır.
(4857 s. K. m. 32) (6098 s. K. m. 401) (818 s. K. m. 323) (6100 s. K. m. 371)
1. Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, … İş Mahkemesinin davanın kısmen kabulüne ilişkin kararına yönelik taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, İlk Derece Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 03.05.2007-04.07.2011 ve 28.12.2011-14.05.2015 tarihleri arasında davalı işyerinin çevre yolu şubesinde pişirici ustası olarak çalıştığını, müvekkilinin asıl görevi pişirici ustası olduğu hâlde davalı işverenin müvekkilini imalatta da çalıştırdığını, yevmiyesinin 73TL olduğunu ancak bordroların asgari ücret üzerinden düzenlendiğini, vardiyalı olarak bir hafta 08.00-21.00; bir hafta 20.00-07.30 saatleri arasında haftanın her günü çalıştığını, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, resmî tatil günlerinde de çalıştığını, dini bayram günlerinde ise sadece birinci gün tatil yaptığını ve kalan günlerde çalışmaya devam ettiğini, 03.05.2007-04.07.2011 tarihleri arasındaki çalışma dönemine ilişkin müvekkiline ibraname imzalatıldığını fakat ödeme yapılmadığını, tekrar davalı işyerinde çalışmaya başlayan müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin ücreti, ücret, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ilk olarak 02.05.2007-15.02.2011 tarihleri arasında müvekkiline ait işyerinde çalıştığını, kendi isteğiyle işten ayrıldığını, hiçbir alacağı kalmadığına dair ibraname imzaladığını, 12.03.2011-04.07.2011 tarihleri arasında yeniden işyerinde çalıştığını ve bu çalışmasının da kendi isteğiyle sona erdiğini, davacının el yazısı ile hazırladığı ibranamede kendi isteğiyle işten ayrıldığı, tüm hak ve alacaklarını elden aldığı şeklinde açıklamanın yer aldığının görüleceğini, davacının son olarak 28.12.2011 tarihinde yeniden müvekkili işyerinde çalışmaya başladığını, bu çalışmasının da devamsızlık yapması sebebi ile sona erdiğini, davacının yevmiyesinin brüt 46.63TL olduğunu, ücretlerin bankadan ödendiğini, haftalık izinlerin kullandırıldığını, fazla çalışma yaptığı takdirde karşılığının ödendiğini, milli ve dini bayram günlerinde çalışmadığını, çalıştığında da yine ücretlerinin ödendiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin Kararı:
6. … İş Mahkemesinin 03.02.2017 tarihli ve 2015/450 E., 2017/63 K. sayılı kararı ile; iş sözleşmesi davalı tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere fazla çalışma yaptığı, genel tatil günlerinde çalıştığı ancak bu çalışmalarının karşılığının ödenmediği, yıllık izin ücreti bakımından ise davacının yıllık izinlerini kullandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliyesi Mahkemesinin Kararı:
7. … İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince süresi içinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
8. … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 07.11.2017 tarihli ve 2017/1551 E., 2017/2391 K. sayılı kararı ile; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
9. … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
10. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23.12.2020 tarihli ve 2020/3435 E., 2020/19926 K. sayılı kararı ile;
“1- Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, İlk Derece Mahkemesi kararının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür.
2- Taraflar arasında davacı işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı işçi kürekçi ustası (pişirici ustası) olarak 2.190,00 TL (günlük yevmiye 73,00 TL) ücretle çalıştığını iddia etmiş; davalı işveren ise davacının bordrodaki ücret olan brüt 1.398,90 TL (günlük yevmiye brüt 46,63 TL) karşılığında çalıştığını savunmuştur.
Davacı tanıklarından …, davacının kardeşi olduğunu, kendisinin de davasının bulunduğunu, günlük net 63,00 TL ücret aldığını, davacının ise günlük 73,00 TL ücret aldığını, … de davacının kardeşi olduğunu, davacı ile yaklaşık 3 yıl davalı işyerinde birlikte çalıştıklarını, davacının yevmiyesinin günlük 73,00 TL olduğunu beyan etmişlerdir. Diğer davacı tanıklarından …, davacı ile yaklaşık 1 yıl davalı işyerinde birlikte çalıştıklarını, davacının günlük 73,00 TL ücret aldığını, …, davacı ile yaklaşık 2-3 yıl birlikte davalı işyerinde çalıştıklarını, davacının 65,00-70,00 TL yevmiye aldığını, … ise davacının ücretini bilmediğini beyan etmiştir. Mahkemece emsal ücret araştırması yapılmış, … Ticaret Odasınca, 2016 yılı itibariyle sektörde usta olarak çalışan işçinin 1.500,00 TL-1.800,00 TL ücret alabileceği bildirilmiştir. Mahkemece, brüt 1.557,65 TL ücret esas alınarak yapılan hesaplamaya itibar edilmiştir. Ancak yapılan emsal ücret araştırması yetersiz olup, davacının meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan yapılacak emsal ücret araştırması ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmındaki bilgiler dikkate alınarak araştırma genişletilmeli ve dosya kapsamındaki tüm deliller bir arada değerlendirilerek, aylık ücret miktarı noktasındaki uyuşmazlık çözümlenmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…”
gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
11. … İş Mahkemesinin 07.04.2021 tarihli ve 2021/103 E., 2021/490 K. sayılı kararı ile; ticaret odası tarafından davacının unvanı da belirtilerek alt ve üst sınırlar arasında davacının çalıştığı tarihler esas alınarak alabileceği ücretin bildirildiği, emsal dosyalarda benzer araştırma ile sonuca gidildiği ve kararların Yargıtayca onanarak kesinleştiği, ücretin tespiti açısından en gerçeğe yakın sonucun çalışmanın yapıldığı yerdeki organizasyonlar aracılığıyla tespit edildiği, çalışmanın yapıldığı şehir ile diğer büyükşehirler arasında kıyaslama yapıldığında çalışma koşulları, kira, ulaşım ve diğer harcamaların ve buna bağlı olarak ücretler arasında ciddi farklılıklar bulunduğu, bu itibarla mahkemece … Ticaret Odasına yazılan müzekkereye verilen cevap dikkate alınarak yapılan ücret değerlendirmesinin dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
12. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda davacının aldığı ücretin brüt 1.557,65TL olarak kabul edildiği eldeki davada; mahkemece yapılan emsal ücret araştırmasının yetersiz olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan yapılacak emsal ücret araştırması ve Türkiye İstatistik Kurumunun resmî internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmındaki bilgiler dikkate alınarak araştırmanın genişletilmesinin gerekli olup olmadığı ve dosya kapsamındaki tüm deliller bir arada değerlendirilerek aylık ücret miktarının belirlenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
14. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinin 1. fıkrasında genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
15. Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Kanun maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
16. İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 401. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 323/2.) maddesine göre tespit olunmalıdır.
İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hâllerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
17. İş sözleşmesinin tarafları görünüşte bir ücret belirlemiş olabilirler ancak bu ücret tarafların aralarında kararlaştırdıkları gerçek ücret olmayabilir. Uygulamada bazen taraflar arasında kararlaştırılmış olan gerçek ücret (örneğin SGK primlerini daha az ödemek amacıyla) bordroya yansıtılmamakta, daha düşük (örneğin asgari ücret) gösterilmektedir. Bu gibi durumlarda hâkim tarafından gerçek ücretin saptanması yoluna gidilmelidir (Süzek Sarper: İş Hukuku, 11. Baskı, İstanbul 2015, s:394, 395).
18. İş sözleşmesinin tarafları arasında ücret miktarı konusunda çıkabilecek ihtilaflarda gerçek ücretin her türlü delille ispatı mümkündür. Aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticarî defter kayıtları, tanık beyanları gibi delillerle işçinin imzasını taşıyan ücret bordrolarında veya iş sözleşmesinde yazılı olan ücretin gerçek ücret olmadığı kanıtlanabilir. Ücretin mevcut delillerle şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi mümkün bulunmayan kimi durumlarda yapılacak iş, hizmet süresi ve diğer belirleyici özellikler göz önünde tutularak ve ayrıca ilgili meslek örgütlerinden sorulmak suretiyle ücret belirlenebilir. Meslek örgütlerince bildirilen ücret miktarları tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olmayıp diğer bilgi ve belgelerle de desteklenmelidir.
19. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dinlenen davacı tanıklarının bir kısmı davacının günlük 73TL ücret aldığı yönünde iddiayı doğrular mahiyette beyanda bulunmuş iken, tanık … davacının aldığı ücreti bilmediğini, tanık … ise davacının günlük 65-70TL ücret aldığını söylemiştir. Davalı tanıkları ise davacının aldığı ücreti bilmediklerini belirtmişlerdir.
20. Mahkemece tanıklar dinlendikten sonra … Ticaret Odasına usta olarak çalışan davacının çalıştığı yıllar da dikkate alınmak suretiyle alabileceği ücretin tespiti için müzekkere yazılmış ve daha sonra bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
21. … Ticaret Odasının cevabi yazısında, yapılan piyasa araştırması neticesinde sektörde usta olarak çalışan işçinin 2016 yılı itibariyle aylık ortalama 1.500-1.800TL civarında ücret alabileceği bildirilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda ise iş sözleşmesinin 2015 yılında feshedildiği belirtilerek 2016 yılı için bildirilen emsal ücret 2015 yılına uyarlanarak davacının aylık brüt ücretinin 1.557,65TL olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
22. Öncelikle belirtilmelidir ki, dosyada bulunan bordrolar incelendiğinde değişen miktarlarda ücret tahakkuku yapıldığı, 2013 yılı Kasım ayında 2015 yılı Ocak ayından bile daha yüksek ücretle bordro düzenlendiği görülmüş, tanık beyanlarının da davacının ücretini belirleme noktasında yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, mahkemece emsal ücret araştırması yapılması isabetlidir.
23. Ne var ki; mahkemece sadece … Ticaret Odasına müzekkere yazılmış, davacının usta olarak çalıştığının bildirilmesi ile yetinilmiş, görev unvanı ayrıntılı şekilde açıklanmamıştır. Yine bildirilen hizmet süresi ile kabul edilen hizmet süresi arasında da farklılık olduğu görülmüştür.
24. O hâlde yapılan emsal ücret araştırması yetersiz olup, aylık ücretin tespiti için bozma kararında belirtildiği şekilde emsal ücret araştırması yapılmalıdır.
25. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
26. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.12.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.
İş hukuku ve sosyal güvenlik hukukuna ilişkin dava ve uyuşmazlıklarda taleplerin etkili bir biçimde ileri sürülmesi ve hak kaybına uğramamak için iş hukuku alanında deneyimli bir avukattan hukuki destek alınması faydalı olacaktır. Kayseri iş hukuku avukatı kadromuz, iş hukuku ve sosyal güvenlik hukuku alanında 15 yılı aşan deneyimi ile güncel mevzuat ve Yargıtay kararları çerçevesinde; ihbar tazminatı davası, kıdem tazminatı davası, işe iade davası, fazla mesai alacağı, ilave tediye alacağı ve benzer davaların açılması ve takibi, mobbing ve kötü niyet tazminatlarına ilişkin davaların açılması ve takibi, fazla mesai ücretleri ve yıllık ücretli izinlerin kullandırılması, hesaplanması ve tahsili davaları açılması ve takibi konuları başta olmak üzere -bunlarla sınırlı olmamak üzere- iş hukuku ve sosyal güvenlik hukuku ile ilgili her türlü konuda müvekkillerine avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.
Kayseri iş hukuku avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; iş hukuku ve sosyal güvenlik hukukuna ilişkin detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.