Çekişmeli Boşanma Davasında Avukat Gerekli mi?

Çekişmeli Boşanma Davası

Çekişmeli boşanma davalarında Kayseri boşanma avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, müvekkillerimize avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Çekişmeli boşanma davası, eşlerden en az birinin boşanma isteği doğrultusunda açılmakta ancak boşanma ve sonuçları bir protokolle değil, eşlerin kusur oranları değerlendirilerek mahkeme kararı ile tesis edilmektedir. Çekişmeli boşanma davasında eşler arasında boşanma iradesi bakımından bir anlaşmanın olması gerekmemektedir. Eşlerden sadece biri boşanmayı istiyor olabilir veya her iki eş de boşanmayı istemekle birlikte, karşı tarafın daha ağır kusurlu olduğunu düşünüyor olabilir.

Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen boşanma sebepleri özel ve genel sebepler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kanunda özel boşanma sebebi olarak zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı; genel boşanma sebepleri olarak ise evlilik birliğinin sarsılması, eşlerin anlaşarak boşanmaları, bir boşanma reddinden sonra eşlerin üç yıl bir araya gelmemeleri fiili ayrılık sayılmaktadır.

Anlaşmalı boşanma davasına kıyasla daha uzun süren çekişmeli boşanma davası, evlilik birliğinin temelinden sarsılması gibi genel nedenlerle ya da zina gibi özel sebeplerle açılabilen bir davadır. Anlaşmalı boşanma davasının aksine çekişmeli boşanma davasında kusur araştırılmakta, mahkeme hangi eşin daha ağır kusurlu olduğunu tespit edebilmek için araştırma yapmakta, tanıkların bilgi ve görgüsüne başvurulabilmektedir.

Çekilmeli boşanma davası sonucunda daha ağır kusurlu olan taraf, kusura göre karşı tarafa nafaka ve/veya tazminat ödemek durumunda kalabilmektedir. Benzer şekilde tarafların eşit kusurlu olması halinde, herhangi bir tazminat ödenmeksizin de boşanma gerçekleşebilmektedir. Bu bağlamda kusursuz olduğunu veya karşı tarafın daha kusurlu olduğunu iddia eden eşin, çekişmeli boşanma davası sürecinde kendisini en iyi ve etkili şekilde ifade edebilmesi için tecrübeli bir boşanma avukatı aracılığıyla temsili önem taşımaktadır.

Tazminatların aksine çekişmeli boşanma davası sonrasında hükmedilen nafakalar süreklilik arz etmektedir. Çekişmeli boşanma davası süresince ödenen tedbir nafakası, boşanma sonrasında ödenen yoksulluk nafakası ve çocuk için iştirak nafakası gibi hususların etkili bir şekilde talep edilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda nafaka ve tazminat taleplerinin etkili bir biçimde ileri sürülmesi, sonraki süreçte de gerekirse nafakanın artırılması davası veya nafakanın indirilmesi davası Hukuk Büromuz tarafından yürütülmektedir.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, Türk Medeni Kanunu’nda genel boşanma nedenlerinden biri olarak düzenlenmiştir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve evlilik birliğinin sürdürülmesinin eşlerden beklenmeyecek derecede güçleşmesi halinde, eşlerden her biri çekişmeli boşanma davası açabilir. Davacının kusurunun daha ağır olması halinde, davalı eşin açılan davaya itiraz hakkı vardır. Hakkın kötüye kullanılması halinde, evlilik birliğinin devamında eşler ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa, boşanmaya karar verilebilir.

Evliliğin en az bir yıl sürmesi kaydıyla eşlerin boşanma için birlikte başvurması (anlaşmalı boşanma) veya eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu durumda boşanma kararı verebilmesi için Hâkimin tarafları bizzat dinlemesi şarttır. Hâkimin, eş ve çocukların menfaatlerini göz önünde bulundurarak gerekli gördüğü takdirde eşler arasındaki anlaşmada düzeltme yapma hakkı vardır.

Boşanma davası herhangi bir sebeple reddedilmiş ve bu ret kararının kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl boyunca her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. 

Tek taraflı boşanma iradesinin sunulması ile boşanma kararı verilemez. Boşanmaya karar verebilmesi için boşanmak istenen eşin kusurunun bulunması gerekir, aksi takdirde boşanma kararı verilemez. Eşlerden birinin kusuru olmadan boşanma, anlaşmalı boşanma halinde mümkündür. Bu durumda da mahkemenin boşanma kararını verebilmesi için iki eşin de duruşmada bulunması gerekmektedir.

Terk Nedeniyle Boşanma Davası

15 yılı aşkın deneyimi ve Kayseri boşanma avukatı kadrosu ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, boşanma süreçlerinde ve aile hukuku ile ilgili uyuşmazlıklarda müvekkillerimize avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. 

Türk Medeni Kanunu hükümleri gereğince; eşlerden biri evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla, haklı bir sebep olmaksızın eşini terk eder ve en az altı ay dönmezse, bu durumun devam etmesi halinde talep üzerine hakim tarafından yapılan ihtar da sonuçsuz kalmışsa; terk edilen eşin boşanma davası açma hakkı doğar. Askerlik, ceza evinde bulunma, hastalık, iş seyahati ve buna benzer ortak hayattan uzaklaşmalar terk olarak değerlendirilemez. Terk etme kavramı, ortak yaşamdan ayrılmayı değil ortak yaşama son vermeyi ifade eder.

Terk tarihinden itibaren en az altı ay geçmesi durumunda, terk edilen eş mahkemeye başvurarak eşin dönmesi için ihtar talebinde bulunabilir. İhtarda, terk eden eş ortak eve dönmeye davet edilir, ayrıca ihtara uymayarak ortak evine dönmemesinin sonuçları bildirilir. Şayet terk eden eş yurt dışında bulunuyorsa yurt dışına davetiye gönderilmelidir. Terk eden eşe eve dönmesi için ihtardan sonra iki ay süre verilmektedir. Eşin bu süre içerisinde ortak eve dönmemesi halinde, terk edilen eş yeniden ihtar çekebilir. Boşanma davası açmak için ilk ihtarın çekilmesinden itibaren altı ay (ilk ihtardan sonra terk eden eşin eve dönmesi için tanınan iki aylık süre, bu altı aya dâhildir) içerisinde ikinci ihtar çekilmesi talebinde bulunulamaz. 

Zina Nedeniyle Boşanma Davası

Türk Medeni Kanunu uyarınca eşlerden birinin zina yapması halinde, diğer eş boşanma davası açabilmektedir. Zinanın oluşması için tarafların evlilik süreci içerisinde eşten başka bir kişiyle ilişkide bulunması gerekir. Evli kadının kocasından başka bir erkekle, evli erkeğin de karısından başka bir kadınla cinsel ilişkide bulunması zina olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 17.01.2017 tarih ve 2017/565 K. sayılı kararı ile, aynı cinsle yaşanan cinsel ilişkinin zina olduğunun kabul edildiği ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmuş ve zina sebebiyle boşanma davasının kabul edilmesi yönündeki kararı onamıştır.

Zinayı öğrendiği tarihten itibaren altı ay ve zinanın edildiği günden itibaren beş yıl içerisinde boşanma davası açmaması durumunda eş, bu sebebe ilişkin boşanma davası açma hakkını kaybeder. Sürenin başlangıcı; tek seferlik zina durumunda eylem günü, zinanın sürekli olması halinde ise zinanın sona erdiği tarih olacaktır. Affeden tarafın dava açma hakkı düşer. Eşin affını sözlü veya yazılı bir şekilde bildirmesi mümkündür.

Kişilik hakları saldırıya uğrayan davacının, kusurlu olan davalıdan maddi ve manevi tazminat isteme hakkına ilişkin kanuni düzenleme çerçevesinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi “Zina kişilik haklarına tecavüz oluşturduğundan, kusursuz eş lehine boşanma ile birlikte manevi tazminata da hükmedilmesi gerekir” şeklinde karar vermiştir.

Suç İşleme Nedeniyle Boşanma Davası

Türk Medeni Kanunu uyarınca eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlemesi veya haysiyetsiz bir hayat sürmesi halinde bu nedenle onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir. Ancak eşlerden birinin suç işlemesi, diğer eş bakımından mutlak boşanma nedeni kabul edilemez.

İşlenen suçun boşanma gerekçesi olabilmesi için küçük düşürücü suç niteliğinde olması ve boşanmak isteyen eş açısından birlikte yaşam sürmenin beklenemeyeceği düzeyde evlilik birliğinin sarsılmış olması gerekmektedir. Bu nedenle suç işleme sebebiyle boşanma, nisbi nitelikli bir boşanma sebebidir. Suç işleme nedeniyle boşanma davası açılması, süreye tabi değildir, her zaman açılabilir.

Hırsızlık, dolandırıcılık, hileli iflas, zimmet, irtikâp, rüşvet, ihtilas, uyuşturucu madde kullanmak veya ticaretini yapmak, genelev işletme, kasten insan öldürme gibi ahlak kurallarının ve toplumun reddettiği, yüz kızartıcı olarak da nitelendirilen suçlar, örnek olarak sayılabilir. Bununla birlikte hâkim suçun küçük düşürücü olup olmadığını somut olayın nitelikleri, davalının kusuru gibi hususları dikkate alarak takdir edecek, ayrıca boşanma kararı vermeden önce suça ilişkin ceza davasını bekletici mesele yapabilecektir.

Boşanma davalarında taleplerin etkili bir biçimde ileri sürülmesi ve hak kaybına uğramamak için aile hukuku alanında deneyimli bir avukattan hukuki destek alınması faydalı olacaktır.  Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, 15 yılı aşkın deneyimi ve boşanma avukatı kadrosu ile müvekkillerimize avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. 

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası

Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen ve ortak hayatın kurulamaması olarak nitelendirilen fiili ayrılık nedeniyle boşanma davalarında Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, 15 yılı aşkın deneyimi ve Kayseri boşanma avukatı kadrosu ile müvekkillerimizi temsil etmekte, onlara avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Türk Medeni Kanunu’nda ortak hayatın kurulamaması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesini belirli şartlara bağlanmıştır:

Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.

Boşanma Davasının Daha Önce Reddedilmiş Olması

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için daha önce boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan bir davanın reddine karar verilmiş olması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen hüküm gereğince; daha önce reddedilmiş bir boşanma davası bulunmadığı sürece eşlerin ne kadar süre ayrı yaşadıklarının önemi olmaksızın fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılamaz. Ancak daha önce reddedilen davanın hangi eş tarafından, hangi sebebe dayanılarak açılmış olmasının önemi yoktur.

Ret Kararı Üzerinden Üç Yıl Geçmiş Olmalı

İlk boşanma talebinin mahkemece reddi kararının kesinleşmesi ile başlayan 3 yıllık süre, fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açıldığı zaman itibariyle dolmuş olmalıdır. Ayrıca fiili ayrılık süresi, kesintisiz olarak sürmüş olmalıdır. Boşanmanın reddine ilişkin kararın yabancı bir mahkeme tarafından verilmesi halinde ise, üç yıllık süre; kararın yetkili Türk Mahkemesi tarafından tanınması kararının kesinleşmesi ile başlayacaktır.

Ortak Hayat Kurulmamış Olmalı

Önceki boşanma talebinin reddi kararından itibaren asgari 3 yıllık dönem içerisinde eşlerin kısa süreli de olsa, aynı evde birlikte yaşaması, evliliğin devam etmesi ihtimalinin sona ermediğini gösterir. Bu durumda Türk Medeni Kanunu hükmüne göre fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılamayacaktır.

Bu bağlamda evlilik birliğinin kurulmamış olması durumunun asgari üç yıl sürmesi ve açılan boşanma davası anında da devam ediyor olması gerekmektedir. Ancak bu fiili ayrılık süresince eşlerin zaman zaman bir araya gelmeleri ortak hayatın kurulduğu anlamına gelmez.

Eşlerden Birinin Boşanma Davası Açması

Fiili ayrılık, tek başına bir boşanma sebebi değildir. Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen şartların varlığı durumunda davayı, eşlerden herhangi biri açabilir. Reddedilen davada davacı veya davalı olunması, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında veya ortak hayatın kurulamamasında kusurlu ya da kusursuz olmak, davayı açma yönünden fark etmez. Eşlerden herhangi birinin bu davayı açması durumunda Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen şartlar mevcutsa hâkim boşanmaya karar vermek zorundadır.

Boşanma davalarında taleplerin etkili bir biçimde ileri sürülmesi ve hak kaybına uğramamak için aile hukuku alanında deneyimli bir avukattan hukuki destek alınması faydalı olacaktır.  Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, 15 yılı aşkın deneyimi ve boşanma avukatı kadrosu ile müvekkillerimize avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.

Kayseri boşanma avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan boşanma süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile boşanma davası ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.