Simsarlık ve Vekalet Sözleşmesi ile Vekaletsiz İşgörmeye ilişkin Türk Borçlar Kanunu Hükümleri

Vekalet sözleşmesi, simsarlık sözleşmesi, kredi mektubu ve kredi emri ile vekaletsiz işgörmeye ilişkin Türk Borçlar Kanunu hükümleri - 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu - Kayseri Borçlar Hukuku Avukatı - Kayseri Ticaret Avukatı - Kayseri Avukat Zülküf Arslan Hukuk Bürosu

Simsarlık ve Vekalet Sözleşmesi ile Vekaletsiz İşgörme

 Türk Borçlar Kanunu

Kanun Numarası: 6098 Kabul Tarihi: 11/1/2011

Yayımlandığı Resmî Gazete Tarih: 4/2/2011 Sayısı: 27836

Birinci Kısım: Genel Hükümler

Türk Borçlar Kanunu’nun Genel Hükümler başlıklı Birinci Kısmının Birinci Bölümünde “Borç İlişkisinin Kaynakları” üst başlığı altında düzenlenen 1. ilâ 82. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Genel Hükümler başlıklı Birinci Kısmının İkinci Bölümünde “Borç İlişkisinin Hükümleri” üst başlığı altında düzenlenen 83. ilâ 130. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Genel Hükümler başlıklı Birinci Kısmının Üçüncü Bölümünde “Borçların ve Borç İlişkilerinin Sona Ermesi, Zamanaşımı” üst başlığı altında düzenlenen 131. ilâ 161. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Genel Hükümler başlıklı Birinci Kısmının Dördüncü Bölümünde “Borç İlişkilerinde Özel Durumlar” üst başlığı altında düzenlenen 162. ilâ 182. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Genel Hükümler başlıklı Birinci Kısmının Beşinci Bölümünde “Borç İlişkilerinde Taraf Değişiklikleri” üst başlığı altında düzenlenen 183. ilâ 206. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

İkinci Kısım: Özel Borç İlişkileri

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Birinci Bölümünde “Satış Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 207. ilâ 281. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının İkinci Bölümünde “Mal Değişim Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 282. ilâ 284. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Üçüncü Bölümünde “Bağışlama Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 285. ilâ 298. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Dördüncü Bölümünde “Kira Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 299. ilâ 378. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Beşinci Bölümünde “Ödünç Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 379. ilâ 392. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde “Hizmet Sözleşmeleri” üst başlığı altında düzenlenen 393. ilâ 469. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Yedinci Bölümünde “Eser Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 470. ilâ 486. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Sekinci Bölümünde “Yayım Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 487. ilâ 501. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Dokuzuncu Bölüm: Vekâlet İlişkileri

Birinci Ayırım: Vekâlet Sözleşmesi

A. Tanımı – Madde 502

Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.

Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır.

Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.

B. Kurulması – Madde 503

Kendisine bir işin görülmesi önerilen kişi, bu işi görme konusunda resmî sıfata sahipse veya işin yapılması mesleğinin gereği ise ya da bu gibi işleri kabul edeceğini duyurmuşsa, bu öneri onun tarafından hemen reddedilmedikçe, vekâlet sözleşmesi kurulmuş sayılır.

C. Hükümleri

I. Vekâletin kapsamı – Madde 504

Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir.

Vekâlet, özellikle vekilin üstlendiği işin görülmesi için gerekli hukuki işlemlerin yapılması yetkisini de kapsar.

Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz.

II. Vekilin borçları

1. Talimata uygun ifa – Madde 505

Vekil, vekâlet verenin açık talimatına uymakla yükümlüdür. Ancak, vekâlet verenden izin alma imkânı bulunmadığında, durumu bilseydi onun da izin vereceği açık olan hâllerde, vekil talimattan ayrılabilir.

Bunun dışındaki durumlarda vekil, talimattan ayrılırsa, bundan doğan zararı karşılamadıkça işi görmüş olsa bile, vekâlet borcunu ifa etmiş olmaz.

2. Şahsen ifa, sadakat ve özen gösterme
a. Genel olarak – Madde 506

Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.

Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.

Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.

b. İşin üçüncü kişiye gördürülmesi hâlinde – Madde 507

Vekil, yetkisi dışına çıkarak işi başkasına gördürdüğünde, onun fiilinden kendisi yapmış gibi sorumludur.

Vekil başkasına vekâlet vermeye yetkili ise, sadece seçmede ve talimat vermede gerekli özeni göstermekle yükümlüdür.

Vekâlet veren, her iki durumda da vekilin kendi yerine koyduğu kişiye karşı sahip olduğu hakları, doğrudan doğruya o kişiye karşı ileri sürebilir.

3. Hesap verme – Madde 508

Vekil, vekâlet verenin istemi üzerine yürüttüğü işin hesabını vermek ve vekâletle ilişkili olarak aldıklarını vekâlet verene vermekle yükümlüdür.

Vekil, vekâlet verene tesliminde geciktiği paranın faizini de ödemekle yükümlüdür.

4. Edinilen hakların vekâlet verene geçişi – Madde 509

Vekilin, kendi adına ve vekâlet veren hesabına gördüğü işlerden doğan üçüncü kişilerdeki alacağı, vekâlet verenin vekile karşı bütün borçlarını ifa ettiği anda, kendiliğinden vekâlet verene geçer.

Vekilin iflası hâlinde vekâlet veren, bu alacağın kendisine geçmiş olduğunu iflas masasına karşı da ileri sürebilir.

Vekâlet veren, vekilin kendi adına ve vekâlet veren hesabına edinmiş olduğu taşınır eşyanın iflas masasından ayrılarak kendisine verilmesini isteyebilir. Vekilin sahip olduğu hapis hakkından iflas masası da yararlanır.

III. Vekâlet verenin borçları – Madde 510

Vekâlet veren, vekâletin gereği gibi ifası için vekilin yaptığı giderleri ve verdiği avansları faiziyle birlikte ödemek ve yüklendiği borçlardan onu kurtarmakla yükümlüdür.

Vekil, vekâletin ifası sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini vekâlet verenden isteyebilir. Ancak vekâlet veren, kusuru bulunmadığını ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabilir.

IV. Birlikte vekâlet verenlerin ve birlikte vekillerin sorumluluğu – Madde 511

Bir kişiye birlikte vekâlet verenler, vekile karşı müteselsil olarak sorumludurlar.

Vekâleti birlikte üstlenenler, vekâletin ifasından müteselsil olarak sorumludurlar ve yetkilerini başkalarına devir hakları olmadıkça, vekâlet vereni, ancak birlikte yaptıkları fiil ve işlemleriyle borç altına sokabilirler.

D. Sona ermesi

I. Sebepleri

1. Tek taraflı sona erdirme – Madde 512

Vekâlet veren ve vekil, her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilir. Ancak, uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.

2. Ölüm, ehliyetin kaybedilmesi ve iflas – Madde 513

Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. Bu hüküm, taraflardan birinin tüzel kişi olması durumunda, bu tüzel kişiliğin sona ermesinde de uygulanır.

Vekâletin sona ermesi vekâlet verenin menfaatlerini tehlikeye düşürüyorsa, vekâlet veren veya mirasçısı ya da temsilcisi, işleri kendi başına görebilecek duruma gelinceye kadar, vekil veya mirasçısı ya da temsilcisi, vekâleti ifaya devam etmekle yükümlüdür.

II. Hükümleri – Madde 514

Vekilin sözleşmenin sona erdiğini öğrenmeden önce yaptığı işlerden, vekâlet veren ya da mirasçıları sözleşme devam ediyormuş gibi sorumludur.

İkinci Ayırım: Kredi Mektubu ve Kredi Emri

A. Kredi mektubu – Madde 515

Kredi mektubu, mektup gönderenin gönderilene bir üst sınır belirleyerek veya belirlemeksizin, kredi mektubundan yararlanacak belirli kişiye istemde bulunacağı miktarda para ve benzeri şeyleri verme konusundaki vekâletini içeren belgedir. Kredi mektubu, vekâlet sözleşmesi ve havale hükümlerine tabidir.

Üst sınır belirlenmeksizin verilmiş olan kredi mektubunda mektuptan yararlanacak kişi, bu mektupla ilgili olanlar arasındaki ilişkiye açıkça uygun olmayan fazla bir istemde bulunursa mektup gönderilen, durumu gönderene bildirmek ve cevap alıncaya kadar ödemeyi ertelemek zorundadır.

Kredi mektubuyla verilen vekâlet, ancak gönderilen tarafından belirli bir miktar için kabul edildiği takdirde geçerli olur.

B. Kredi emri

I. Tanımı ve şekli – Madde 516

Bir kimse kendi adına ve hesabına kredi emri verenin sorumluluğu altında bir üçüncü kişiye kredi açmak veya krediyi yenilemek için emir almış ve kabul etmişse, kredi emri verilen vekâletini aşmadıkça emri veren, kredi borcundan kefil gibi sorumlu olur. Ancak, kredi emri yazılı olmadıkça emri veren sorumlu olmaz.

II. Kredi emrinden yararlananın ehliyetsizliği – Madde 517

Kredi emrini veren, kredi emrinden yararlananın ehliyetsizliğini ileri sürerek kredi emri verilene karşı sorumluluktan kurtulamaz.

III. Kredi emri verilenin önel vermesi – Madde 518

Kredi emri verilen, kredi emrinden yararlanana kendiliğinden önel verir veya kendisine talimat verildiği hâlde kredi emrinden yararlanana başvurmayı ihmal ederse, kredi emri veren sorumluluktan kurtulur.

IV. Taraflar arasındaki ilişki – Madde 519

Kredi emri veren ile kredi emrinden yararlanan arasındaki ilişkiye, kefil ile asıl borçlu arasındaki ilişkiyi düzenleyen hükümler uygulanır.

Üçüncü Ayırım: Simsarlık Sözleşmesi

A. Tanımı ve şekli – Madde 520

Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir.

Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır.

Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.

B. Ücret

I. Hak etme zamanı – Madde 521

Simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır.

Simsarın faaliyeti sonucunda kurulan sözleşme geciktirici koşula bağlanmışsa ücret, koşulun gerçekleşmesi hâlinde ödenir.

Simsarlık sözleşmesinde simsarın yapacağı giderlerin kendisine ödeneceği kararlaştırılmışsa, simsarın faaliyeti sözleşmenin kurulmasıyla sonuçlanmamış olsa bile giderleri ödenir.

II. Ücretin belirlenmesi – Madde 522

Ücret, belirlenmemişse tarifeye, tarife yoksa teamüle göre ödenir.

III. Simsarın haklarını kaybetmesi – Madde 523

Simsar, üstlendiği borcuna aykırı davranarak diğer tarafın menfaatine hareket eder veya dürüstlük kurallarına aykırı olarak diğer taraftan ücret sözü alırsa, ücrete ve yaptığı giderlere ilişkin haklarını kaybeder.

IV. Evlenme simsarlığı – Madde 524

Evlenme simsarlığından doğan ücret hakkında dava açılamaz ve takip yapılamaz.

V. Ücretten indirim – Madde 525

Sözleşmede aşırı bir ücret kararlaştırılmışsa, borçlunun istemi üzerine, bu ücret hâkim tarafından hakkaniyete uygun olarak indirilebilir.

Onuncu Bölüm: Vekâletsiz İşgörme

A. İşgörenin hak ve borçları

I. İşin görülmesi – Madde 526

Vekâleti olmaksızın başkasının hesabına işgören, o işi sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak görmekle yükümlüdür.

II. Sorumluluk – Madde 527

Vekâletsiz işgören, her türlü ihmalinden sorumludur. Ancak, işgören bu işi, işsahibinin karşılaştığı zararı veya zarar tehlikesini gidermek üzere yapmışsa, sorumluluğu daha hafif olarak değerlendirilir.

İşgören, işsahibinin açıkça veya örtülü olarak yasaklamış olmasına karşın bu işi yapmışsa ve işsahibinin yasaklaması da hukuka veya ahlaka aykırı değilse, beklenmedik hâlden de sorumlu olur. Ancak, işgören o işi yapmamış olsaydı bile, bu zararın beklenmedik hâl sonucunda gerçekleşeceğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.

III. İşgörenin ehliyetsizliği – Madde 528

İşgören, sözleşme ehliyetinden yoksunsa, yaptığı işlemden ancak zenginleştiği ölçüde veya iyiniyetli olmaksızın elinden çıkardığı zenginleşme miktarıyla sorumlu olur.

Haksız fiillerden doğan daha kapsamlı sorumluluk saklıdır.

B. İşsahibinin hak ve borçları

I. İşin işsahibinin menfaatine yapılması hâlinde – Madde 529

İşsahibi, işin kendi menfaatine yapılması hâlinde, işgörenin, durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün masrafları faiziyle ödemek ve gördüğü iş dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hâkimin takdir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür. Bu hüküm, umulan sonuç gerçekleşmemiş olsa bile, işi yaparken gereken özeni göstermiş olan işgören hakkında da uygulanır.

İşgören, yapmış olduğu giderleri alamadığı takdirde, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ayırıp alma hakkına sahiptir.

II. İşin işgörenin menfaatine yapılması hâlinde – Madde 530

İşsahibi, kendi menfaatine yapılmamış olsa bile, işgörmeden doğan faydaları edinme hakkına sahiptir; ancak zenginleştiği ölçüde, işgörenin masraflarını ödemek ve giriştiği borçlardan onu kurtarmakla yükümlüdür.

III. İşin işsahibi tarafından uygun bulunması hâlinde – Madde 531

İşsahibi yapılan işi uygun bulmuşsa, vekâlet hükümleri uygulanır.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onbirinci Bölümünde “Komisyon Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 532. ilâ 546. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onikinci Bölümünde “Ticari Temsilciler, Ticari Vekiller ve Diğer Tacir Yardımcıları” üst başlığı altında düzenlenen 547. ilâ 554. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onüçüncü Bölümünde Havale üst başlığı altında düzenlenen 555. ilâ 560. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Ondördüncü Bölümünde “Saklama Sözleşmeleri” üst başlığı altında düzenlenen 561. ilâ 580. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onbeşinci Bölümünde “Kefalet Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 581. ilâ 603. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onaltıncı Bölümünde “Kumar ve Bahis” üst başlığı altında düzenlenen 604. ilâ 606. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onyedinci Bölümünde “Ömür Boyu Gelir ve Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmeleri” üst başlığı altında düzenlenen 607. ilâ 619. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onsekizinci Bölümünde “Adi Ortaklık Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 620. ilâ 645. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

Türk Medenî Kanunu ile ilişkisi – Madde 646

Bu Kanun, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Beşinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır.

Yürürlükten kaldırılan Kanun – Madde 647

22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük – Madde 648

Bu Kanun 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme – Madde 649

Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

Dava sürecinde etkin bir temsil için hukuk alanında deneyimli ve güncel mevzuat ile içtihatlara hakim  bir avukattan hukuki destek almanız büyük önem arz etmektedir. Borçlar hukuku, sigorta ve tazminat hukuku alanında yetkin, maddi ve manevi tazminat davalarında uzman avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek hukuk davalarında sürece katılan taraflara avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermekte ve taraflara hukuki yardım sunmaktadır.

Dava sırasında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almaları faydalı olacaktır. 

Kayseri borçlar hukuku avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.