Borç İlişkisinin Hükümleri
Türk Borçlar Kanunu
Kanun Numarası: 6098 Kabul Tarihi: 11/1/2011
Yayımlandığı Resmî Gazete Tarih: 4/2/2011 Sayısı: 27836
Birinci Kısım: Genel Hükümler
Türk Borçlar Kanunu’nun Genel Hükümler Birinci Bölümünde “Borç İlişkisinin Kaynakları” üst başlığı altında düzenlenen 1 ilâ 82. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
İkinci Bölüm: Borç İlişkisinin Hükümleri
Birinci Ayırım: Borçların İfası
A. Genel olarak
I. Şahsen ifa zorunluluğunun olmaması – Madde 83
Borcun, bizzat borçlu tarafından ifa edilmesinde alacaklının menfaati bulunmadıkça borçlu, borcunu şahsen ifa etmekle yükümlü değildir.
II. İfanın konusu
1. Kısmen ifa – Madde 84
Borcun tamamı belli ve muaccel ise, alacaklı kısmen ifayı reddedebilir.
Alacaklı kısmen ifayı kabul ederse borçlu, borcun kendisi tarafından ikrar olunan kısmını ifadan kaçınamaz.
2. Bölünemeyen borç – Madde 85
Bölünemeyen bir borcun birden çok alacaklısı varsa, alacaklılardan her biri, borcun alacaklıların tamamına ifasını isteyebilir. Borçlu, edimini alacaklıların hepsine birden ifa etmek zorundadır.
Bölünemeyen borcun birden çok borçlusu varsa, borçlulardan her biri borcun tamamını ifa etmekle yükümlüdür.
Durumun gereğinden aksi anlaşılmadıkça, ifada bulunan borçlu, alacaklıya halef olur ve diğer borçlulardan payları oranında alacağını isteyebilir.
3. Çeşit borcu – Madde 86
Çeşit borçlarında hukuki ilişkiden ve işin özelliğinden aksi anlaşılmadıkça, edimin seçimi borçluya aittir. Ancak borçlunun seçeceği edim, ortalama nitelikten daha düşük olamaz.
4. Seçimlik borç – Madde 87
Seçimlik borçlarda, hukuki ilişkiden ve işin özelliğinden aksi anlaşılmadıkça, edimlerden birinin seçimi borçluya aittir.
5. Faiz – Madde 88
Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.
Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.
B. İfa yeri – Madde 89
Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;
1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,
2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,
3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde,
ifa edilir.
Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir.
C. İfa zamanı
I. Süreye bağlanmamış borç – Madde 90
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur.
II. Süreye bağlı borç
1. Aya ilişkin sürelerde vade – Madde 91
Borcun ifası için bir ayın başlangıcı veya sonu belirlenmişse, bundan ayın birinci ve sonuncu günü; ayın ortası belirlenmişse, bundan da ayın onbeşinci günü anlaşılır.
Borcun ifası için gün belirtilmeksizin sadece ay belirlenmişse, bundan o ayın son günü anlaşılır.
2. Diğer sürelerde vade – Madde 92
Bir borcun veya taraflardan birine düşen herhangi bir yükümlülüğün sözleşmenin kurulmasından başlayarak belli bir sürenin sonunda ifası gerekiyorsa, ifa zamanı aşağıdaki biçimde belirlenir:
1. Gün olarak belirlenmiş süre, sözleşmenin kurulduğu gün sayılmaksızın, bu sürenin son günü dolmuş olur. Sekiz veya onbeş gün olarak belirlenmiş süre ise, bir veya iki haftayı değil, tam sekiz veya onbeş günü ifade eder.
2. Hafta olarak belirlenmiş süre, son haftanın sözleşmenin kurulduğu güne ismen uyan gününde dolmuş olur.
3. Ay olarak veya yıl, yarıyıl ve yılın dörtte biri gibi birden çok ayı içeren bir zaman olarak belirlenmiş süre, sözleşmenin kurulduğu gün ayın kaçıncı günü ise, son ayın bunu karşılayan gününde dolmuş olur. Son ayda bunu karşılayan gün yoksa süre, bu ayın son günü dolmuş sayılır.
4. Yarım aydan onbeş günlük süre anlaşılır. Bir veya birden çok ay ve yarım ay olarak belirlenmiş sürenin dolduğu gün, son aya onbeş gün eklenerek belirlenir.
Bu kurallar, sürenin sözleşmenin kurulmasından başka bir andan işlemeye başladığı durumlarda da uygulanır.
Borçlu, belirli bir süre içinde yerine getirilmesi gereken bir borcu, bu sürenin dolmasından önce ifa etmekle yükümlüdür.
3. Tatil günleri – Madde 93
İfa zamanı veya sürenin son günü, kanunlarda tatil olarak kabul edilen bir güne rastlarsa, kendiliğinden bu günü izleyen ve tatil olmayan ilk güne geçer.
Aksine anlaşma geçerlidir.
III. İş saatlerinde ifa – Madde 94
Borç, alışılmış iş saatlerinde ifa ve kabul edilir.
IV. Sürenin uzatılması – Madde 95
Süre uzatılmış ise yeni süre, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, önceki sürenin sona ermesini izleyen birinci günden başlar.
V. Erken ifa – Madde 96
Sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça borçlu, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebilir. Ancak, kanun veya sözleşme ya da âdet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz.
VI. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde
1. İfada sıra – Madde 97
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.
2. İfa güçsüzlüğü – Madde 98
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmede, taraflardan birinin borcunu ifada güçsüzlüğe düşmesi ve özellikle iflas etmesi ya da hakkındaki haciz işleminin sonuçsuz kalması sebebiyle diğer tarafın hakkı tehlikeye düşerse bu taraf, karşı edimin ifası güvence altına alınıncaya kadar kendi ediminin ifasından kaçınabilir.
Hakkı tehlikeye düşen taraf, ayrıca uygun bir sürede istediği güvence verilmezse sözleşmeden dönebilir.
D. Ödeme
I. Ülke parası ile – Madde 99
Konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir.
Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir.
Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.
II. Mahsup
1. Kısmen ödemede – Madde 100
Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz.
Alacaklı, alacağın bir kısmı için kefalet, rehin veya başka bir güvence almış ise, borçlu kısmen yaptığı ödemeyi, güvence altına alınan veya güvencesi daha iyi olan kısma mahsup etme hakkına sahip değildir.
2. Birden çok borçta
a. Borçlu ve alacaklının bildirimine göre – Madde 101
Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir.
Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır.
b. Kanuna göre – Madde 102
Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur.
Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.
III. Makbuz ve senetlerin geri verilmesi
1. Borçlunun hakkı – Madde 103
Borcu ödeyen borçlu, bir makbuz ve borcun tamamı ödenmişse, buna ilişkin borç senedinin geri verilmesini veya iptalini isteyebilir.
Borcun tamamı ödenmemiş veya borç senedi alacaklıya başkaca haklar da vermekte ise borçlu, ancak makbuz verilmesini ve ödemenin borç senedine işlenmesini isteyebilir.
2. Hükümleri – Madde 104
Faiz veya kira bedeli gibi dönemsel edimlerden biri için, alacaklı tarafından çekince belirtilmeksizin makbuz verilmişse, önceki dönemlere ait edimler de ifa edilmiş sayılır.
Alacaklı anaparanın tamamı için makbuz vermişse, faizlerini de almış olduğu kabul edilir.
Borç senedi borçluya geri verilmişse, borç sona ermiş sayılır.
3. Senedin geri verilememesi – Madde 105
Alacaklı, borç senedini kaybettiğini iddia ederse, borçlunun istemi üzerine, borcu ödeme sırasında, kendisine borç senedinin iptalini ve borcun sona ermiş olduğunu gösteren resmen düzenlenmiş veya usulüne göre onaylanmış bir belge vermek zorundadır.
Kıymetli evrakın iptaline ilişkin hükümler saklıdır.
E. Alacaklının temerrüdü
I. Koşulları – Madde 106
Yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.
Alacaklı, müteselsil borçlulardan birine karşı temerrüde düşerse, diğerlerine karşı da temerrüde düşmüş olur.
II. Hükümleri
1. Bir şeyin teslimine ilişkin edimlerde
a. Tevdi hakkı – Madde 107
Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir.
Tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hâkim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir.
b. Satma hakkı – Madde 108
Sözleşmenin konusu olan şeyin niteliği veya işin özelliği tevdi edilmesine uygun düşmez veya teslim edilecek şey bozulabilir ya da bakımı, korunması veya tevdi edilmesi önemli bir gideri gerektirir ise, borçlu, alacaklıya önceden ihtarda bulunması koşuluyla, hâkimin izniyle onu açık artırma yoluyla sattırıp bedelini tevdi edebilir.
Teslim edilecek şey, borsada kayıtlıysa veya piyasa fiyatı varsa ya da yapılacak gidere oranla değeri az ise, satışın açık artırma yoluyla yapılması zorunlu olmadığı gibi, hâkim, önceden ihtarda bulunma koşulunu aramaksızın satışa izin verebilir.
c. Tevdi konusunu geri alma -Madde 109
Alacaklı, tevdi edilen şeyi kabul ettiğini açıklamış veya tevdi bir rehnin ortadan kaldırılması sonucunu doğurmuş olmadıkça borçlu, tevdi edilen şeyi geri alabilir.
Tevdi edilen şey geri alındığı anda alacak, bütün yan haklarıyla birlikte varlığını sürdürür.
2. Diğer edimlerde – Madde 110
Borcun konusu bir şeyin teslimini gerektirmiyorsa, alacaklının temerrüdü hâlinde borçlu, borçlunun temerrüdüne ilişkin hükümlere göre sözleşmeden dönebilir.
F. Diğer ifa engelleri – Madde 111
Borçlunun kusuru olmaksızın, alacağın kime ait olduğunda veya alacaklının kimliğinde duraksama sebebiyle ya da alacaklıdan kaynaklanan diğer kişisel bir sebeple borç, alacaklıya veya temsilcisine ifa edilemezse borçlu, alacaklının temerrüdünde olduğu gibi, tevdi ya da sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir.
İkinci Ayırım: Borçların İfa Edilmemesinin Sonuçları
A. Borcun ifa edilmemesi
I. Giderim borcu
1. Genel olarak – Madde 112
Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.
2. Yapma ve yapmama borçlarında – Madde 113
Yapma borcu, borçlu tarafından ifa edilmediği takdirde alacaklı, masrafı borçluya ait olmak üzere edimin kendisi veya başkası tarafından ifasına izin verilmesini isteyebilir; her türlü giderim isteme hakkı saklıdır.
Yapmama borcuna aykırı davranan borçlu, bu aykırı davranışının doğurduğu zararı gidermekle yükümlüdür.
Alacaklı, ayrıca borca aykırı durumun ortadan kaldırılmasını veya bu konuda masrafı borçluya ait olmak üzere kendisinin yetkili kılınmasını isteyebilir.
II. Sorumluluğun ve giderim borcunun kapsamı
1. Genel olarak – Madde 114
Borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Borçlunun sorumluluğunun kapsamı, işin özel niteliğine göre belirlenir. İş özellikle borçlu için bir yarar sağlamıyorsa, sorumluluk daha hafif olarak değerlendirilir.
Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanır.
2. Sorumsuzluk anlaşması – Madde 115
Borçlunun ağır kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.
Borçlunun alacaklı ile hizmet sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borç sebebiyle sorumlu olmayacağına ilişkin olarak önceden yaptığı her türlü anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.
Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun ya da yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun hafif kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.
3. Yardımcı kişilerin fiillerinden sorumluluk – Madde 116
Borçlu, borcun ifasını veya bir borç ilişkisinden doğan hakkın kullanılmasını, birlikte yaşadığı kişiler ya da yanında çalışanlar gibi yardımcılarına kanuna uygun surette bırakmış olsa bile, onların işi yürüttükleri sırada diğer tarafa verdikleri zararı gidermekle yükümlüdür.
Yardımcı kişilerin fiilinden doğan sorumluluk, önceden yapılan bir anlaşmayla tamamen veya kısmen kaldırılabilir.
Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun yardımcı kişilerin fiillerinden sorumlu olmayacağına ilişkin anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.
B. Borçlunun temerrüdü
I. Koşulları – Madde 117
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.
II. Hükümleri
1. Genel olarak
a. Gecikme tazminatı – Madde 118
Temerrüde düşen borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat etmedikçe, borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.
b. Beklenmedik hâlden sorumluluk – Madde 119
Temerrüde düşen borçlu, beklenmedik hâl sebebiyle doğacak zarardan sorumludur.
Borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını veya borcunu zamanında ifa etmiş olsaydı bile beklenmedik hâlin ifa konusu şeye zarar vereceğini ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabilir.
2. Temerrüt faizi
a. Genel olarak – Madde 120
Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.
Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz.
Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.
b. Faizlerde, iratlarda ve bağışlamada temerrüt faizi – Madde 121
Faiz veya irat borcunu ya da bağışladığı bir miktar parayı ödemekte temerrüde düşen borçlu, icra takibine girişildiği veya dava açıldığı günden başlayarak, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür.
Buna aykırı olarak yapılan anlaşmalar, ceza koşulu hükümlerine tabi olur.
Temerrüt faizine, ayrıca temerrüt faizi yürütülemez.
3. Aşkın zarar – Madde 122
Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür.
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.
4. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde
a. Süre verilmesi – Madde 123
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, taraflardan biri temerrüde düştüğü takdirde diğeri, borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir veya uygun bir süre verilmesini hâkimden isteyebilir.
b. Süre verilmesini gerektirmeyen durumlar – Madde 124
Aşağıdaki durumlarda süre verilmesine gerek yoktur:
1. Borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağı anlaşılıyorsa.
2. Borçlunun temerrüdü sonucunda borcun ifası alacaklı için yararsız kalmışsa.
3. Borcun ifasının, belirli bir zamanda veya belirli bir süre içinde gerçekleşmemesi üzerine, ifanın artık kabul edilmeyeceği sözleşmeden anlaşılıyorsa.
c. Seçimlik haklar – Madde 125
Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir.
Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.
Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.
d. Sürekli edimli sözleşmelerde – Madde 126
İfasına başlanmış sürekli edimli sözleşmelerde, borçlunun temerrüdü hâlinde alacaklı, ifa ve gecikme tazminatı isteyebileceği gibi, sözleşmeyi feshederek, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.
Üçüncü Ayırım: Borç İlişkilerinin Üçüncü Kişilere Etkisi
A. Alacaklıya halef olma – Madde 127
Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişi, aşağıdaki hâllerde ifası ölçüsünde alacaklının haklarına halef olur:
1. Başkasının borcu için rehnedilen bir şeyi rehinden kurtardığı ve bu şey üzerinde mülkiyet veya başka bir ayni hakkı bulunduğu takdirde.
2. Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişinin ona halef olacağı, borçlu tarafından ifadan önce alacaklıya bildirildiği takdirde.
Diğer halefiyet hâllerine ilişkin kanun hükümleri saklıdır.
B. Üçüncü kişinin fiilini üstlenme – Madde 128
Üçüncü bir kişinin fiilini başkasına karşı üstlenen, bu fiilin gerçekleşmemesinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.
Belirli bir süre için yapılan üstlenmede, sürenin bitimine kadar üstlenene edimini ifa etmesi için yazılı olarak başvurulmaması hâlinde, üstlenenin sorumluluğunun sona ereceği kararlaştırılabilir.
C. Üçüncü kişi yararına sözleşme
I. Genel olarak – Madde 129
Kendi adına sözleşme yapan kişi, sözleşmeye üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü koydurmuşsa, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebilir.
Üçüncü kişi veya üçüncü kişiye halef olanlar da, tarafların amacına veya örf ve âdete uygun düştüğü takdirde edimin ifasını isteyebilirler. Bu durumda, üçüncü kişi veya ona halef olanlar bu hakkı kullanmak istediklerini borçluya bildirdikten sonra, alacaklı borçluyu ibra edemeyeceği gibi, borcun nitelik ve kapsamını da değiştiremez.
II. Sorumluluk sigortalarında – Madde 130
Başkasını çalıştıran kişi, çalıştırdığı kişiye karşı hukuki sorumluluğunu güvence altına almak üzere sigorta yaptırmışsa, sigortadan doğan haklar doğrudan doğruya çalışana ait olur.
Ancak, çalışana ödenecek sigorta tazminatı, genel hükümlere göre ödenecek tazminattan indirilir.
Diğer hukuki sorumluluk sigortalarına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.
Türk Borçlar Kanunu’nun Genel Hükümler başlıklı Birinci Kısmının Üçüncü Bölümünde “Borçların ve Borç İlişkilerinin Sona Ermesi, Zamanaşımı” üst başlığı altında düzenlenen 131. ilâ 161. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Genel Hükümler başlıklı Birinci Kısmının Dördüncü Bölümünde “Borç İlişkilerinde Özel Durumlar” üst başlığı altında düzenlenen 162. ilâ 182. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Genel Hükümler başlıklı Birinci Kısmının Beşinci Bölümünde “Borç İlişkilerinde Taraf Değişiklikleri” üst başlığı altında düzenlenen 183. ilâ 206. Maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
İkinci Kısım: Özel Borç İlişkileri
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Birinci Bölümünde “Satış Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 207. ilâ 281. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının İkinci Bölümünde “Mal Değişim Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 282. ilâ 284. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Üçüncü Bölümünde “Bağışlama Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 285. ilâ 298. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Dördüncü Bölümünde “Kira Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 299. ilâ 378. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Beşinci Bölümünde “Ödünç Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 379. ilâ 392. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde “Hizmet Sözleşmeleri” üst başlığı altında düzenlenen 393. ilâ 469. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Yedinci Bölümünde “Eser Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 470. ilâ 486. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Sekinci Bölümünde “Yayım Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 487. ilâ 501. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Dokuzuncu Bölümünde “Vekâlet İlişkileri” üst başlığı altında düzenlenen 502. ilâ 525. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onuncu Bölümünde “Vekâletsiz İşgörme” üst başlığı altında düzenlenen 526. ilâ 531. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onbirinci Bölümünde “Komisyon Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 532. ilâ 546. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onikinci Bölümünde “Ticari Temsilciler, Ticari Vekiller ve Diğer Tacir Yardımcıları” üst başlığı altında düzenlenen 547. ilâ 554. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onüçüncü Bölümünde “Havale” üst başlığı altında düzenlenen 555. ilâ 560. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Ondördüncü Bölümünde “Saklama Sözleşmeleri” üst başlığı altında düzenlenen 561. ilâ 580. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onbeşinci Bölümünde “Kefalet Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 581. ilâ 603. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onaltıncı Bölümünde “Kumar ve Bahis” üst başlığı altında düzenlenen 604. ilâ 606. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onyedinci Bölümünde “Ömür Boyu Gelir ve Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmeleri” üst başlığı altında düzenlenen 607. ilâ 619. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özel Borç İlişkileri başlıklı İkinci Kısmının Onsekizinci Bölümünde “Adi Ortaklık Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenen 620. ilâ 645. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Türk Medenî Kanunu ile ilişkisi – Madde 646
Bu Kanun, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Beşinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır.
Yürürlükten kaldırılan Kanun – Madde 647
22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük – Madde 648
Bu Kanun 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme – Madde 649
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Dava sürecinde etkin bir temsil için hukuk alanında deneyimli ve güncel mevzuat ile içtihatlara hakim bir avukattan hukuki destek almanız büyük önem arz etmektedir. Borçlar hukuku, sigorta ve tazminat hukuku alanında yetkin, maddi ve manevi tazminat davalarında uzman avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek hukuk davalarında sürece katılan taraflara avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermekte ve taraflara hukuki yardım sunmaktadır.
Dava sırasında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almaları faydalı olacaktır.
Kayseri borçlar hukuku avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.