Milli Savunmaya ve Devlet Sırlarına Karşı Suçlar
Türk Ceza Kanunu
Kanun Numarası: 5237 Kabul Tarihi: 26/9/2004
Yayımlandığı Resmî Gazete Tarihi: 12/10/2004Sayısı: 25611
Bu Kanunun yürürlük ve uygulama şekli ve 765 sayılı (mülga) Türk Ceza Kanununa çeşitli mevzuatta yapılan atıflarla ilgili olarak 4/11/2004 tarihli ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a bakınız.
Birinci Kitap: Genel Hükümler
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Genel Hükümler” başlıklı Birinci Kitabının “Temel İlkeler, Tanımlar ve Uygulama Alanı” üst başlıklı Birinci Kısmında düzenlenen 1. ila 19. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Ceza Sorumluluğunun Esasları” başlıklı İkinci Kısmının “Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği, Kast ve Taksir” üst başlıklı Birinci Bölümünde düzenlenen 20. ila 23. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Ceza Sorumluluğunun Esasları” başlıklı İkinci Kısmının “Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler” üst başlıklı İkinci Bölümünde düzenlenen 24. ila 34. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Ceza Sorumluluğunun Esasları” başlıklı İkinci Kısmının “Suça Teşebbüs” üst başlıklı Üçüncü Bölümünde düzenlenen 35. ila 36. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Ceza Sorumluluğunun Esasları” başlıklı İkinci Kısmının “Suça İştirak” üst başlıklı Dördüncü Bölümünde düzenlenen 37. ila 41. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Ceza Sorumluluğunun Esasları” başlıklı İkinci Kısmının “Suçların İçtimaı” üst başlıklı Beşinci Bölümünde düzenlenen 42. ila 44. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Yaptırımlar” başlıklı Üçüncü Kısmının “Cezalar” üst başlıklı Birinci Bölümünde düzenlenen 45. ila 52. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Yaptırımlar” başlıklı Üçüncü Kısmının “Güvenlik Tedbirleri” üst başlıklı İkinci Bölümünde düzenlenen 53. ila 60. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Yaptırımlar” başlıklı Üçüncü Kısmının “Cezanın Belirlenmesi ve Bireyselleştirilmesi” üst başlıklı Üçüncü Bölümünde düzenlenen 61. ila 63. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Yaptırımlar” başlıklı Üçüncü Kısmının “Dava ve Cezanın Düşürülmesi” üst başlıklı Dördüncü Bölümünde düzenlenen 64. ila 75. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
İkinci Kitap: Özel Hükümler
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Uluslararası Suçlar” başlıklı Birinci Kısmının “Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar” üst başlıklı Birinci Bölümünde düzenlenen 76. ila 78. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Uluslararası Suçlar” başlıklı Birinci Kısmının “Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti” üst başlıklı İkinci Bölümünde düzenlenen 79. ila 80. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı İkinci Kısmının “Hayata Karşı Suçlar” üst başlıklı Birinci Bölümünde düzenlenen 81. ila 85. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı İkinci Kısmının “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” üst başlıklı İkinci Bölümünde düzenlenen 86. ila 93. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı İkinci Kısmının “İşkence ve Eziyet” üst başlıklı Üçüncü Bölümünde düzenlenen 94. ila 96. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı İkinci Kısmının “Koruma, Gözetim, Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün İhlâli” üst başlıklı Dördüncü Bölümünde düzenlenen 97. ila 98. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı İkinci Kısmının “Çocuk Düşürtme, Düşürme veya Kısırlaştırma” üst başlıklı Beşinci Bölümünde düzenlenen 99. ila 101. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı İkinci Kısmının “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” üst başlıklı Altıncı Bölümünde düzenlenen 102. ila 105. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı İkinci Kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar” üst başlıklı Yedinci Bölümünde düzenlenen 106. ila 124. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı İkinci Kısmının “Şerefe Karşı Suçlar” üst başlıklı Sekizinci Bölümünde düzenlenen 125. ila 131. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı İkinci Kısmının “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” üst başlıklı Dokuzuncu Bölümünde düzenlenen 132. ila 140. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı İkinci Kısmının “Malvarlığına Karşı Suçlar” üst başlıklı Onuncu Bölümünde düzenlenen 141. ila 169. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı Üçüncü Kısmının “Genel Tehlike Yaratan Suçlar” üst başlıklı Birinci Bölümünde düzenlenen 170. ila 180. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı Üçüncü Kısmının “Çevreye Karşı Suçlar” üst başlıklı İkinci Bölümünde düzenlenen 181. ila 184. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı Üçüncü Kısmının “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” üst başlıklı Üçüncü Bölümünde düzenlenen 185. ila 196. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı Üçüncü Kısmının “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” üst başlıklı Dördüncü Bölümünde düzenlenen 197. ila 212. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı Üçüncü Kısmının “Kamu Barışına Karşı Suçlar” üst başlıklı Beşinci Bölümünde düzenlenen 213. ila 222. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı Üçüncü Kısmının “Ulaşım Araçlarına veya Sabit Platformlara Karşı Suçlar” üst başlıklı Altıncı Bölümünde düzenlenen 223. ila 224. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı Üçüncü Kısmının “Genel Ahlaka Karşı Suçlar” üst başlıklı Yedinci Bölümünde düzenlenen 225. İla 229. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı Üçüncü Kısmının “Aile Düzenine Karşı Suçlar” üst başlıklı Sekizinci Bölümünde düzenlenen 230. ila 234. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı Üçüncü Kısmının “Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar” üst başlıklı Dokuzuncu Bölümünde düzenlenen 235. ila 242. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı Üçüncü Kısmının “Bilişim Alanında Suçlar” üst başlıklı Onuncu Bölümünde düzenlenen 243. ila 246. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı Dördüncü Kısmının “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” üst başlıklı Birinci Bölümünde düzenlenen 247. ila 266. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı Dördüncü Kısmının “Adliyeye Karşı Suçlar” üst başlıklı İkinci Bölümünde düzenlenen 267. ila 298. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı Dördüncü Kısmının “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” üst başlıklı Üçüncü Bölümünde düzenlenen 299. ila 301. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı Dördüncü Kısmının “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar” üst başlıklı Dördüncü Bölümünde düzenlenen 302. ila 308. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı Dördüncü Kısmının “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar” üst başlıklı Beşinci Bölümünde düzenlenen 309. ila 316. maddelerine sitemizden ulaşabilirsiniz.
Altıncı Bölüm: Milli Savunmaya Karşı Suçlar
Askerî komutanlıkların gasbı – Madde 317
(1) Kanunen yetkili olmadıkları veya Devlet tarafından memur edilmedikleri halde, bir asker kıtasının veya donanmasının veya savaş gemisinin veya savaş hava filosunun veya bir kale veya müstahkem mevkiin veya bir askerî üssün veya tesisin, bir liman veya şehrin komutasını alanlara müebbet hapis cezası verilir.
(2) Kanunen yetkili olmaları veya Devlet tarafından görevlendirilmeleri suretiyle yukarıda gösterilen yerlerin komutanı bulunanlardan, yetkili makamlarca komutanlığı terk etmeleri için verilen emirlere uymayanlara da aynı ceza verilir.
Madde Gerekçesi
Madde metninde gösterilen yerlerin komutanlıklarını yetkisiz gasbedenleri veya makamların emir ve izniyle işgal ettikleri komutanlıkları terk etmeleri için verilen emirlere uymayanları cezalandırmakta ve böylece memuriyetin gaspı suçları bakımından özel bir hâli kabul etmiş bulunmaktadır. Ancak bu hâlde millî savunma bakımından özel ve vahim tehlike meydana geleceğinden suç, “Millî Savunmaya Karşı Suçlar” Bölümü içine alınmıştır. Böylece söz konusu suç ile korunan hukukî yarar, Ülkenin savunmasıdır.
Halkı askerlikten soğutma – Madde 318
(1) (Değişik: 11/4/2013-6459/13 md.) Askerlik hizmetini yapanları firara sevk edecek veya askerlik hizmetine katılacak olanları bu hizmeti yapmaktan vazgeçirecek şekilde teşvik veya telkinde bulunanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır.
Madde Gerekçesi
Madde, halkı askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte, teşvik veya telkinde bulunmayı veya propaganda yapmayı cezalandırmaktadır. Vatanın düşman güçlerine karşı korunması bakımından her Türk vatandaşının askerlik hizmetini severek ve isteyerek yerine getirmesi şarttır. Esasen askerlik hizmetine yönelik duygu, vatandaşlığın zorunlu gereği olan vatana sadakat borcunun bir parçasını oluşturur. Söz konusu duyguyu tahrip etmek veya zayıflatmak maksadıyla vatandaşları askerlik hizmetlerinden soğutma yolunda teşvik veya telkinlerde bulunmayı veya propagandayı suç hâline getirmek suretiyle madde, millî savunmayı koruma amacını gütmektedir.
Telkin ve teşvikin veya propagandanın askerî hizmetten soğutacak kuvvette olması koşulu ile söz, yazı, işaret, küçültücü imgeler veya bunların benzerleri marifetiyle yapılması suç oluşturacaktır. Teşvik veya telkin geniş sayıda kişilere yönelik olmayan fesatçı fiil olduğu hâlde propaganda çok daha geniş ve önceden belirli olmayan gruplara yönelik etkin telkin ve teşvikleri ifade etmektedir.
Maddenin son fıkrasına göre, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi, ağırlaştırıcı nedendir.
Askerleri itaatsizliğe teşvik – Madde 319
(1) Askerleri veya askerî idareye bağlı olarak görev yapan diğer kişileri kanunlara karşı itaatsizliğe veya yeminlerini bozmaya veya askerî disiplini veya askerlik hizmetine ilişkin görevlerini ihlale yönelten ve tahrik edenler ile kanunlara, yeminlere veya disiplin veya diğer görevlere aykırı hareketleri askerler önünde öven veya iyi gördüğünü söyleyen kimselere, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, aleni olarak işlenmişse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Fiil, savaş zamanında işlenmiş ise ceza bir katı oranında artırılır.
Madde Gerekçesi
Silâhlı kuvvetlerin vatan savunması bakımından kanunlar çerçevesindeki görevlerini gereğince yerine getirebilmeleri için, mensuplarının kanunlara itaat etmeleri ve yeminlerine sadık kalmaları, askerî disiplini sıkı bir şekilde muhafaza etmeleri zorunluluğuna ilişkin toplum yararını korumak amacıyla bu madde getirilmiş bulunulmaktadır.
Maddede bu maksatla iki suç yer almaktadır. Her iki suçun faili asker veya sivil olabilir. Bu suçlarla, millî savunma ile ilgili toplum yararı ihlâl edilmiş olmaktadır. Askerler veya askerî idareye bağlı olarak görev yapan diğer kişiler ise suçun konusunu teşkil etmektedirler.
Madde kapsamında iki suç tanımına yer verilmiştir. Bunlardan birincisi, askerleri veya askerî idareye bağlı olarak çalışan sivilleri kanunlara itaatsizliğe, yeminlerini bozmaya veya askerî disiplini ihlâle, askerlik hizmetine ilişkin görevlerini keza ihmale yöneltmek veya tahrik etmektir. Fıkrada yer alan ikinci suç ise, sözü geçen yöneltme ve tahrik konularını askerlerin önünde övmek veya bunları iyi gördüğünü söylemektir.
Her iki fiil de bir tehlike suçu oluşturduklarından yöneltme, tahrik veya övme veya iyi gördüğünü söyleme, suçun oluşması için yeterlidir. Doğal olarak, her tehlike suçunda olduğu gibi, maddenin yorumunda somut tehlike olasılığının varlığı araştırılmalıdır. Ayrıca fiilen bir itaatsizlik neticesinin meydana gelmiş bulunması gerekli değildir.
Maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında her iki suça ait ortak ağırlaştırıcı nedenler gösterilmiştir. İkinci fıkradan anlaşılacağı üzere suçun oluşması için bir tek kişiye yönelik tahrik yeterlidir.
Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma – Madde 320
(1) Hükûmetin izni olmaksızın bir yabancı veya yabancı Devlet hizmetinde veya bunların lehinde çalışmak üzere Ülke içinde vatandaşlardan asker yazan veya vatandaşları silahlandıran kimseye üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Asker yazılanlar veya silahlandırılanlar arasından asker veya askerlik çağında olanlar varsa ceza üçte biri oranında artırılır.
(3) Birinci fıkradaki hizmeti kabul eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Ülkede ne nedenle olursa olsun vatandaşlardan asker toplamak veya vatandaşları silâhlandırmak, Devletin tekelinde olan bir iştir. Ancak Hükûmetin izniyle vatandaşlar arasında bir yabancı veya yabancı devletin hizmetinde veya lehinde çalışmak üzere, asker toplamak veya vatandaşları silâhlandırmak olanaklıdır. İşte madde, Hükûmetin müsaadesi olmadan Ülkede vatandaşlar arasında asker yazmayı veya bunları silâhlandırmayı cezalandırarak Devletin söz konusu yarar ve tekelini korumaktadır.
Söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu seçimlik hareketlerden birincisi, asker yazmaktır. Asker yazmak, kişilere bir taahhütname imzalatmak, bu maksatla para veya başka şeyler vermek, yararlar sağlamak gibi şekillerle gerçekleştirilebilir.
İkinci seçimlik hareket ise, vatandaşları yabancı veya yabancı devlet hizmet veya lehinde kullanmak üzere silâhlandırmaktır yani onlara silâh vermektir. Suç seçimlik hareketli olduğundan asker yazılanlara silâh da tevdii hâlinde faile ayrıca bir ceza verilmeyecektir.
Maddenin ikinci fıkrasında, asker yazılanlar veya silâhlandırılanların asker olmaları veya askerlik çağında bulunmaları hâlinde cezanın artırılacağı açıklanmıştır.
Maddenin sonuncu fıkrası, Hükûmetin izni olmadan kendilerine teklif edilen hizmeti kabul etmiş yani asker yazılmış veya silâh almış olan kişileri ayrıca cezalandırmaktadır.
Birinci fıkradaki suçun maddî unsuru asker yazmak veya silâhlandırmak olduğu için, hizmet kabul eden veya silâhlanan kişi bu suçun şeriki sayılmaz. Bu nedenle, adı geçenlerin fiillerini ayrı bir hüküm ile ayrıca suç hâline getirmek uygun sayılmıştır.
Savaş zamanında emirlere uymama – Madde 321
(1) Savaş zamanında Devletin yetkili makam ve mercilerinin emir veya kararlarına bilerek aykırı harekette bulunan kimseye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Madde, savaş zamanında Devletin yetkili makam ve mercilerinin emir ve kararlarına bilerek aykırı harekette bulunulmasını cezalandırmaktadır. Savaş zamanında herkesin yetkili makam ve mercilerin emir ve kararlarına uymalarını gerektiren zorunluluk çok açıktır. Esasen yetkili makam ve merciin emir ve kararının söz konusu olabilmesi için bunların kanuna uygun bulunmaları gerekir.
Savaş zamanında yükümlülükler – Madde 322
(1) Savaş zamanında, Devletin silahlı kuvvetlerinin veya halkın ihtiyaçları için Devlet veya bir kamu kuruluşu veya kamu hizmetleri yapan veya kamu ihtiyaçlarını sağlayan bir kuruluş ile iş yapmak veya eşya vermek üzere yaptıkları sözleşmedeki yükümlülükleri kısmen veya tamamen yerine getirmeyen kimseye üç yıldan on yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Yükümlülüklerin kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi taksirden ileri gelmişse, cezanın dörtte üçüne kadarı indirilebilir.
(3) Yükümlülüğün kısmen veya tamamen yerine getirilmemesine asıl yükümlüler ile aralarında sözleşme bulunan aracılar veya bunların temsilcileri neden olmuşsa, bunlar hakkında da aynı cezalar uygulanır.
(4) Savaş zamanında yükümlülüklerin yerine getirilmesinde hile yapan yukarıdaki fıkralarda yazılı kişilere on yıldan onbeş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Madde, savaş zamanında silâhlı kuvvetlerin veya halkın ihtiyaçları için kamu kurum veya kuruluşlarıyla sözleşme yaparak iş veya mal verme taahhüdünde bulunanların, yükümlülüklerini kısmen de olsa yerine getirmemelerini cezalandırmaktadır.
Taahhüdün yerine getirilmemesi taksirli bir fiilden meydana gelmiş ise ceza yarıya kadar indirilmekte ve böylece taksirli bir suç meydana getirilmiş olmaktadır. Ancak taahhütte bulunanın kast veya taksir derecesinde hiçbir kusuru yok ise, taahhüdün yerine getirilmemesi, örneğin mücbir nedene dayanmakta ise ceza verilmeyecektir; verilecek olan şeylerin başkalarınca imha olunması gibi.
Maddenin üçüncü fıkrası, taahhüdün yerine getirilmemesine aracıların, örneğin taşeronların neden olduğu hâllerde aracıların da aynı suretle cezalandırılacaklarını hüküm altına almış bulunmaktadır.
Maddenin son fıkrasında hile yapan müteahhitlerin fiillerinin daha ağır cezayla karşılanması öngörülmektedir.
Savaşta yalan haber yayma – Madde 323
(1) Savaş sırasında kamunun endişe ve heyecan duymasına neden olacak veya halkın maneviyatını sarsacak veya düşman karşısında ülkenin direncini azaltacak şekilde asılsız veya abartılmış veya özel maksada dayalı havadis veya haber yayan veya nakleden veya temel milli yararlara zarar verebilecek herhangi bir faaliyette bulunan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Eğer fiil;
a) Propagandayla,
b) Askerlere yönelik olarak,
c) Bir yabancı ile anlaşma neticesi,
İşlenmişse, verilecek ceza on yıldan yirmi yıla kadar hapistir.
(3) Fiil, düşmanla anlaşma neticesi işlenmişse müebbet hapis cezası verilir.
(4) Savaş zamanında düşman karşısında milletin direncini tehlikeyle karşı karşıya bırakacak şekilde yabancı paraların değerini düşürmeye veya itibarı amme kağıtlarının değeri üzerinde etki yapmaya yönelik hareketlerde bulunan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası verilir.
(5) Dördüncü fıkrada yazılı fiil, bir yabancı ile anlaşma sonucu işlenmişse ceza yarısı; düşmanla anlaşma sonucu işlenmiş ise bir katı oranında artırılır.
Madde Gerekçesi
Madde, savaş sırasında belirli koşullarla ve maksatlarla yalan haber veya havadis yaymayı ve temel millî yararlara zarar verebilecek herhangi bir faaliyette bulunmayı cezalandırmaktadır. Böylece madde iki ayrı suçu içermektedir; ikisinin de korumak amacını güttüğü hukukî yarar, savaş sırasında halkın manevîyatını bozacak etkileri gidermek, önlemektir.
Birinci fıkrada tanımlanan suçun oluşabilmesi için, fiilin savaş sırasında işlenmesi gerekir. Fiil, asılsız, abartılmış veya özel maksada dayalı havadis veya haberler yaymak, bunları aktarmaktır.
Maddede geçen “havadis ve haber” kelimeleri eş anlamlı olmakla birlikte soyut habere göre havadis daha ziyade ilgi çekici bir haber anlamını taşır. Haber ise bir olay üzerine edinilen bilgi demektir. Basın ve yayın marifetiyle verilen bilgilere de haber denilir.
“Yayma ve nakletme”, haber ve havadislerin her türlü vasıtayla, değişik çevrelerin bilgisine (ıttılaına) ulaştırılması ve duyurulması demektir. “Özel maksada dayalı havadis ve haber” ise, aslında doğru bir haberin olumsuz etki yapacak surette yayılıp nakledilmesini ifade eder; haberin taraf tutucu şekilde verilmesi gibi. “Aslı olmayan havadis ve haber” uydurulmuş haber demektir. “Abartılmış havadis ve haberden” maksat aslında doğru olan bir haberin, insanları olumsuz etkileyecek biçimde büyütülerek sunulmasıdır.
Haber veya havadisin, kamunun endişe duymasına neden olacak veya halkın maneviyatını bozacak veya Ülkenin düşman karşısında direncini azaltacak nitelikte olması gereklidir.
Birinci fıkrada yer alan diğer seçimlik hareket, “temel millî yararlara zarar verebilecek herhangi bir faaliyette bulunmaktır. Savaş sırasında Ülkenin çabalarını, etkinliğini zayıflatan ve milletin zafere ulaşmasını zorlaştıracak nitelikte bulunan her türlü faaliyetin temel millî yararlara zarar verebilecek nitelikte olduğunu kabul etmek gerekir.
Söz konusu suç, bir tehlike suçudur.
Maddenin ikinci fıkrasında, birinci fıkrada yer alan suça ait üç ağırlaştırıcı nedene yer verilmiştir. Bunlardan birincisi propagandayla işlenmesi, ikincisi askerlere yönelik olarak işlenmesi, üçüncüsü ise bir yabancı ile anlaşarak bu fiilin işlenmesidir. Propagandadan maksat yalan haber ve havadislerin veya temel millî yararlara zarar verecek faaliyetlerin insanları güçlü biçimde etki altında bırakacak nitelikteki araçlarla işlenmiş bulunmasıdır. Haber ve havadislerin askerler arasında yayılıp nakledilmesi veya temel millî yararlara zarar verebilecek hareketlerin keza askerlere yöneltilmesi bir ağırlaştırıcı neden teşkil etmektedir. Fiilin yabancı ile anlaşma neticesi işlenmesi de bir ağırlaştırıcı nedendir. Maddenin üçüncü fıkrasına göre fiilin düşmanla anlaşma neticesi işlenmesi hâlinde ceza artırılmaktadır.
Maddenin dördüncü fıkrasında ekonomik sabotaj niteliğindeki hareketler cezalandırılmaktadır. Bu fıkrada yazılı suçun maddî unsuru yabancı paraların değerini düşürmeye ve itibarı amme kâğıtlarının değeri üzerinde etki yapmaya yönelik her türlü hareketlerde bulunmaktır. Söz konusu hareketlerin suç oluşturması için, bu fiillerin savaş zamanında işlenmesi ve milletin direncini tehlikeye düşürecek şekilde olması gerekir. Suç serbest hareketlidir.
Beşinci fıkraya göre, dördüncü fıkrada yazılı fiillerin yabancı ile veya düşmanla anlaşma sonucu işlenmesi bir ağırlaştırıcı neden oluşturmaktadır.
Seferberlikle ilgili görevin ihmali – Madde 324
(1) Sulh zamanında seferberlikle ilgili görevlerini ihmal eden veya geciktiren kamu görevlisine altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Maddenin 4/11/1983 tarihli ve 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Hâli Kanunu ile birlikte incelenip uygulanması gerekir. Maddede, sulh zamanında seferberliğe ait görevlerini ihmal eden veya geciktiren kamu görevlisine bu ihmalin karşılığı verilecek ceza gösterilmiştir.
Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü – Madde 325
(1) Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletten akademik derece veya şeref, unvan, nişan ve diğer fahri rütbe veya bunlara ait maaş veya başka yararlar kabul eden vatandaşa bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Madde, Türkiye ile savaş hâlinde bulunan düşman bir devletten herhangi bir akademik derece veya şeref, unvan, nişan ve sair fahri rütbe veya bunlara ait maaş almayı veya başka yararlar kabul etmeyi ihanet sayan bir görüşten hareketle bunları alan veya kabul edenleri cezalandırmaktadır.
Yedinci Bölüm: Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk
Devletin güvenliğine ilişkin belgeler – Madde 326
(1) Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları kısmen veya tamamen yok eden, tahrip eden veya bunlar üzerinde sahtecilik yapan veya geçici de olsa, bunları tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanan, hileyle alan veya çalan kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Yukarıdaki yazılı fiiller, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuş ise müebbet hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Madde, Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaların yok edilmesi, tahribi, bunlar üzerinde sahtecilik yapılması veya bunların tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanılmaları, hileyle alınmaları veya çalınmaları fiillerini cezalandırmaktadır. Böylece maddenin koruduğu hukukî değer, Ülkenin savunmasıdır.
“Devletin güvenliği” kavramı, Devletin varlığının korunması, tehlikeyle karşı karşıya bırakılmaması demektir. Devletin varlığını tehlikeye düşürebilecek nitelikteki fiiller Devletin güvenliğini ihlâl eder. “Devletin iç ve dış yararları” ibaresine gelince; bir büyük örgütlenme olarak Devletin elbette ki, yararları ile güvenliği arasında da sıkı bir ilişki vardır. Yararlarını koruyamayan Devletin güvenliği de tehlikeye düşebilir. Madde, Devlet yararları arasında “siyasal” olanları göz önüne almış bulunmakta; bu nedenle, ekonomik, kültürel ve benzerî nitelikteki yararlara ilişkin belge veya vesikalar, bu suçun konusunu oluşturmamaktadır. Söz gelimi Devletin dış ilişkilerinin iyi tarzda sürdürülmesi hususundaki yarar gibi.
Suçun oluşması için belge veya vesikaların bir sırrı içermesi hususunda zorunluluk yoktur. Zira madde belgenin içerdiği sırrı değil bizatihi Devletin güvenliği veya siyasal yararları ile ilgili olan belge veya vesikaları korumaktadır. Ancak fiillerin işlendiği sırada Devletin güvenliği veya siyasal yararlarıyla olan ilgisinin devam etmiş bulunması gerekir. Söz gelimi tarihi belge veya vesikalar hâlen bu niteliği korumuyorlarsa, onlar hakkında bu maddenin uygulanması söz konusu olmaz.
Maddede yazılı olan “belge” sözcüğü her türlü evrak ve vesikaları kapsamaktadır. Resmî belge, genellikle hukukî işlemlerin doğruluğunu belirtme yetkisine sahip makam tarafından usulüne göre düzenlenmiş veya onaylanmış yazılar, Devlet memurlarınca görev gereği gerçekleştirilen işlemleri taşıyan resmî defter ve dosyalar, askerî plan ve haritalar ve bir olayın gerçeğe uygunluğunu gösteren her türlü yazılardır. Güvenilen, doğrulanan her türlü belge anlamındadır.
Maddenin ikinci fıkrası, suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâllerini göstermektedir. Buna göre, birinci fıkrada yazılı fiiller, savaş etkinliğini veya askerî hareketleri tehlikeye koymuş ise ceza artırılacaktır.
Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme – Madde 327
(1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Maddeyle, Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları gereği, niteliği bakımından gizli kalması gerekli bilgilerin temin edilmesi cezalandırılmaktadır. Maddenin koruduğu yarar, millî savunmadır.
Maddenin uygulanmasında dikkat edilmesi gerekli husus temin edilen bilgilerin Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları gereği gizli kalmasının zorunlu olmasıdır. Demek oluyor ki, bilgi sır niteliğinde olacaktır. Eğer bilgi, temin olunduğu sırada sır olma vasfını kaybetmiş ise, söz gelimi temin edilmeden önce açıklanmış veya herkes tarafından bilinen bir husus hâline gelmiş ise, artık sır olmaktan çıkacağından, bunun temininden dolayı faile ceza verilemeyecektir.
Sırdan maksat, yetkili bulunmayan kişilerin hakkında bilgi sahibi olmaları hâlinde “Devletin güvenliğinin, millî varlığının, bütünlüğünün, anayasal düzeninin veya iç veya dış siyasal yararlarının tehlikeye düşebileceği bilgiler”dir. Ancak, vurgulamak gerekir ki, suç olgusuna ilişkin bilgi ve belgeler, bir hukuk toplumunda hiçbir surette devlet sırrı olarak koruma altına alınamaz.
Maddede geçen “temin” kelimesi gizli kalması gereken bilgilerin öğrenilmesi için çaba göstermek, bu hususta vasıtalara başvurma gereğini ifade etmektedir. Bilgilerin böylece temini yani öğrenilmesiyle suç oluşur; bu suçun oluşabilmesi için bunların açıklanmasına gerek yoktur.
Elde edilen bilgilerin, ilgili mevzuat hükümlerine göre Devletin güvenliği yahut iç ve dış siyasal yararlarının gizli kalmasını gerektirdiği bir bilgi olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Siyasal veya askerî casusluk – Madde 328
(1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin eden kimseye onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil;
a) Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenmişse,
b) Savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye sokmuşsa,
Fail, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Madde Gerekçesi
Madde, Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge ya da vesika içeriklerindeki bilgilerin “siyasal veya askerî casusluk” maksadıyla temin edilmesini cezalandırmaktadır.
Siyasal casusluktan maksat, yabancı bir devlet yararına, Türkiye Devletinin veya vatandaşlarının veya Türkiye’de oturmakta, ikâmet etmekte olanların zararına olarak bilgilerin toplanması demektir; kamu sağlığına ilişkin, malî veya milletin maneviyatına ilişkin gizli kalması gereken bütün bilgiler casusluğun kapsamı içindedir.
Askerî casusluktan maksat ise, yabancı devlet yararına ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti zararına askerî bilgilerin toplanmasıdır.
Suçun maddî unsuru, bilgilerin temin edilmesidir. Maddî unsuru oluşturan hareket, esasen var olan bilgilerin ele geçirilmesi yani bu maksatla çaba gösterilerek teminidir.
Suçun oluşması için failde kastın yanı sıra, özel bir maksadın varlığı aranacaktır. Bilgilerin siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temini gerekmektedir.
Suçun konusunu oluşturan bilgilerin, “nitelikleri itibarıyla” gizli kalması gerekli bilgiler olmalıdır. Vatandaşların haber alma, aydınlanma haklarını saklı tutmak için “bilgilerin nitelikleri itibarıyla” gizli kalmaları zorunluluğuna işaret edilmiştir. Gizliliği gerekli kılan husus Devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararlarıdır. Bu itibarla bilgilerin, Devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları ile yakından ilgili bulunma ve bunların elde edilmelerinin söz konusu değerleri tehlikeye sokabilecek nitelikte olması gereklidir.
Maddenin ikinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde suçun nitelikli hâlleri gösterilmiştir. Bunlardan birincisi fiilin Türkiye ile savaş hâlinde bulunan bir devlet yararına işlenmesi yani failde Türkiye ile savaş hâlinde olan bir devlet yararına iş görme amacının varlığıdır.
İkinci nitelikli hâl ise, fiilin Devletin savaş hazırlıkları veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye sokmuş bulunması veya fiilin savaş sırasında işlenmiş olmasıdır.
“Devletin savaş etkinliği” ibaresi Devletin savaş bakımından bütün güç, kudret ve yeteneklerini, olanaklarını kapsamaktadır.
Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama – Madde 329
(1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuşsa, faile on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Fiil, failin taksiri sonucu meydana gelmiş ise birinci fıkrada yazılı olan halde, faile altı aydan iki yıla, ikinci fıkrada yazılı hallerden birinin varlığı halinde ise üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Madde, Devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları gereği niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerin açıklanmasını cezalandırmakta ve böylece ülke güvenliğini ve yararlarını korumaktadır.
Suçun maddî unsuru olan “açıklama”, yukarıda nitelikleri gösterilen Devlet sırlarının bir veya birden fazla kişiye her ne suretle olursa olsun bildirilmesini, naklini belirtmektedir.
İkinci fıkrada gösterilen, suça ait nitelikli unsurlar hakkında yukarıdaki maddenin ikinci fıkrasının gerekçesine bakılmalıdır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, failin taksiri sonucu fiilin işlenmesine neden olunması hâli cezalandırılmakta ve bu hâllerde birinci ve ikinci fıkraların ihlâl edilmiş olabileceği öngörülerek, ayrı ayrı yaptırım konulmaktadır. Bu fıkrayla cezalandırılan fiil, taksir sonucu Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararlarının gizli kalmasını gerektirdiği bilgilerin, bunları açıklayan kimsenin eline geçmiş olmasıdır.
Gizli kalması gereken bilgileri açıklama – Madde 330
(1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklayan kimseye müebbet hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise, faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Madde, Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerin, özel bir maksatla yani siyasal veya askerî casusluk için açıklanmasını cezalandırmaktadır. “Siyasal veya askerî casusluk” maksadı ve söz konusu suçun nitelikli hâlleri hakkında açıklamalar için yukarıdaki maddelerin gerekçelerine bakılmalıdır.
Uluslararası casusluk – Madde 331
(1) Yabancı bir devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, diğer bir yabancı devlet lehine siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin eden vatandaşa veya bunu Türkiye’de temin etmiş bulunan yabancıya bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Devletin ülkesinde iki yabancı devletin birbirine karşı casusluk faaliyetlerini icra etmeleri, yabancı devletler üzerinde olumsuz etki yaparak, uluslararası ilişkilerin bozulmasına neden olabileceğinden, bu fiillerin de nitelikleri itibarıyla cezalandırılması uygun görülmüş ve böylece uluslararası casusluk cezalandırılmıştır.
Maddenin koruduğu hukukî yarar, Türkiye’nin uluslararası itibarıdır.
Askerî yasak bölgelere girme – Madde 332
(1) Devletin askerî yararı gereği girilmesi yasaklanmış olan yerlere, gizlice veya hile ile girenlere iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenirse faile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Bu madde, Devletin askerî yararlarını korumaktadır.
Maddede, askerî yarar gereği yasaklanan yerlere “gizlice” veya “hile” ile girilmesi cezalandırılmaktadır. Taksirle, yanlışlıkla girmek suç olmayacaktır.
Gizlice girmek; denetim ve korumaya ilişkin her türlü tedbirler giderilerek yasaklanan yere girilmesi anlamındadır.
Hile ile girmek ise, girmek için aldatıcı vasıtalar kullanmak demektir. Sahte kimlik kullanma, askerî elbise giymek gibi.
Girilen yerin “Devletin askerî yararı” gereği yasaklanmış yerlerden olması gerekir. Bir askerî tesis inşaatında kişilerin güvenliğini sağlamak maksadıyla konulmuş giriş yasağının ihlâli bu suçu oluşturamaz. Çünkü, bu durumdaki yasaklama, askerî yarar gereği değildir.
Devletin askerî yararı gereği girilmesi yasaklanmış yerler, askerî yarar nedeniyle girilmesi yasaklanmış kara, deniz ve hava bölgelerini kapsamaktadır.
Maddenin son fıkrasındaki hüküm, fiilin savaş zamanında işlenmesini bir ağırlaştırıcı neden saymış bulunmaktadır.
Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik – Madde 333
(1) Görevi dolayısıyla öğrendiği ve Devletin güvenliğinin gizli kalmasını gerektirdiği fenni keşif veya yeni buluşları veya sınai yenilikleri kendisinin veya başkasının yararına kullanan veya kullanılmasını sağlayan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiil, Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenir veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye sokacak olursa, faile müebbet hapis cezası verilir.
(3) Türkiye Devleti tarafından yabancı bir memlekette Devlete ait belirli bir işi görmek için görevlendirilen kimse, bu görevi sadakatle yerine getirmediği ve bu fiilden dolayı zarar meydana gelebildiği takdirde faile beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(4) Bu maddede tanımlanan suçların işleneceğini haber alıp da bunları zamanında yetkililere ihbar etmeyenlere, suç teşebbüs derecesinde kalmış olsa bile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Madde, birinci fıkrasında Devletin güvenliğinin gizli kalmasını gerektirdiği fennî keşif veya yeni buluşları veya sınaî yenilikleri görevi dolayısıyla öğrenip de, kendisinin veya başkasının yararına kullanmayı veya kullanılmasını sağlamayı cezalandırmaktadır. Böylece birinci fıkra aslında Devletin güvenliği açısından gizli kalması gerekli fennî ve sınaî sırların açıklanmasını önlemek amacını gütmektedir. Suçun faili kamu görevlisi olabilir.
Suçun maddî unsuru, fennî keşif veya yeni buluşları veya sınaî yenilikleri kendisi veya başkası yararına kullanmak veya kullanılmasını sağlamaktır.
Maddenin ikinci fıkrasında, suça ait ağırlaştırıcı nedenler gösterilmiştir.
Maddenin üçüncü fıkrasında, ayrı bir suç yer almış bulunmaktadır; korunmak istenen yarar Türkiye tarafından yabancı bir memlekette Devlete ait belirli bir işi görmeye memur edilen kimsenin bu görevi sadakatle yerine getirmesinin teminidir. Görevin sadakatle yerine getirilmemesi, yani Devlete karşı görevde gösterilmesi gerekli özen ve itina dışında ihmal ile icrası bu suçu meydana getirecektir. Ancak suçun oluşabilmesi için, sadakatle yerine getirilmemiş görev dolayısıyla zarar meydana gelebilmesi olasılığının ortaya çıkması gereklidir. Zarar gelebilmesi olasılığı bir cezalandırılabilme koşulunu oluşturduğundan failde buna yönelik bir kastın bulunması gerekmez. Esasen suç ihmal niteliğindedir; zira görev sadakatle yani tam olarak yerine getirilmemekte, ihmalde bulunulmaktadır.
Maddenin dördüncü fıkrasında, herkes için bir ihbar yükümlülüğü getirilmiş bulunulmaktadır. Birden üçe kadar olan fıkralarda yer alan suçların işleneceğini haber alan her vatandaşın bunu yetkililere ihbar etmesi yükümlülüğü getirilmiştir. Asıl fiil teşebbüs derecesinde kalmış olsa bile ihbarda bulunmayan hakkında yine de cezaya hükmedilecektir.
Yasaklanan bilgileri temin – Madde 334
(1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Madde, yetkili makamlarca kanun veya düzenleyici işlemlerin verdiği yetkiye dayanarak, açıklanması yasaklanan ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgilerin temin edilmesini cezalandırmaktadır. Böylece yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasaklayabilecekleri bilgilerin temin edilmesi suç hâline getirilmiş olmaktadır. Suçun oluşması için kanun ve düzenleyici işlemlerin yetkili makamlara o konudaki bilgilerin açıklanmasını yasaklamak yetkisini vermiş bulunması gerekir ve bu bilgilerin niteliği bakımından gizli kalmasının gerekliliği zorunlu olmalıdır. Yoksa resmî makamın her istediği bilginin açıklanmasını yasaklamak yetkisi, demokratik bir düzende kabul olunamaz. Vatandaşın haber almak hak ve hürriyetinin kısıtlanması, ancak Anayasanın olanaklı kıldığı hâllerde kabul edilebilir.
Hangi yetkili makamın hangi bilgileri yasaklayabileceği hususu, mevzuat tarafından belirtilmektedir. Demokratik bir toplumda işlemlerin halkın gözü önünde cereyanı temel ilkedir; böyle olunca devlet makamlarının, keyfî olarak, istedikleri bilginin açıklanmasını yasaklayabilecekleri kabul olunamaz.
İkinci fıkrada suçun nitelikli hâlleri gösterilmiştir.
Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini – Madde 335
(1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin eden kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Madde, yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgilerin siyasal ve askerî casusluk maksadıyla teminini cezalandırmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasında bu suça ilişkin nitelikli hâller gösterilmiştir.
Yasaklanan bilgileri açıklama – Madde 336
(1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye sokmuş ise faile on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Fiil, failin taksiri sonucu meydana gelmiş ise, birinci fıkrada yazılı olan halde faile altı aydan iki yıla, ikinci fıkrada yazılı halde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Madde metninde, yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgilerin açıklanması, suç olarak tanımlanmıştır. Bu maddede geçen kavramlar hakkında yukarıdaki maddelerin gerekçelerine bakılmalıdır.
Yasaklanan bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklama – Madde 337
(1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklayan kimseye on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Madde metninde, yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgilerin siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklanması, suç olarak tanımlanmıştır. Bu maddede geçen kavramlar hakkında yukarıdaki maddelerin gerekçelerine bakılmalıdır.
Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi – Madde 338
(1) Bu bölümde tanımlanan suçların işlenmesi, ilgili kişilerin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmaları sonucu mümkün olmuş veya kolaylaşmış ise, taksirle davranan faile altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise, taksirle davranan faile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrası, Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararlarının gizli kalmasını gerektirdiği veya yetkili makamlarca duyurulması veya yayınlanması yasak olan bilgilerin, bunları ellerinde bulunduran görevlilerin taksirli davranışları sonucu başkaları tarafından elde edilmesi veya elde edilmesinin kolaylaştırılmış olmasını cezalandırmakta ve böylece ilgilileri daha ziyade dikkat göstermeye yöneltmek amacını gütmektedir.
İkinci fıkrada ise, bu suçun nitelikli hâlleri gösterilmiştir.
Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma – Madde 339
(1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri veya yetkili makamların açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken hususları elde etmeye yarayan ve elde bulundurulması için kabul edilebilir bir neden gösterilemeyen belgelerle veya bu nitelikteki herhangi bir şeyle yakalanan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenirse faile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Madde Gerekçesi
Madde ile, Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri veya yetkili makamların açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken hususları temine yarayan ve elde bulundurulması için kabul edilebilir bir neden gösterilemeyen belgelerle veya bu nitelikteki herhangi bir şeyle yakalanan kimsenin cezalandırılacağı hüküm altına alınmış bulunmaktadır.
Belirtilen bilgilerin elde edilmesiyle ilgili madde gerekçelerinde açıklandığı üzere temin etme unsurunun oluşması için belirli bir kısım çabalarda bulunma, vasıtalar kullanma gereğine işaret edilmiştir. İşte bu madde, söz konusu bilgilerin teminine yarayan belgelerin elde bulundurulmasını ayrı bir suç saymaktadır. Söz konusu belgeleri elde bulunduran kişi bu bakımdan geçerli ve kabul edilebilir nedenler gösterebildiği takdirde suç oluşmuş sayılmayacaktır.
Maddenin ikinci fıkrası, bu suretle yakalanmanın savaş zamanında gerçekleşmesi hâlinde cezayı ağırlaştırmaktadır.
Sekizinci Bölüm: Yabancı Devletlerle Olan İlişkilere Karşı Suçlar
Yabancı devlet başkanına karşı suç – Madde 340
(1) Yabancı devletlerden birinin başkanına karşı bir suç işleyen kişiye verilecek ceza, sekizde biri oranında artırılır. Suçun müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
(2) Fiil, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlardan ise, soruşturma ve kovuşturma yabancı devletin şikayetine bağlıdır.
Madde Gerekçesi
Madde metninde, yabancı devlet başkanlarına yönelik olarak işlenen suçlardan dolayı verilecek cezanın artırılarak hükmedilmesi öngörülmüştür. Ancak, bunun için, karşılıklılık koşulunun aranması gerekir. Söz konusu yabancı devletin Türkiye tarafından tanınmış bulunması, doğal olarak, temel koşuldur.
Maddenin ikinci fıkrasında, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlardan dolayı şikâyet hakkının, ilgili yabancı devlet hükûmeti tarafından kullanılabileceği öngörülmüştür.
Yabancı devlet bayrağına karşı hakaret – Madde 341
(1) Resmen çekilmiş olan yabancı devlet bayrağını veya diğer egemenlik alametlerini alenen tahkir eden kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması, ilgili devletin şikayetine bağlıdır.
Madde Gerekçesi
Maddenin amacı, Devletin uluslararası ilişkilerini korumaktır. Bu nedenle, resmen çekilmiş olan yabancı devlet bayrağının veya diğer egemenlik alametinin tahkiri cezalandırılmaktadır. “Resmen çekilmiş olan bayrak” ibaresinden, gerek yabancı devlet ve gerek Türk kamu hukuku ve kanunlarına uygun olarak bayrağın direğe asılmış olması anlaşılacaktır. Bu itibarla yabancı devlet vatandaşının astığı bayrak veya diğer egemenlik alâmetlerinin tahkiri, örneğin bayrak yakılması, bayrak resmen yani resmî görevlilerce asılmadığı için suç olmayacaktır.
Maddenin ikinci fıkrası soruşturma ve kovuşturmayı ilgili devletin şikâyetine bağlı kılmıştır.
Yabancı devlet temsilcilerine karşı suç – Madde 342
(1) Türkiye Cumhuriyetinde sürekli veya geçici olarak görevlendirilmiş yabancı devlet temsilcileri ile bunların diplomasi memurları veya uluslararası kuruluşların temsilcileri ile bunların diplomatik ayrıcalık ve bağışıklık tanınan memurları, kendilerine karşı görevlerinden dolayı işlenen suçlar bakımından, kamu görevlisi kabul edilerek; suç işleyen kişiler hakkında, bu Kanunun ilgili hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
(2) İşlenen suç hakaret ise, soruşturma ve kovuşturma yapılması, mağdurun şikayetine bağlıdır.
Madde Gerekçesi
Madde, Türkiye’de görevli yabancı devlet temsilcilerine veya diplomasi memurlarına veya uluslararası kuruluşların temsilcileri ile bunların diplomatik ayrıcalık ve bağışıklık tanınan memurlarına karşı görevlerinden dolayı herhangi bir suç işlenmesi hâlinde, kanunda o suça özgü cezanın uygulanacağı hükmünü getirmiş bulunmaktadır. Böylece, Türkiye’deki memurlara karşı görevlerinden dolayı işlenecek ve yabancılar bakımından da işlenmesi olanaklı suçlardan dolayı aynı maddeler hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiş olmaktadır.
Karşılıklılık koşulu – Madde 343
(1) Bu bölümde yazılı hükümlerin uygulanması, karşılıklılık koşuluna bağlıdır.
Madde Gerekçesi
Madde, bu Bölümde yer alan hükümlerin uygulanmasını, mağdurun mensubu olduğu devlet kanununca da aynı esasların Türkiye bakımından kabul edilmiş bulunmasına yani karşılıklılık kuralına bağlamış bulunmaktadır.
Dokuzuncu Bölüm: Son Hükümler
Geçici Madde 1
(Ek: 11/4/2013-6459/14 md.)
(1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 235 inci maddesinde yapılan değişiklik sebebiyle görülmekte olan davalarda görevsizlik kararı verilemez.
Yürürlük – Madde 344
(1) Bu Kanunun;
a) “İmar kirliliğine neden olma” başlıklı 184 üncü maddesi yayımı tarihinde,
b) “Çevrenin kasten kirletilmesi” başlıklı 181 inci maddesinin birinci fıkrası ile “Çevrenin taksirle kirletilmesi” başlıklı 182 nci maddesinin birinci fıkrası yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra,
c) Diğer hükümleri 1 Haziran 2005 tarihinde,
yürürlüğe girer.
Yürütme – Madde 345
(1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
5237 sayılı Kanuna İşlenemeyen Hükümler
1- 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanunun Geçici 1 inci Maddesi
Geçici Madde 1
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hükme bağlanmış olmakla beraber henüz kesinleşmemiş olan dosyalarda, uzlaşma kapsamının genişlediğinden bahisle bozma kararı verilemez.
Kayseri Ceza Avukatı
Alanında yetkin Kayseri ceza avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; ceza yargılamalarında savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek taraflara avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.
Ceza davalarında gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması açısından alanında uzman bir Kayseri ceza avukatı veya ağır ceza avukatından hukuki yardım alınması faydalı olacaktır. Yargılama sırasında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir.
Alanında yetkin Kayseri Avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde taraflara hukuki yardım sunmaktadır. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde herhangi bir mağduriyete veya hak kaybına uğramamak için gerekli başvuruların zamanında ve usulüne uygun yapılması büyük önem arz etmektedir. Bu süreçte, alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alınması faydalı olacaktır. Zülküf Arslan Hukuk Bürosu olarak; Yalçınkaya Kararı başta olmak üzere AİHM kararlarının Türkçe çevirilerini yapan Eski AİHM Hukukçusu Dr. Orhan Arslan koordinatörlüğünde müvekkillerimize Anayasa Mahkemesi ve AİHM başvurusunun yanı sıra emsal AYM ve AİHM Kararları çerçevesinde yeniden yargılama başvurusu hususunda da hukuki destek vermekteyiz.
Kayseri ceza avukatı veya Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne başvuru yapmak ve süreci takip etmek için bir avukat arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile başvuru ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.